"Hello Paşa!Özledin mi beni?"
Kedi Atillanın yanaklarını yalamıştı.Özlemini böyle gösteriyordu.Atilla mutfakta tabak dolu salatayı görünce kaşlarını çatmıştı.Masaya bırakılan not yüzünde güller açtırdı.
"Umarım beğenirsin Tombik."
"Benim için yapmış!Paşa benim için yapmış!"
Paşayı yukarı kaldırıp dönmüştü.Duyguları masaya yatırmamak en iyi fikirdi.Kedinin mamasını döküp tırnaklarını tuttu.Ellerini yıkayıp Görkemin onun için hazırladığı salataya baktı.
"Ama ben seni yemeye kıyamam ki..."
Yemişti.
Görkemin bir gözü sürekli telefondaydı.Atillanın salatayı beğenip beğenmediyini merak ediyordu.Bu gün salona gelecekti ve Görkem bir kaç kez aynanın karşına geçip saçını düzeltmişti.Ter kokmaya dikkat ediyordu.
Neden bu kadar heyecanlıydı?Sonuçta ilk kez karşılaşmıyordular.
"Birini mi bekliyorsun?"
"Sen olmadığın kesin."
Melih gözlerini devirip üzerindeki mavi tişörtü çıkarttı.Bu gün erken çıkacaktı.Görkem aynaya bakmayı bırakıp dolabını açtı.Aynaya bakarsa onun çıplak tenini görecekti.Bunu kesinlikle istemiyordu.
"Ne garip dimi?Bir zamanlar bakmaya doyamadığın bedenime şimdi bakamıyorsun."
"Çok garip evet.Bir zamanlar gözlerine bakınca mutlu olan ben,şimdi varlığından rahatsız oluyorum."
Görkem dolabın kapağını sertçe kapattığında Melih ürkmüştü.Ona doğru attığı her adımda bin adım geri gidiyordu.Gerçekten bittiğini kabul edemediyimiz aşklar ilk aşklardı.
Görkem odadan çıkınca Atilla kucağında kediyle kapıdan içeri girmişti.Mavi beyaz teninde çok güzel duruyordu.
"Nasılsın?"
"İyiyim sen nasılsın?Paşanın bakım günüydü bu gün.Nasıl,karizmatik olmuş dimi?"
Görkem gülümseyip kediyi kucağından almıştı.Atillanın üzerindeki mavi kazağa bakıp sağ gözünü kırptı.
"Mavi yakışmış.Kazak hep boş mu duruyordu yoksa sen mi zayıfladın?"
"Ş-şey aslında sana söylemeyi unuttum.Ben dört kilo daha zayıfladım."
Görkemin kaşları havalanmıştı.Paşanın yanağına öpücük kondurup kediyi yere bıraktı.Yeşil gözlerini dikip Görkemin ne yaptığına bakıyordu.
"Sarılmayacak mısın?"
"N-ne?"
"Bir kilo kaybedince sarılmıştın.Şimdi dört kilo kaybettin."
Atilla Görkemin sarılmak için açtığı kolların baktı.Yanaklarını şişirip ona sarılmıştı.Paşa ikilinin bu hallerini görünce onlara poposunu dönüp gitmişti.
Birazcık Görkemi kıskanmıştı.
"Görkem..."
Melih onları öyle görünce koşarak merdivenlerden inmişti.Kaybetmek insana ağır gelirdi.Kabullenmek için uzun bir süre beklemek gerekiyordu.
"Atilla,yanlış anlamazsan sen neyle yıkanıyorsun?"
"Kötü mü kokuyorum?"
"Hayır,aksine çok hoş kokuyorsun."
"Dalin şampuanları var.Hani şu üzerinde civciv fotoğrafı olan."
Görkem kaşlarını çatıp hatırlamaya çalışmıştı.Hatırladığı gerçekle sırıtıp kafasıyla Atillayı onayladı.
"Çocuklar içindi dimi?"
"Büyüklerde kullanıyor!"
"Eminim öyledir.Hadi,bu gün dambılla tanışacaksın."
"Dambıl kim?"
Görkem Atillaya yaklaşıp kulağına doğru eğilmişti.Yakın temas yüzünden nefesini tutmuştu çocuk.
"Çok yakışıklı biri."
Atillanın kızaran yanağından makas almıştı.Onun gözlüğünü çıkartıp büyük gözlere daha yakından baktı.Görkemin yakışıklı yüzüne baktıkça yanakları,daha sonra kulakları kızarmıştı.
"E-en iyisi ben üzerimi değiştireyim."
Çocuğun tatlı telaşını görünce gitmesine izin vermişti.Ellerini cebine sokup Atillanın kapattığı kapıya baktı.
"Kaç bakalım,ne de olsa ben kovalamakta kararlıyım."
Puahahhahahah bayıldım sksksksl Kuzularım bazen geçiş bölümler yazmam gerekiyor, o yüzden kısa oluyorlar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TOMBİK
Teen FictionKilolu öğrencinin spor hocasına verecek parası yoktu.Bu yüzden adamın çocuğuna bakarak spor salonuna giriş bileti kazanacaktı.Peki,sadece bu kadar mı? "Ş-şey benim size verecek param yok.Siz bakıcı arıyorsunuz dimi?Ben bakarım!Para da istemiyorum,za...