34

140 27 3
                                    

Yorum yapmayı ve vote vermeyi unutmayın iyi okumalar 🩸🐢

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yorum yapmayı ve vote vermeyi unutmayın iyi okumalar 🩸🐢

Pars

Kapıyı kapattıktan sonra Rüzgar'ın yanına giderek ona sıkıca sarıldım. Kafasını kaldırıp bana baktı.

"Ne yapacağız şimdi?"

"Bir süre Parla Riyalarla kalacak. Böylesi daha güvenli."

"Onu göremeyecek miyiz?"

"Göreceğiz tabi. Yarın sabah hastaneye gitmeden onların yanına gideriz."

Kafasını sallayarak beni onayladı. Birce "Size bir şey söylemem lazım." Dediğinde onlara döndük.

"Söyle."

"Avcılardan sarışın olan.. Parla'nın teyzesi."

Şok içinde Birce'ye baktım.

"Bu demek oluyor ki Parla bir avcı ve vampirin çocuğu."

"Evet."

Her şeyi beklemiştim. Ama annesinin avcı olacağını beklememiştim.

"Bu yüzden beraber geldiler."

"Büyük ihtimalle evet."

Bize bakan meraklı ikiliye çevirdim bakışlarım. Birce için bugün zor bir gün olmuştu. Ne kadar iyi görünmeye çalışsa da ben içinde kopan fırtınaların farkındayım.


"Birce sen istersen konseyde kal bugün. Ya da Aslan ile. Tek kalma."

"Başımın çaresine bakarım ben."

"İnat etme işte kızım ya."

Birkan bana bakarak "Evinde kalmak için ısrar ederse ben onun yanında kalırım. Endişelenme." Dedi. Birkan'ı günahım kadar sevmem ama Birce için ne kadar endişelendiğinin farkındayım.

"Senin kalmanı isteyeceğimi nereden çıkardın?"

"Sana sormadım."

Birce yine bir şey diyecekken aralarına girdim.

"Ne yapacağınıza karar verin. Ama bu evde değil. Müsaade ederseniz düğün planlayacağız."

Birkan yüzünü buruşturup Rüzgar'a bakarak "Hâlâ bir vampirle evleneceğine inanamıyorum." Dedi.

"Ne yaparsın? Aşk böyle garip bir şey işte."

Rüzgar bunu söylerken Birce ve Birkan'a bakıyordu.

"Neyse biz gidelim. Sizde ne yapıyorsanız yapın."

Onlar evden çıktığında sonunda biricik nişanlım ile yalnız kaldığım için şükredecektim.

Koltuğa kafasını arkaya yaslamış şekilde oturmuş tavanı izliyordu. Yanına oturup yanağına bir öpücük kondurdum.

"Ne düşünüyorsun?"

"Parla'nın ailesini."

"Parla'nın ailesi biziz sanıyordum."

"Tabi ki biziz de.. Biyolojik annesi ve babasının yaşadıklarını düşünüyorum. Ne kadar zor olmuştur her şey onlar için. Bir tarafta vampir bir aile bir tarafa avcı bir aile."

"Kendin de dedin aşk garip bir şey. Zor şeyler yaşadıkları kesin. Ama onlara sorsak beraber oldukları için ne kadar mutlu olduklarını söylerlerdi."

"Sen babasını tanıyor musun?"

"Çok yakından değil. Birkaç kez görmüştüm."

"Nasıl biriydi?"

"Abisi gibi değildi."

Kafasını bana çevirip elini yanağıma koydu.

"Sana bir şey olmasına izin verirsen seni kendi ellerimle öldürürüm."

Dediğine gülerken iki elimi beline koyup kucağıma çektim. Bacakları iki yanda kucağımda oturur şekildeydi. Bir elimi ensesine götürüp kendime doğru çektim ve dudaklarımızı buluşturdum. Küçük bir öpücükten sonra geri çekildim.

"Pars ne yapıyorsun ya?"

"Nişanlımı öpüyorum. "

Kaşlarını çatarak sinirli durmaya çalışsa da heyecanla atan kalbi bana hiç de sinirlenmediğini söylüyordu.

"Özür dilerim ama çok özledim. Biraz daha öpmesem kafayı yiyecektim."

Çatık kaşlarını düzeltti. İki elini yanaklarıma koyarak beni kendine doğru çekti. Dudaklarımız birleştirdi. Alt dudağımı hırsla emerken bir inilti döküldü dudaklarından. Elimi saçlarına daldırıp bir elimi de beline doladım ve onu kendime bastırdım.

Öyle bir öpüyordu ki hızına yetişmekte zorluk yaşıyordum. Evet ben zorluk yaşıyordum.

Alt dudağımı çekiştirip bıraktıktan sonra derin bir nefes aldı.

"Özlediysen böyle öpersin."

Kucağımdan kalkmak için hareketlendiğinde belindeki elimle onu durdurdum.

"Beni böyle öptükten sonra gidemezsin."

"Yo giderim."

Tekrar kalkmak için yeltendiğinde yine izin vermedim.

"Bence öpücüğü başlatırken sadece öpmek değildi niyetin."

"Öyleydi."

Yüzüne doğru yaklaşıp dudaklarımız arasında milimler kalınca durdum.

"Hı öyle mi? O zaman beni öperken neden inlediğini de açıklar mısın, yavrum?"

Derin ve kısık kısık aldığı nefesi ile dudaklarımda bir gülümseme oluştu.

"Ben.. "

Cümlesini devam ettirmeden dudaklarıma yapıştı. Bir elini enseme atıp beni iyice kendine çekip kucağıma iyice yerleşti. Belindeki elimi kalçasına indirip sıktım. Mırıltı şekilde çıkan iniltisiyle geri çekildi. Yine gitmeye çalışacak diye beklerken o üstündeki tişörtü çıkarıp benimde gömleğimin düğmelerini açmaya başladı.

Olduğumuz konumdan hiç şikayetçi değildim. Ama yaptıktan sonra pişmanım, seni affetmemiştim gibi şeyler söylemesini istemiyordum. Bu yüzden elini tutarak onu durdurdum.

"Emin misin?"

"Evet."

"Sonra bana pişmanım deme Rüzgar."

Rüzgar gülümseyerek düğmeleri açmaya devam etti.

"Seninle yaşadığım hiçbir şeye pişman olmuyorum. Korkma."

Tekrar dudaklarına yapışmadan önce onu koltuğa yatırıp üstüne çıktım. Öpüşmeye devam ederken elimi çıplak karnına sürtüp meme ucunu sıktım. Bu yaptığımla altımda kıvranmaya başlamıştı. Dudaklarımı ayırıp aşağıya doğru kayacakken Rüzgar beni durdurdu. Bileğini bana uzatırken anlamaz bakışlarla ona baktım.

"Savaşırken ve sevişirken enerjinin düşmesini istemeyiz, değil mi?"

Söylediği ile dişlerim benden bağımsız şekilde uzarken bileğini tutarak ağzıma yaklaştırdım. Dişlerimi geçirip kanı ağzıma dolarken nasıl hissettirdiğini unutmuştum. Rüzgar da benim gibi hissetmiş olacak ki kafasını geriye atarak zevkle inledi.

Biraz kanını emdikten sonra geri çekildim. Dudağımın kenarında kalan kanı silmeden ona yaklaştım.

"Tadına bakmak ister misin? Vampir olacaksan buna alışman gerekiyor."

Sesli bir şekilde yutkunup dudaklarımda kalan kanına baktı. Usulca kafasını evet anlamında sallayınca dudaklarımızı birleştirdim. Kısa bir öpücükten sonra geri çekildim ve yüzüne baktım. Biraz hoşuna gitmemiş gibi duruyordu. Hoşuna gitmeyeceğini biliyordum. Hangi insan kan tadından hoşlanırdı ki?

"Sanırım hoşuna gitmedi."

"Gitmeyeceğinin ikimizde farkındaydık. Ben denemek istedim ve denedim."

Benim bir şey dememi beklemeden dudaklarımız birleştirdi. Eli pantolonunum düğmesine giderek hızla açmaya başladı. Aynı hızla altımdakilerden kurtulmaya çalışırken ona yardım ettim. Kendiminkileri çıkarınca onunkileri de çıkardım. Çıplak bedenine hayran bir şekilde baktım.

"Seni o kadar özledim ki sevgilim. Tahmin bile edemezsin. "

İki parmağımı ağzıma alarak ıslattıktan sonra deliğine yaklaştırdım ve yavaşça içine soktum. Başta acı ile yüzünü buruşturdu. Parmaklarımı yavaşça hareket ettirince yüzündeki acı yerini zevke bırakmıştı. Birkaç makas hareketinden sonra parmaklarımı çıkardım.

Pensimi birkaç kez çekiştirdikten sonra girişine dayadım. Rüzgar'a doğru yaklaşıp dudaklarımızı birleştirdim. Yavaşça içine girerken inlemeleri dudaklarımda kayboluyordu.
Tamamen içine girince dudaklarımızı ayırdım. Yavaş yavaş içinde git gel yapmaya başladım.

"Pars... Hızlan. Lütfen."

Rüzgar'ın kesik kesik kurduğu isteği ile hızlandım. Rüzgar elini penisine atıp kendini çekmye başladı. Git gellerimden sallanan koltuğun sesi, Rüzgar ve benim inlemelerimin sesi odada yankılandıkça daha da hızlanıyordum.

Kısa bir süre sonra Rüzgar çığlık atarak boşalırken ben de birkaç kez daha içinde git gelden sonra boşalmıştım. İçinden çıkıp Rüzgar'la yerlerimizi değiştirdim. O yüz üstü göğsüme yatarken saçlarını okşadım.
"Biz düğün planlamayacak mıydık?"

Sorduğu soru ile gülümsedim.

"Ondan önce senin bir isteğin vardı."

Kafasını kaldırıp bana baktı.

"Yapacak mısın?"

"Kararından eminsen yaparım. Hatta şu an bile yapabilirim."

Rüzgar uzandığı yerden kalkıp kucağımda oturdu.

"Sizinle sonsuza dek yaşama konusunda eminim. "

"Onu sormadım Rüzgar. Vampir olmak kolay bir şey değil. Vampir olmak konusunda emin misin?"

Biraz düşündükten sonra kafasını salladı.

"Başta zorlanırım ama yapabilirim."

Rüzgar'ın belinden tutarak düşmesini engellerken sırtımı koltuğun başlığına dayayacak şekilde oturur hale geldim.

"O zaman istediğini yapalım."

Rüzgar'ın heyecandan göğüs kafesi hızla inip kalkarken onu kendime çektim ve dişlerimi boynuna geçirdim. Önce biraz kanından içtim. Sonra dişlerimi daha derine batırdım. Rüzgar acıyla kolumu sıkarken dişlerimi geçirebildiğim kadar boynuna geçirdim.

Geri çekildiğimde Rüzgar'ın boynundan akan kan çıplak göğsüne doğru yol almıştı. Kendi bileğimi de kanattıktan sonra Rüzgar'a döndüm.

"Bundan sonra geri dönüşü yok."

Tam bileğimi dudaklarına götürmüştüm ki kolumu tutarak durdurdu.

"Sanırım.. Emin değilmişim. Eminim sanıyordum ama az önceki ısırıktan sonra emin olmadığımı anladım."

Emin olmadığının farkındaydım zaten. Bu yüzden her aşamada sormuştum. İçimden hiç gelmiyordu onu vampir yapmak. Biraz düşünürse o da vazgeçecekti zaten bundan.

"Tamam. Emin olunca yaparız."

Az önce ısırdığım yere dudaklarımı dayayarak akan kanı içtim. Geri çekildiğimde yarası kapanmaya başlamıştı.

Rüzgar belime kollarını sıkıca dolayıp sarıldı. Kafasını göğsüme koyarak gözlerini kapattı. Isırdığımda yaşadığı acıyı dindirmeye çalışıyordu kendince. Farkındaydım. Bu yüzden bir şey söylemeden saçları ile oynamaya başladım.

Uzun zaman sonra smut yazdım lütfen yorum yapın 😭

Bir dahaki bölümde görüşmek üzere minik kaplumbağalarım 🐢🤍

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: 19 hours ago ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Doktor // bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin