17 Ağustos, 2011
Hakkâri, Çukurca karayolunun 12 kilometresinde askeri konvoya patlayıcı düzenekleri ile saldırı yapıldı. 4 kez patlayan mayınlarla parçalanan BTR-80 tipi zırhlı personel taşıyıcının içindeki 11 asker ve 1 köy korucusu şehit düştü.
Hakkâri, Çukurca, 2011
Gözlerini demir bir ranzada açan Giray, günlerdir sırtını delip geçen tahta sandalyeden sonra bir nebze de olsa yumuşak hissettiği döşekte rahat bir nefes verdi.
Herhangi bir askeriye üssünün revirinde olduğunu anlaması zor değildi, zira burnuna çalınan iyodoform kokusu bunu teyit eder nitelikteydi. Etrafına bakınmak için yattığı ranzada doğrulduğunda sol omzunda hissettiği ağrıyla yüzünü buruşturdu. Yarasının ciddi olduğunun o da farkındaydı ama mağarada geçirdiği zamanlarda ağrıyı hissedemeyecek kadar öfkeliydi. Şimdi şimdi acısını hissettiği ağrıyla daha dikkatli hareket ederek doğruldu.
Yüzündeki yaraları kolaçan etmek adına elini yüzüne attı ve ellerine değen yoğun sakallarla kaşlarını çattı. Kaç gündür bu yataktaydı da sakalları kendinden bağımsız egemenliğini ilan ederek bu kadar uzamıştı?
Karşısındaki kapalı kapıya bakarak yataktan kalkmaya da yeltendi ama paldır küldür açılan odanın kapısıyla olduğu yerde kaldı.
Odaya giren askeri üniformalı bir adam "Anasınııı, uyanmış" diyerek hızla kapıyı geri kapattı.
Olayın şokuyla ağzı hafif aralık kapıya bakmaya devam eden Giray gülüp gülmemek arasında kaldı, içeri giren askeri neredeyse beş saniye ya görmüş ya görmemişti ama adamın verdiği tepki komik gelmişti.
Bir kaç dakika sonra odaya yaklaşan ayak sesleriyle işte şimdi başlıyoruz diye düşünerek kapının açılmasını bekledi. Bu defa içeri en önde rütbeli bir asker, onun da ardından iki asker girdi.
"Geçmiş olsun" diyen sert bakışlı asker Giray'ın cevap vermesini beklemeden üniformasındaki telsize atıldı.
Giray "Teşekkür ederim" kelimelerini ağzında mırıldanarak omuz silkti. Adam suratına bile bakmadı ama en azından kibarlık yapmıştı.
"Yüzbaşım muhbir uyandı, sorgu odasına götürelim mi?"
Giray oflayarak "A eksik" deyince Üsteğmen Baturalp kaşlarını çatarak Giray'a baktı.
"Ne dedin?"
Giray kimseden hayır yok diye düşünerek yataktan kendi başına zor da olsa kalktı.
"Diyorum ki a harbi eksik. Muhbir değil, muhabir. Ben savaş muhabiriyim."
Baturalp'in kafası iyiden iyiye karıştığı için bu ayrıntıyı umursamamaya karar vererek odanın kapısına yöneldi.
"Alın bunu burdan, sorgu odasına götürün."
O çıktıktan sonra geriye kalan iki asker birbirine bakınca Giray sırıtarak "Komutanınızı duydunuz, alın bunu burdan" diyerek bileklerini uzattı.
Şokla yanındakine bakan Tan, "Deli herhalde" deyip Giray'ın yanına gitti ve yaralı olmayan omzundan ittirerek kapıya yürüttü.
"Yürü hadi yürü Allah'ın zekisi, sorgu odasının keyfini çıkarırsın."
Giray omuz silkip "Bünye alışık kardeşim" dedi ve onun yönlendirmesiyle odadan çıktı.
Peşlerinden gelen Siraç ise "Bu kadar salak olduğunu bilseydim valla kurtarmazdım" deyip hayıflanır gibi başını iki yana salladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KADRAJ - BxB
General FictionAskeri eşcinsel kurgu. #sınırkarakolu #dağ #savaştimi #komutan #muhabir #asker #muhbir #sırlar #aşk #intikam #kaos HİKAYEDE YER ALAN KİŞİ, KURUM VE KURULUŞLAR GERÇEĞİ YANSITMAMAKTADIR, TAMAMEN KURGU ÜRÜNÜDÜR!!!