"ATİLLA!"
Annesinin çığlığı çocuğu yataktan düşürmüştü.Acıyla sırtını tutarak ayağa kalkmıştı.Koşarak odasından çıkıp mutfağa gitti.Annesinin yandığından,düştüğünden endişelenmişti.
"Anne!İyi misin?"
"İyiyim oğlum.Hadi,git elini yüzünü yıka.Üniversiteye ilk günden geç kalma."
Oğlunun havaya kalkan kaşlarına gülümseyerek bakıyordu.Atilla zaten alarm kurmuştu,annesinin onu uyandırmasına gerek yoktu.Kadına bir şey demeden dağınık saçlarını çekiştirip odasına geri dönmüştü.Alarm çalınca omuzları düştü.Biraz daha uyusa gökten taş yağacaktı sanki.
"Çantana sarma koydum,Kenanla da paylaş tosunum."
"Zaten hepsi Kenanın..."
Dudaklarının altında mırıldanıp çantasını aldı.Kahvaltı yapmadan çıkmıştı.Bu gün ilk kez pantolona sığmak için uğraşmadı.Bu gerçeği hatırladığında kafasını kaldırıp gökyüzüne baktı.Gülümseyen suratı parlak gökyüzünden daha çok neşe saçıyordu.
"Ben başardım baba.Oğlun başardı."
Artık yolda giderken kimse ona uzaylı gibi bakmıyordu.Yakışıklı yüzü bir çoğunun dikkatini çektiği için yanakları hemen kızarmıştı.Sanırım bu bakışlardan kurtulmanın bir yolu yoktu.Hani derler ya,göz bakmak için diye.İnsanlar bunu çok yanlış anlamıştı.Artık birilerini yere yığıp karnının üzerine oturarak tehdit edemezdi.
Sınıfa geldiğinde eski yerine geçmişti.Henüz kimsenin gelmediğini görünce arkaya Kenanın oturduğu yere baktı.Keşke beraber otursaydılar diye geçirmişti içinden.Yalnız oturmak sıkıcıydı ve o buna alışamıyordu.Sınıfa biri girdiğinde hemen önüne dönmüştü.
Ona yaklaşan zayıf bedene bakıp gözlüğünü düzeltti.Bu kızı bir yerden hatırlıyordu ancak nereden?
"Yanına oturabilir miyim?Sanırım ikimiz sığarız."
Kızın gülümseyen suratına bakıp yutkundu.Evet,birinci sınıfta yanına oturmak için yaklaştığı lakin kalkıp giden kızdı bu.
"Ş-şey aslında-"
"Pişt!Dombili erkencisin!"
Kenan kızı itip Atillanın yanına oturdu.Sırıtan yüzü bir arkadaşına birde ayakta duran kıza bakıyordu.
"Kenan,bu yeri bana verir misin?"
"Otobüs mü burası?Geç arkada otur işte."
Kız açık kalan ağzını kapatıp arkaya geçmişti.Kenan Atillanın büyüyen gözlerini görünce kolunu omzuna atmıştı.Çocuğu hafif kendisine çekip kulağına konuştu.
"Görkem seninle oturmam için başımın etini yedi.Adam kuduz köpek gibi kıskanıyor seni.Dua et ısırmasın."
Atilla gülümseyip Kenanı kafasıyla onayladı.Biliyordu,Kenan gerçekten istemese yanına asla oturmazdı.Annesinin Kenan için hazırladığı sarmayı çantasından çıkartıp kucağına bırakmıştı.
"Yine mi?Oğlum annen olmasa anne yemeklerine hasret kalacağım."
Arkadaşının yüzündeki gülümsemenin ardındaki mutsuzluğu görmüştü Atilla.Anne sevgisi bir çocuğun hayatına renk katan tek duyguydu.Kenanın bu sevgiden mahrum kalması üzmüştü onu.
"Akşam yemeği için bize gel istersen?"
"Bu gün Melihle buluşacağım.Akşam yemeği ondan yani."
"Sen bu arkadaşlık işini bir daha düşünsen olmaz mı?Bak kendim için konuşmuyorum,senin için söylüyorum.Alkol sağlığa zararlı,sürekli içersen zararı dokunacaktır."
Kenan çatılan kaşlarıyla onu dinliyordu.Amcası,teyzesi doktor olduğu için bu bilgiler daha küçükken öğretilmişti ona.Tabii ki Melihle sadece içmek için buluşmuyordular.Beraber PSG oynuyor,spor yapıyor,yemek yiyordular.
"Dombili,ben dışarıdan bakınca salağa mı benziyorum?Her hafta içmeye gitmiyoruz lan.Arkadaşlık kıymetlidir lakin ciğerlerim daha kıymetli."
Arkadaşlığın kıymetini Atilla ona en iyi şekilde öğretmişti.Onu kapandığı karanlıktan Atillanın gülümseyen suratı çıkarmıştı.Şimdi kendisi başka birinin hayatına ufak dokunuşlar yapacaktı ve yapıyordu da.
Görkem:
Yakışıklı,tatlı ve aynı zamanda haşin sevgilin ne yapıyor?
Atilla:
Günaydın!Peşime taktığın ajanı yakaladım.
Görkem:
Onun ağzını burnunu kırmayı düşünüyorum.Ama gözümün önüne tatlı suratın geliyor ve elim kolum bağlanıyor.
Atilla:
Sana çok iyi haberim var.Annemden izin kaptım!Bu gece sendeyim
Görkem:
Bunu baştan söylesene.Sana iki tane video atacağım.İzle, kendini geceye hazırla:)
"Hala benimle dalga geçiyor.Senin yüzünden Kenan!"
İsyan ettiği kişi telefona gömmüştü kendisini.Atilla hafif kafasını eğdiğinde onun kiminle yazıştığını görmüştü.Tahmin etmek zor değildi ama görünce emin olmuştu.
"Dombili,iyi kebapçı biliyor musun?"
"İnternete yazsana daha çabuk bulursun."
İşte her şey başladığı gibi bitiyordu.Atilla ve Görkem ilişkilerine en iyi şekilde sahip çıkmayı başarmıştı.Görkem hayatının aşkının elinden tutup piyasadan tamamen ayrıldı.Melih ve Kenan uzun süre,hatta universite bittiğinde bile sık sık buluşmaya devam etmişti.Hayatlarına kimseyi almadan,birbirileriyle takılarak yaşıyıp gidiyordular.
Görkem hayatına spor hocası olarak devam etti.Hatta üç yıl sonra kendisine ait spor salonu açtı.Paşayı da evlendirip eve bir kedi daha aldı.Sonunda kedinin kaçmasına son vermiştiler.Atilla diş hekimi olmuştu.Kenanı onunla beraber çalışmaya ikna ettiği için ikisi ortak yer açmıştı.
Kenanın babası hapisten çıktığında oğlunu affetti.Tüm bunlara rağmen Kenan ailesinin yanına geri dönmedi.Çünkü biliyordu,artık aile sofrasında yeri yoktu.
Tabii ki yalnız yaşamıyordu!Atillayla ortak olunca ayrı eve çıkmıştı.Bilin bakalım kim evini su bastı diye ona taşınıp bir daha gitmedi?
Bence söylememe gerek yok.
Ve bitti.Beklediğimden daha çok okunan,yorum alan bir hikaye oldu.Bu hikayeye veda etmek benim içinde zor.Umarım insanlar artık dış görünüşe değil,iç görünüşe dikkat eder.Kendinizi sevin,çünkü sizden bir tane daha yok.Hayata sadece bir kez geliyoruz.Yargılanmaktan korkmayın,içinizden geldiği gibi özgürce yaşayın.
Hep olduğu gibi yine dinlenmeden bir hikayeye daha başladım sjsjjsjs.Esir de buluşalım!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TOMBİK
JugendliteraturKilolu öğrencinin spor hocasına verecek parası yoktu.Bu yüzden adamın çocuğuna bakarak spor salonuna giriş bileti kazanacaktı.Peki,sadece bu kadar mı? "Ş-şey benim size verecek param yok.Siz bakıcı arıyorsunuz dimi?Ben bakarım!Para da istemiyorum,za...