Dudaklarıma değen dudaklar bir yardım busesi sunmuştu adeta bana! Yıkılmışlığım, umutsuzluğum ve dünyamın başıma yıkılmış olduğu hissiyatı bir anda yok olup gitmişti sanki! Hiç tanımadığım o adamın tenime teması belki umut belki de bambaşka olayları...
Gözlerine değen gözlere yutkunarak baktı Yaman. Loş ışığa maruz kalan koyu yeşil gözler gitgide açılmıştı. Elleriyle kadının ellerini kavradıktan sonra yukarıya kaldırıp havada birleştirdi. Boynuna dudaklarını bastırmaya devam ederken birkaç saat sonrası umurunda değildi. O fitilin ucu çoktan alevlenmişti bir kere! O beyaz narin boyundan gerdan doğru süzülen dudaklarıyla alev alev yakıyordu altındaki kadını! Yanmaya bir kere and içmişlerdi bir yerde ve bunun pek de dönüşü yoktu. Titrek nefesini dışarıya veren kadın yutkunup dolgun dudaklarını ıslatırken sarhoş bir halde mırıldandı. "Ah! Hadi ama..."
Yurdanur'un söylenmesi adamın yüzünde arsız bir gülümsemenin peydahlanmasına neden olurken kadının üstündeki büstiyere doğru götürdü elini ve işaret parmağını önce göğüs ucunun olduğu bölgeye daha sonrada göğüs oluğuna sürttü. Bir an evvel o şahane göğüs uçlarından birini ağzına alıp emmeliydi! Bu kadına gözlerinin temas ettiği andan itibaren bundan başkasını düşünmüyordu ya da belki de sarhoş olduğundan! "Önce emeceğim."
Adamın arsız konuşmasıyla titrek nefesini bir kere daha dışarıya verdi. Sabırsızdı ancak bir o kadar da tutkulu! Altında kuş gibi titrediği adam Yunan Tanrısıydı sanırsın! "Em..." Buğulanmış sesiyle adama yanıt verdiği sırada Yaman hafifçe gülümsedi sonrasında kadının dudaklarına uzanıp alt dudağını emdi ve çekildiği gibi büstiyeri zor bela sıyırmayı başardıktan sonra sabırsızca görmeyi beklediği o göğüs uçlarından birini görme şerefine nail oldu! Pembe tomurcuğu parmağının arasına kıstırıp çekiştirirken Yurdanur ile aynı anda inlediler.
Ah! Bu geceden sonra her şey çok farklı olmalı Yurdanur! Bu gece belki de bir bebek için ilk ve tek şansın!
Dudaklarının arasına aldı o toz pembe tomurcuğu genç adam ve bir bebek misali emerken Yurdanur elini onun başına koymuş kumral ile sarı arasındaki renkte olan saçlarını okşamaya başlamıştı. Hem bir o kadar şefkatli hem de bir o kadar arzuluydu!
