19-

28 1 0
                                    

Avmye geldiğimizde Hannah'ın karnından ses gelince burger kinge gittik.

"Merhaba bay kim, buyrun ne istersiniz?"
Garson yanımıza hemen gelince bacağımda oturan minik kızımı düzelttim.

"Bir tane hamburger bir tane kola, bir tanede portakal suyu alabilirmiyim?"

"Pekala, bu minik kız ne ister?"

"Ben ona kendi yemeğimden veririm teşekkürler." Adam deftere siparişimizi yazıp önümüzde eğilerek geri gitti.

Hannahı kendime çevirip daha yeni çıkmaya başlayan saçlarından öptüm.
"Çok mu acıktın bebeğim?"

"Liginligibiligi." Elini havaya kaldırarak konuşup masaya yavaşça vurdu.

"Sen büyüyünce çok güzel bir kız olucaksın." Daha 1 yaşındaki kızıma 20 yaşındaki kız gibi giydiriyordum, Chan da öyle.

"Baa, aç. aç." Hannah acıktığını belli ettiğinde kıkırdadım. "Bekle kızçem gelicek yemeğin."

Yemeklerimiz geldiğinde hamburger ekmeğinden küçücük bir parça alıp hannaha uzattım.

Hannah ağzını kocaman açıp ekmeği ağzına alınca elimi geri çektim. Hannah sevinçle elini çırparken kıkırdadım.

"Çok mu güzel?" Hannah kafasıyla onayladığında kolamdan bir yudum aldım.

"Portakal suyu istermisin bitanem?"

Hannah kafasıyla yine onayladığında tek elimle pipeti açıp portakal suyu dolu bardağa koydum.

Hannah bacağıma ayaklarını koyarak ayağa kalkıp masaya uzandı ve portakal suyunu içmeye başladı.

Tek elimle Hannah'ı tekrar sol bacağıma oturtup bardağı elime alıp biberonuna doldurmaya başladım.

Kapağını kapatıp hannaha verdiğimdd minicik elleriyle biberonu tutup kafasına dikti.

"Bitanem sakin ol. Ne bu şiddet bu celal?"

Biberonu ağzından çekip masaya uzatmaya çalıştığında elimd alıp masaya koydum, o sırada Hannah tek elini kaldırıp, "liginligibiligi." Dedi.

"Babacım, sende liginligibiligi den başka bir şey söylemiyorsun, biz anlaşamayızki seninle böyle."

Elini bana uzatıp dudağıma koydu. Dudaklarımı büzüp öptüğümde ellerini çekip kendi dudağına götürerek dudaklarına vurdu.

Hamburgerden minik bir parça alıp hannaha verdiğimde ağzını açıp çiğnemeye başladı.

"Sende baban gibi tavşana benzersin inşallah."

"Hayy." Hannah hayır demeye çalıştığında kıkırdadım. "Yemek istermisin?"

Kafasını hayır anlamında salladığında
Garsonu çağırıp ayağa kalktım. Cebimden siyah kartımı çıkartıp kasaya doğru ilerledim.

"Yediklerimizi paket yaptırıcaktıkta, paket yapabiliyormusunuz?"

"Tabii, Soowi bay kim'in yemeğini paket yapın!" Dedi.

"Teşekkür ederiz, ha bu arada toplam ne kadar tuttu acaba?"

"23.000 won tuttu efendim. Kart mı? Nakit mi?"

"Kart." Dedim. Adam pos cihazını uzattığında kartımı okutup paket yapılan yemeğimizi alıp dışarı çıktık.

"Şimdi nereye gidelim hayatım?" Hannah eliyle karşıdaki kiko mağazasını gösterdiğinde yürüyerek kiko mağazasına gittik.

WHAT'S İS?!İS İT LOVE?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin