Ahsen
"Şu elbisenin güzelliğine bakar mısın?"
Süslü Makbule elbiseyi üzerine tutup bana döndü. Gülümsedim. İncecikti ve eminim çok yakışır elindeki elbise ona.
"Çok güzel." dediğimde elindeki elbiseyi üzerime tuttu. Süzdü beni. Utandım içten içe.
"Sana ne güzel yakışır bu elbise. Denese."
Beklentili hâlde bana bakıyordu. Başımı iki yana salladım. Güzel olmaz ki.
"Şey ben bir şey almayacağım. Sen dene istersen. Hem bana olmaz elbise. Bedenim senin gibi değil." dedim utana sıkıla. Elbiseyi yerine asıp başka bir beden aldı eline. Bunun da olacağından şüpheliyim.
"Dene lütfen. Karnım acıktı. Sonra yemek yemeğe gidelim olur mu?"
Benim de karnım acıktı ama belli etmedim. Başımı sallamakla yetindim. Elinden aldım elbiseyi. Süslü Makbule ile AVM'ye geldik. Kafamız dağılsın diyerek evden aldı beni.
Kabine girdim. Elbiseyi denediğimde arkasının fermuarını kapatamadım. Olmadı da bana. Sığmadım içine. Biliyorum kendimi.
"Giydin mi, Ahsen? Çok merak ediyorum."
"Makbule abla olmadı bana. Ben çıkartıyorum-"
"Bir beden büyüğünü getireyim. Hediye etmek istiyorum sana." dedi istekli gelen sesiyle. Hediye mi?
Yaşaran gözlerimle yutkundum. Ne gerek vardı ki? Hem ne kadardır bu elbise?
Etiketine baktığımda gözlerim büyüdü. Şaka mısınız?
"Teşekkür ederim, Makbule abla ama ben istemiyorum. Hem karnım çok acıktı. Yemek yiyelim."
Üstelemedi beni. Elbiseyi özenle çıkartıp astım. Kıyafetlerimi giydim üzerime. Astığım elbise ile çıktım kabinden. Süslü Makbule yazlık bir şapka ile yanıma geldi. Şapkayı başıma bıraktığında irkildim.
"İtiraz istemiyorum, kabul et lütfen."
Başımdaki şapkayı elime alıp baktım. Çok güzel şapka. Çok da kaliteli duruyor. Gözlerim fiyatına iliştiğinde kalakaldım. Biz hangi mağazaya girdik Allah aşkına?
"Ayy inanmıyorum! Ahsen sen misin?"
Dalgınca başımı kaldırdığımda Ülkü'yü görmeyi beklemiyordum. Üzerimi süzdü rahatsız edici bakışlarıyla. Tepki veremedim. Gözlerim Süslü Makbule'ye gittiğinde tepkisiz bakıyordu Ülkü'ye. Bu bakış sen kimsin bakışıydı. İğneli bakıyordu.
"Sen şişko olmuşsun iyice. Ne oldu sana? Bu sene sınava girdin mi? Dışarı çıkma sen. Burhan kaçar senden." dedi gülerek. İçime dokundu. Yutkunamadım. O sırada Süslü Makbule'nin sesini duydum.
"Pardon da sen kimsin?" diye çıkıştı. "Varoş varoş konuşmalar... Hemcinsine şişko diyecek kadar küçüldün. Ahsen'in fiziğini sorgulayacak en son kişi bile değilsin. Öfkeni başka yere kus, kıskançlığını başka yerde yaşa. Şimdi def ol git başımızdan!"
Ülkü'nün ağzı açık kaldı. Ben de ondan farksızım. Süslü Makbule koluma girdi umursamazca. "Brocuğum haklıymış. Sınıfındaki kızlar beş para etmez. Bir sen varsın." dediğinde gözlerim Ülkü'ye gitti. Çatık kaşlarıyla bize bakıyordu.
"Asıl varoş olan yanındaki." deyip ayağını yere vurdu. "Hem sen kimsin ya? Bro dediğin de kim?"
"Burhan'ın ablasıyım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AHSEN
SpiritüelKitapları rasgele çantama koyup çantamı sırtıma taktım. Sınıf kapısına doğru ilerlerken önümde beliren kişiyle nefesimi tutup gözlerimi kocaman açtım. Ciddiyetle yüzüme bakıyordu. Ölmem değil mi? "Korkma hemen." deyip yanımdan geçti. Tuttuğum nefesi...