Bu kitapta Yüzüklerin Efendisi ve Hobbit serilerinden karakterler ile ilgili kısa hikayeler yer alacak. Genel olarak Karakter x Okuyucu şeklinde ilerleyecek.
İstek alıyorum.☆
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Hayatın sanılanın aksine hiçte kolay olmamıştı. Erkek egemen bir dünyada kadın olmakhiçbir yerde kolay değildi. Bir kraliyet mensubu olarak bunun zorluklarından ve beraberinde getirdiği çeşitli, can sıkıcı sonuçlarından payına düşeni fazlasıyla almıştın. Prenses olmaktan her zaman nefret ettin, tüm o kasıntı yaşamdan, formalitelerden, aptal soylulardan ve onların yersiz egolarından bunaldın. Hiçbirini beslemedin, kendine yer açmaya ve benliğini korumaya gayret ettin ama baban sana fırsat vermedi. Annen seni doğururken kan kaybına daha fazla dayanamamış ve aynı günün akşamına kalmadan gözlerini yummuştu. Hizmetçilerin elinde büyüdün. Baban sana yeteri kadar özel ilgi vermemişti. Elbette tamamen umursamaz değildi, sana pahalı hediyeler hazırlatırdı, şımartılırdın ama sadece maddi açıdan. Baban abilerine daha fazla ilgi duyuyordu. Her zaman erkek çocuklar daha değerli olmuştu. Nedenini asla anlamadın. Böylece yıllar geçti ve tüm bu süreçte sana en yakın olan tek biri vardı. Ejderhan Maelessa. Tıpkı bir elmas gibi görünüyordu. Mavi keskin gözleri, parlak gri pulları ve ona eşlik eden genişkanatları vardı. Bir dişi. Senin en yakın arkadaşındı. Birlikte büyüdünüz. Annen sen doğmadan önce yumurtayı bizzat kendisi seçmişti. Sen doğduktan sonra ise yumurta çatlamış, içinden sağlıklı bir bebek ejderha çıkmıştı. Senin dostun, hayatında en değer verdiğin şey. Sık sık onu ziyaret ederdin, bazı zamanlar ona şarkı söylerdin ve sonunda dip dibe uyuyakalırdınız. O iyice büyüyüp eyer vurulacak hale geldiğinde ilk kez sırtına bindin. Yüksek Valyria dilinde komutlar verdin ve ilk defa birlikte uçtunuz. Bu o zamana kadar yaptığın en harika şeydi. Heyecan kanını kaynatmıştı ve kalbin küt küt atıyordu. Yıllarca büyümeye devam ettiniz. Artık sen yetişkin bir kadın, Maelessa ise yetişkin bir ejderha olmuştu ve bir eş bulmuştu. Çiftleştiler ve ejderhan yumurtladı. Üç tane. Mutluluktan yere göğe sığamıyordun ama babanın seni konsey toplantısına çağırtmasıyla mutluluğun kısa sürdü. Evlenecek yaşa çoktan geldiğini ve artık kendiailene sahip olman gerektiğini söylüyordu. İtiraz ettin ancak seni herkesin içinde azarladı. Fazla şansın yoktu çünkü o senin kralındı. Bu haberin ardından daha kötü ikinci bir haber verildi. Evlenmen gereken kişi... senin üçüncü yani en küçük abindi. Rhaegon. Karşında duran abine baktın. Nefesin kesilmişti. Bu günün geleceğini zaten biliyordun ancak yinede hazırlıksız yakalandın, çocukluk bitmişti. Targaryen Hanesinde akraba evlilikleri çok olağandı ve yaygın bir durumdu. Ama sen geleneklere uymak istemedin. Değil öz abinle, kuzeninle yada kanından olan herhangibiriyleevlenmek istemiyordun. Bu çok yanlış geliyordu. Pekala, Rhaegon diğer erkeklere nazaran çok daha iyiydi, gerçekten iyi, nazik biriydi ve sana şimdiye kadar herhangi bir şekilde en ufak saygısızlık dahi etmemişti. Ama onunla evlenme ve çocuk yapma fikri bile mideni kaldırdı. Oradan kaçıp gitmek istedin. İzin istedin ve hızla uzaklaştın. Sonraki bir kaç gün odandan çıkmadın. Abilerin uğrayıp durmuştu ama umrunda değildi. Tam da bu dönemde şehirde ve liman tarafında bazı karışıklıklar çıkmaya başlamıştı. Başlarda halledilebilir görünüyordu ama babanın kuzeni ejderhası ile ortaya çıkıp daha büyük bir kaosa hatta bir isyana dönüşmesine neden olana kadar... Her şey daha kötüye gitmeye başlamıştı, sivillerin canları yanıyordu ve sen onların feryatlarını devamlı duydun. Ama bir gün daha büyük olaylar patlak verdi ve babanın itirazlarınakarşı çıkarak Maelessa ile birlikte dahil oldun. Başlarda hallediyordunuz ancak sonraişler tersine döndü. Kuzenin karşına çıktı. Taht kavgaları patlak vermeye başlamıştı ve senin Rhaegon ile nişanlanmanı hiç hoş karşılamamıştı. Seni kendine istiyordu.