BÖLÜM 9

897 43 5
                                    


Merhaba! ☀️

Yeni bölüm için sizi çok beklettim biliyorum ama bir türlü konsantre olup yazamadım. Umarım bölümü keyifle okursunuz. 🙏🏻🫶🏻

Oy verip yorum bırakmayı ihmal etmeyin lütfen. 🙏🏻 ♥️

Gelecek bölümde görüşmek üzere! 😘

Odanın kapısının tıklama sesiyle beraber birbirimizden kopmayı başardık

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Odanın kapısının tıklama sesiyle beraber birbirimizden kopmayı başardık. Elini çeneme dudağımın kenarına doğru getirdikten sonra okşadı ve kulağıma eğilip fısıldadı. "Seni özlemişim..." belli belirsiz bir gülümseme gönderdikten sonra çekilip kendime çeki düzen verdim. O da benimle beraber kendisine çeki düzen vermişti ki, odanın kapısı bir kere daha tıklatıldı. "Yurdanur Hanım!"

Duygu'nun sesi kulağıma dolduğunda iç çekip gözlerimi devirdim. Umarım olağanüstü herhangi bir durumda yoktur diye içimden geçirmeden edememiştim de bir yandan. "Gel Duygu."

Ben yerime otururken, Yaman çoktan masamın yan tarafında duran koltuğa oturmuş ve bacak bacak üstüne atmıştı bile. Göz göze geldiğimizde bana göz kırptı. Hemen ardından da odadan içeriye Duygu girdi zaten. "Kusura bakmayın rahatsız ettim ama şu dosyalar vardı unutmuşum.",

"Tamam canım."

Duygu başını onaylarcasına bir şekilde salladıktan hemen sonra elindeki dosyaları masaya bırakıp odamdan çıktı. O çıkınca Yaman nefesini dışarıya verdi. "Sonunda bizi yalnız bıraktı."

Deyince kıkırdamadan edememiştim ki, telefonuma mesaj geldi. Bu tabii ki Eylem'dendi! Beni merak ettiğini biliyordum ama bir yandan da yalnız kalmak istemiştim işte.

"Seni merak ediyorum."

İç çektim Eylem'i de daha fazla merak içerisinde bırakmak istemiyordum. Hemen elime telefonu alarak ona mesaj yazmaya başladım.

"İyiyim canım, merak etme. Yarın kahvaltıya gidelim beraber."

Önce Eylemle konuşmak daha iyi olacaktı. Hoş her iki konuşma içinde kendi gücümü toplamam gerekiyordu. Zor olacak olsa da bunu başarmam lazımdı. Yapabilirdim değil mi? İçimden bir ses sürekli olarak buna mecbur olduğumu fısıldayıp duruyordu bana! "Kahven buz gibi oldu."

Dediğim sırada içmeye başlamıştı. "Bence sorun yok biliyorsun genelde soğutup içiyorum." Evet, bunu yapıyordu. Ama ben yine de yeni bir kahve söylemeyi daha teklif etmeden edemedim.

"Böyle iyi güzelim gerçekten sorun yok. Soğutup içmeyi daha çok seviyorum ben." Belli belirsiz bir gülümseme gönderdim karşımdaki adama. Yaman bu sırada masada duran çayımı işaret edip, "asıl senin çayın soğudu" dediğinde alt dudağımı dişleyip ona bakmıştım ki dudaklarını yalayıp konuştu.

Bebek İçinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin