puağahahahahahahahaa iyi okumalar bebitolarrr
"efendim kim- ay pardon jeon oldun artık değilmi?" diyerek güldüğünde sertçe cevap verdim.
"ben hala kim taehyungum, jeon taehyung farklı. neyse ben sana şey dicektim yanında baharatlı pirinç keki ve noodle yapalımmmı??" diyerek açıkladığımda bana dönüp dibime girdi.
"istedinde yapmazmıyız?" diyerek belimi yakaladığında tüm kan yanaklarıma pompalanıyor gibi hissettim.
"jeongguk televizyon-" sözümü kesilmesinin sebebi hissettiğim dokuydu...
parmaklarını dudaklarımdan çekip elini havaya kaldırdı.
"ben hallederim." deyip içeri koştu. kısa bir süre sonra bas gaza açıldığında kahkaha attım.
jungkook mutfaktan içeri girdiğinde saçlarını iki yana toplamıştı, çok komik gözüküyordu!
malzemeleri çıkardıktan sonra orta boy bir tencere çıkardım, sonuçta noodle yapıcaktık.
jungkook ramyeonu yapıp masaya koyduktan sonra yanıma geldi. 4 tane noodle alıp hepsini teker teker dişleriyle açmaya başladı. tam su koyacakken jungkookun sesini duydum şarkı mırıldanıyordu.
"ıt's cuffing seasons and all the girls be needing, need a big boy, ı wanna big boy, give me a big big big booooyyy..." diye mırıldandığında bakakaldım. jungkook baktığımı fark edince sırıtmaya başladı.
"ne o? sesime hayran kaldın sanırım?" kim hayran kalmazki.. bir yanım bağıra bağıra 'SENİN SESİN MÜKEMMEL ÖTESİ ÖPEMMİ O GÜZEL DUDİŞLERDE- saçmalama' diyor bir yanım ise bunu söylemekten utanıyor.
"sesini kim beğenmezki? herkes hayranın amına koyayım." dediğimde yanıma yanaştı.
elini tezgaha koyunca tezgah ile arasında kaldım.
"Şu güzelim surata bak Şu gülüşe, dudağa bak Tutsağım tuzağına, uzak kal uzağıma Ey, çirkin değil o taraf delirme Çekilir fotoğraf benimle İstersen gelirsin locama, çekinme Öderim fatura gelince Şu endama duruşa bak Heyecandan konuşamam." şarkı söylemeye devam ettiğinde bayılıcak gibi oldum.
ellerini tezgahtan çekip noodlelerin soslarını dökmeye gitti. elimi kalbime koydum. az önce ne yaşanmıştı?
götünü sallayarak sosları döktüğünde kahkaha attım.
"go bad bitch go, go bad bitch go,go bad bitch go." diyerek dans ettiğinde kıkırdadım.
"çok enerjiksin bu aralar, ne oluyor jeon bey?" diyerek kıkırdamalarıma engel olamadığımda gülerek bana döndü.
"yemek yiyelim sonra yatalımm." ne yani benimle yatıcağı içinmi mutluydu? anlamadım...
-
yemekleri yedikten sonra neredeyse uyuyacaktım. gözlerim kapanmaya başlamıştı bile.
jungkook bulaşıkları yıkadıktan sonra geldiğinde kollarımı uzattım. "kucak?" dediğimde kucağına alması uzun sürmedi.
kucağına çok alışmıştım, yürümek istemiyordum bile. "bakıyorum da kucağımda durmadan duramıyorsun ha?" dediğinde kafamla onayladım. jungkook televizyonun kumandasını alıp televizyonu kapattı.
yüzümü boynuna gömüp ellerimi boynuna sardım. "kasların var, azıcık kucağına alsan nolur sanki..." dediğimde kıkırdadı.
"senin de kasların var hatırlatırım bay jeon." dediğinde yavaşça omzuna vurdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
WHAT'S İS?!İS İT LOVE?
Teen Fictionokulun çok bilinen,havalı üvey kardeşleri kim taehyung ve jeon jungkook, ama bilmiyorlardıki ikiside birbirlerinden deli gibi hoşlanıyordu.