Her cümlesiyle öfkeden damarlarındaki kanı kaynatan mektuba baktın tekrar. Neredeyse öfke ve keder yüzünden ağlayacaktın, gerçi bu daha önce yapmadığın bir şey değildi ama artık ağlamaktan da yorulmuştun. Sırf kadın olarak doğduğun için sık sık hayatına lanet ederdin ve bugün de o günlerden biriydi. Sıkıntıyla ofladın odanın içinde volta atarken.
Çok geçmeden tanıdık bir ses duydun."Biraz daha uğraşırsan zemini aşındırman mümkün." dedi Boromir. Sesinde alay vardı. Başka bir zaman onun bu alaycı tavrına karşılık vermekte gezikmezdin ama şuan havanda değildin. Sırtın ona dönüktü ve yavaşça yüzünü görebileceği şekilde yana döndün. Senin ifadeni gördüğü zaman anında yüzündeki gülümseme kayboldu.
Bakışlarını adama çevirdin ve o an sana meraklı ve endişeli gözlerle baktığını fark ettin. Hızla yanına yaklaştı ve önüne geçip kollarından nazikçe tuttu.
"Ne oldu? Seni kim üzdü?"
Başını kaldırıp yüzüne baktın ve daha sonra mektubu işaret ettin.
"Annemden. Evlenmem konusunda ısrar ediyor ve bu artık tahammülümü çok aştı."
Üzüntünü gördüğü için sebep olan kişilere öfkeliydi. "Kim?" diye sordu ve sende tek kaşını kaldırarak baktın ona.
"Kim olduğunu biliyorsun. Adını anmayacağım."
Boromir burnundan bir nefes verdi gözlerini kapatıp, başını iki yana salladı hafifçe.Bahsi geçen kişi zengin lordlardan biriydi. Adam daha önce iki kez evlenmişti ve iki karısını da doğumda kaybetmişti. Pek çok kızı olmuştu ama erkek yoktu. Bir varis, bir erkek çocuk hırsıyla yanıp tutuşan ve senden neredeyse iki kat yaşlı bir adamdı. İşin diğer korkunç yanlarından biri ise müstakbel üvey kızlarınla aranda fazla yaş farkı olmamasıydı... öyle ki en büyük kız senden daha yaşlıydı. Belki sadece bir kaç yıl ama sonuçta senden daha yaşlı bir üvey kız... tüylerin diken diken oldu ve bu hissiyat adamın geçen ay düzenlenen bir partide sana attığı aç bakışları hatırlamanla arttı. Miden bulandı ve bu adamların nasıl bu denli iğrenç zihinlere sahip olabildiklerini düşünerek bir kez daha dehşete kapıldın. Bu kapıldığın dehşet, kendi öz annenin sırf para için seni satmaya çalışmasıyla körüklendi. İnanılmaz bir hayal kırıklığıydı. Baban buna karşıydı ancak herhangi bir müdahalede bulunmamıştı henüz. Seni her zaman destekleyen, sana en çok saygıyı duyan ve seni seven kişi olduğunu düşünüyordun, hep böyle yapmıştı ancak artık bazı şeyler değişiyordu. Annene ve diğer akrabalara, insanlara göre 'uygun yaşı' çoktan geçmiştin ve hala bekardın. Üstüne üstlük Vekilharç Denethor'un büyük oğlu Boromir ile adın çıkmıştı. Hepsi üst üste gelince bu kabul edilemez raddeye gelmişti ve annen seni satmaya çalışıyordu ama boyun eğmeyecektin. Yinede işin içinden çıkamıyordun.
"Çıkmaz bir yoldayım ve ne yapacağımı bilmiyorum." dedin.
Duyduğu şey Boromir'in kaşlarını çatmasına neden oldu.
"Elbette başkasıyla evlenmeyeceksin, biz birbirimize aitiz bunu biliyorsun. Annen seni hiçbir şeye zorlayamaz."
Ofladın yerinde kıpırdanarak.
"Anlamıyorsun! Her şey çok basitmiş gibi konuşuyorsun Boromir, ama değil. Bu artık tamamen ciddi bir mesele ve bense bir kadınım, seçim şansı olmayan." Son cümlede zorlandın. Ağırdı, hemde çok ağırdı. Bu halini görmesini asla istemiyordun ama tükenmene az kalmıştı. Çatık kaşları normale döndü. Senin kederinin bulutları onun tepesine de çöktü çünkü sen üzgünken o asla daha iyi olamazdı.
"Söz veriyorum bunu halledeceğiz. Seni bırakmam mümkün değil ve asla olmayacak."
Ona inanmak ve her şeyin düzeleceğine emin olmak istiyordun ama mümkün görünmüyordu.
"Bunu babana da anlat..." dedin.
Ama o inkara gecikmedi.
"Onun bu konuda söz hakkı yok. Kalbimi yönetmiyor."
![](https://img.wattpad.com/cover/324967487-288-k609963.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Orta Dünya Hayalleri • Middle Earth Imagines
FanficBu kitapta Yüzüklerin Efendisi ve Hobbit serilerinden karakterler ile ilgili kısa hikayeler yer alacak. Genel olarak Karakter x Okuyucu şeklinde ilerleyecek. İstek alıyorum.☆