hoca tahtaya soru yazmıştı. "eveet, kim çözmek ister?" diye sorduğunda oturduğum sıraya ayağımı koyup sıranın üstüne çıktım. "BEN YAPARIM HOCAM!" Diyip yazı yazdığımız sıranın üstüne basıp atladım.
tahta kalemini elime aldım ama tek bir sıkıntı vardı...
boyum yetmiyordu.
"ne oldu taehyungcuğum?"
"hocam.. boyum yetişmiyor.. BU TAHTA NİYE TAVANA DEĞİYOR YA!" diyip sıraya geçtim. herkes kahkaha atarken yüksek sesle şimşek çaktı. refleks ile ellerimi kulaklarıma götürüp çığlık attım.
kısık sesle şarkı mırıldanıp sakinleşmemi sağladı.
arka sırada ve köşede oturduğumuz için sıkıntı yoktu. "You get it popping Oh, why you so obsessed with me Lying that you're sexing me It's clear that you're upset with meFinally found a girl that you couldn't impressLast man on the earth still couldn't hit this." kısık sesle kulağıma şarkı fısıldamaya devam ettiğinde ellerimi kulaklarımdan çektim. tırnaklarımla tırnağımdaki etleri soymaya başladığımda ellerimi elleri arasına aldı. çantamdan dalin çıkartıp sıraya ve ellerimize sıktım.
işte şimdi vanilya kokuyordu. kafama pembe tavşan kulağı taktım.
"bayılıyorum kırmanç erkeklere, vale vale kurbaneğ, al lan şunu manyağk." diyip jungkooka taktım. "eve gidince şarkı söyleyip içelimmi?" kafamı salladığımda sağa tarafa kafasını çevirip geri bana baktı.
