26

2.5K 229 35
                                    

Yorum yapmayı ve vote vermeyi unutmayın iyi okumalar🩸🩺

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yorum yapmayı ve vote vermeyi unutmayın iyi okumalar🩸🩺

Rüzgar'ın  hatırlayıp hatırlamadığını anlamak için ne yapmam gerektiğinden emin değildim. Ölümden dönmüş olmam bile tam olarak anlamamı sağlamamıştı. Direkt konuşmaya çalışmak vardı aklımda. Hatırlamıyorsa belki gücümü kullanıp hatırlamasını sağlardım. Ama eğer hatırlıyorsa umarım beni dinlerdi. 

Eğer her şeyi hatırlıyorsa büyük ihtimalle bana oldukça kızgındı, haklı olarak. Hemen affetmeyeceği de kesindi. Ama kolay pes etmeyeceğim.

Acilde ara sıra Rüzgar'a bakıyordum ki yukarıya çıkarsa ben de peşinden  gideyim. Ben ona uzaktan bakarken Metin gitmişti Rüzgar'ın yanına. Metin bir şeyler söylerken Rüzgar sadece gülümsemekle yetinmişti.

Sonunda acilden çıktığında onu takip ettim. Tahmin ettiğim gibi yukarıya çıkıyordu. Doktorların dinlenme odasına girdiğinde birkaç saniye kapıda bekledim. Onu en son burada öpmüştüm. Burada koparmıştım bütün bağlarımızı. Ya da ben o gün kopardığımı sanıyordum. 

Belki de bugün kopacaktı o bağlar. Eğer hatırlıyorsa babam haklı çıkacak ve benden nefret edecekti. Kendimi affettirmek için her şeyi yapardım ama o affeder miydi, işte onda emin değilim. 

Odaya girdiğimde Rüzgar'ın bakışları anında beni bulmuştu. Elindeki bardağı kahve makinesinin yanına koydu yavaşça. Gözlerini kaçırırken sesli bir şekilde yutkundu. Ona doğru yaklaşırken "Müsait misin Rüzgar?" diye sordum.

"Evet hocam. Bir şey mi oldu?"

Sesi gayet sakin çıkmıştı. Aramızdaki mesafeyi makul bir seviyeye getirecek kadar yaklaştım ona. Gözlerine baktım. Tanıdık bir şeyler görebilmek için. Bizden bir şeyler kalmış mı anlamak için. Rüzgar sanki bakmamı istemiyormuş gibi hemen kaçırmıştı gözlerini.

Belki de aradığım işaret buydu. O da biliyordu biraz daha bakarsam anlayacaktım bu yüzden çevirmişti bakışlarını. 

Burukça gülümseyerek "Hatırlıyorsun, değil mi? O yüzden kaçırdın bakışlarını benden." dedim. Rüzgar bir adım geriye atarak bana döndü. Dolu gözleri kendimden nefret etmem için bir sebepti adeta. 

"Üzgünüm. Hatırlamamam senin için daha iyi olacaktı sanırım. "

İnkar etmeden hatırladığını kabul etmişti. Koluna dokunmak için elimi uzattım ama o geri çekilip elini kaldırdı.

"Dokunma."

"Rüzgar.. Ben seni korumak-"

"Yaptığını böyle haklı çıkaramazsın. Beni korumak için yaşadıklarımızı hiçe saymana gerek yoktu. "

"Sen üzülme diye. Eğer unutturmasaydım, direkt ayrılsaydım çok acı çekecektin."

"Böyle acı çekmediğimi mi düşünüyor!? Sen hatıralarımızı önemsiz bir şeymiş gibi silebileceğini sanırken ben tek başıma senin bize ihanet edişinle mücadele etmeye çalıştım. "

Gözünden akan yaşı elinin tersiyle sildi. Gözyaşları kalbime ok gibi saplanıyordu. 

"Rüzgar yemin ederim seni düşündüğüm için yaptım. Aynı acıları ben de çektim."

Histerik bir şekilde gülerek "Benim kadar olmaz. Sen en azından ihanete uğramadın. Ben her şeyi geçtim ama beni tek başıma bırakmanı geçemem Pars. Beni sensiz bırakmanı affedemem." dedi.

"Özür dilerim. Ben.. Gerçekten çok özür dilerim. Kendimi affettirmek için ne istersen yaparım."

 "Benden uzak dur. Tek istediğim bu. "

"Güzelim. Bende her şeyi iste bunu isteme. ""

"Neden? Bana her şeyi unuttururken de amacın bu değil miydi zaten? Ben isteğince mi yapamaz oldun?"

"Senden ayrı kaldığım bir ay boyunca sensiz yaşayamayacağımı anladım."

"Ya da sadece kanım için istiyorsundur beni."

Söylediği şeyle şok içinde ona baktım. Bunu gerçekten söylememişti değil mi? Onu sevdiğimi biliyordu, görüyordu. Sadece kanı için istediğimi düşünüyor olamazdı.

"Saçmalama Rüzgar. Senden ölene kadar beslenmeyebilirim ama senden ayrı kalamam artık."

"Kalmak zorundasın."

Uzanıp ellerini tuttum. 

"Seni seviyorum. Biliyorsun bunu. Her şeyi seni sevdiğim ve tekrar başına bir şey gelmesin diye yaptığımı da biliyorsun. Sen de sevi-"

Ellerini hızla çekip "Ben senden nefret ediyorum Pars. Beni tekrar bir başıma bıraktığın için senden nefret ediyorum." dedi. 

"Rüzgar.."

Diyecek bir şeyim yoktu. Haklıydı. Benden nefret etmekte sonuna kadar haklıydı. Bu yüzden de bir şey diyemiyordum.

"Benden uzak dur. Sanki ben hiçbir şey hatırlamıyormuşum gibi yap. Çünkü ben öyle yapacağım."

Rüzgar odadan çıktığında yere oturup sırtımı dolaba yasladım. 

Böyle olacağını tahmin etmiştim. Ama biliyordum ki ben artık Rüzgar'dan ayrı kalamazdı. Bir yolunu bulup kendimi affettirmem gerekiyordu. Ondan uzak durma işine uymayacaktım. Kendimi affettirene kadar onun yanından ayrılmayacaktım.

Benden nefret ettiği kadar beni seviyordu da biliyorum. Bu yüzden ondan uzak duramam. Nefretinin bitmesi için benimde onu ne kadar sevdiğimi görmesi gerekiyordu. 

Oturduğum yerden kalkıp üstümü düzelttim. Yeteri kadar depresif modda dolanmıştım. Şimdi sevdiği adamı geri kazanacak hırslı ve aşık Pars moduna geçme zamanıydı. 

Bir dahaki bölümde görüşmek üzere minik kaplumbağalarım 🤍🐢

Doktor // bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin