"Biz geldik!"
Görkem Paşayı kucağına alıp kedisine sarılmıştı.Kediyi bu kadar sevmesi Atillaya bazen garip geliyordu.Kaslı,yakışıklı adamın kediye zaafı olması...Düşününce kahkaha atacak kadar komikti aslına.
"Soyunma odası açık.Hadi bekliyorum,acele et."
Çanatasını alıp odaya gitmişti.Siyah tişört ve mavi şortunu giyip derin nefes aldı.Savaşa gidiyordu ve bu kez kazanmalıydı.
"Ter dökmeden savaşı terk etmek yok Atilla!Annenin baklavaları için,yediğin tavuklar için,kızarttığın patatesler için!Ah çok açım..."
Gözlüğünü çıkarıp Görkemin yanına gitmişti.Atillayı gözlüksüz görünce duraksamıştı.Paşa sahibi gibi Atillanın büyük gözlerine bakıyordu.O güzel gözler gözlüklerin altında saklanıyordu.
"Bir şey mi oldu?"
"Hayır.Kıyafetlerin yakışmış."
Atilla gülümseyip Paşayı Görkemin kucağından aldı.Kedi uzanıp ikisini rahat izleyeceği yer seçmişti.Bu aşkın en büyük mimarı Paşa olacaktı.
"Esneme hareketleri yapacağız.Sonrasında koşu bandıyla devam ederiz."
Çocuğun gülümseyen gözleri ışıl ışıldı.Parlayan gözler Görkemin gözlerini kamaştırmıştı.Hemen kaşlarını çatıp boğazını temizledi.Atillanın karşısına geçip esneme hareketlerini gösterdi.
"Şu harekete önbacak esnetme diyoruz."
Atilla Görkemi takip edip yirmi saniye bacaklarını esnetti.Daha sonra Görkemin yaptığı gibi kollarını,ardından sırtını esnetmişti.
"Şu hareketi yapacağımı sanmıyorum..."
Atillanın şu hareket dediği arka bacak ensetmeydi.Görkem gözleriyle yere oturmasını söylemişti.Onu ikiletmeden yere oturup uzattığı bacaklarına doğru eğildi.
"Gerçekten yapamam.Göbeğim izin vermez-"
Sırtında sıcaklık hissedince sustu.Bakışları Paşanın yeşil gözleriyle buluşunca yutkunmuştu.Kedi sırıtıyor mu yoksa ona mı öyle geliyordu?Görkemin damarlı elleri kollarından aşağı inip ellerini bulmuştu.
"Sırtında bir yük varmış gibi düşün.Sen o yükü taşımalısın.Bu yüzden ne yapman gerekir Atilla?"
Görkemin neden kısık sesle konuştuğunu anlamamıştı.Belkide kulağına konuştuğu içindir.Sadece ne yapmasını gerektiğini söylerken sesi nasıl baştan çıkarıcı olabilir?
"E-eğilmem."
"Hadi,biraz daha dene.Canın acıyacak tabii ama devamlı yapınca acı hissetmiyorsun."
"Ya-yapayım o zaman."
Atilla kafasıyla Görkemi onaylayıp yüzünü buruşturdu.Canı acımasına rağmen parmak uçlarına dokunup üç saniye durmayı başarmıştı.
"Bak isteyince yapabiliyorsun."
Görkem Atillanın saçlarını karıştırıp karşısına geçmişti.Çocuğun şaşkın bakışlarını umursamadan diğer hareketleri göstermişti.Görkem için az önceki yakınlık anlam ifade etmiyordu.
"Adam spor hocası!İşi bu ne diye heyecanlanıyorum?"
"Ne dedin?"
İçinde söylediğini sanıyordu aslında.Alt dudağını ısırıp omuzlarını kaldırdı.
"Çok kolay hareketler!"
"İyi,böyle düşünmene sevindim.Eve gidince pilav yersin.Nasıl yemen gerektiğini biliyorsun dimi?"
Az önce kaldırdığı omuzları düşmüştü.Bir süre yağsız yemesi gerekiyordu.Bir yemeye tadı veren yağdır sanıyordu.Ancak kısa sürede Görkem ona işin aslını öğretecekti.
"Ne oldu sesin çıkmıyor?"
"Nasıl isterseniz..."
Görkem Atillanın alt dudağını büzdüğünü görünce ona yaklaştı.Elini çocuğun omzuna koyup kafasını yüzüne doğru eğdi.Az önce gözlerini alamadığı parlak gözlere bakmıştı.
"Zor ama imkanız değil.Kalpten istemen yeterli."
Yakışıklı yüzün etkisi altına alınmıştı Atilla.Farkında olmadan hayatının sorusunu sormuştu Görkeme.
"Kalpten istemek yeter mi?"
"Yeter."
Atilla gülümseyince Görkem geri çekilmişti.Şimdi sıra koşu bandındaydı.
Atilla çok tatlııııııııııııı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TOMBİK
Teen FictionKilolu öğrencinin spor hocasına verecek parası yoktu.Bu yüzden adamın çocuğuna bakarak spor salonuna giriş bileti kazanacaktı.Peki,sadece bu kadar mı? "Ş-şey benim size verecek param yok.Siz bakıcı arıyorsunuz dimi?Ben bakarım!Para da istemiyorum,za...