İzuku'dan
Spor festivali başlayalı saatler oluyordu.
Şimdi ise, süvari yarışına başlayacaktık bir süre sonra ve bizim takım tamamen tamamlanmıştı.
Hatsume-san sayesinde tabi ki.
"Hağh! O takımla kendini koruyabileceğini mi sanıyorsun gerçekten, Deku!"
Bağıran, Kacchan'dı. Bir takım kurabildiğim için ise sinirleniyordu büyük ihtimalle..
"Evet, yeteri kadar güçlüyüz, Kacchan."
Gözlerini devirdi. "O puanı kazanıp, birinci olacağım."
Ona ilk defa meydan okuyarak, "Alabiliyorsan al," dedim ve gülümsedim. İlk başta gözü sinirden seğirse de, çok tepki vermeden kendi takımı ile uzaklaştı.
O gittikten hemen sonra da yanıma Todoroki gelmişti. Onunla henüz pek yakınlığımız yoktu ama buna rağmen bana şans dilemişti.
"Herkes senin üzerine oynayacak, bol şans."
Gülümsedim. "Sorun olacağını düşünmüyorum. Her ne kadar benden güçlü olsanız da, bir şekilde halledeceğim."
Son cümlelerim sayesinde onu da gülümsetebilmiştim. "Haklısın."
***
Sınavı Tokoyami sayesinde geçmiştik ve bu durum bizi neredeyse mutluluktan ağlatacaktı.
Çünkü kendi puanımızı kaptırmıştık.
Kacchan ise bu duruma söylenip duruyordu.
"Neden bana değil de ona kaptırdıysan.." burnundan nefes verdi sinirle. "Cidden. Hiç bir işe yaramıyorsun!"
"Kacchan, acaba birinci olamadığın için sinirleniyor olabilir misin?"
Çünkü sinirini yine benden çıkartıyordu.
"Hağh?! Ben mi sinirleniyormuşum?!" Başımı salladığımda, üzerime doğru yürümeye başladı.
Ya yumruk yiyecektim ya da patlamasını.
Gerçi iyi olasılıkla sadece bağırıp çağırırdı.
Ama bunların hiç biri yaşanmadı.
Kacchan, tam dibimde durdu. Aramızda sadece santimler vardı ve bacaklarımız birbirine değiyordu.
Bu kadar yakınıma gelmesi, nedensizce heyecanlanmama neden olmuştu. Kalbim hızla atarken, başımı kaldırıp ona baktım. Üstten üstten kırmızı gözleriyle, yeşil gözlerimin içine bakıyordu.
Bir şey demek için ağzını açtı fakat o an, ne olduysa söylemekten vazgeçti. Sustu.
Hipnoz olmuş gibi bana bakarken, bende ne diyeceğimi bilemediğim için ve en çok da hâlâ hızla atan kalbim yüzünden, susuyordum.
Bu yakınlıkta durmamız doğru muydu peki?
Bizi ayıran şey, Kirishima'nın, "Romantik anınızı bölüyorum, çifte kumrular ama diğer yarış birazdan başlayacak, bekleme odasına gitmeliyiz," diye söylenmesi oldu.
Kacchan ve ben, sanki o an elektrik çarpmış gibi geriye çekilirken, sınıftan bir kaç kişi gülüşmeye başlamıştı.
İida hemen olaya atılarak, "Arkadaşlar! Kimseyle uğraşmayın!" diye bağırdı ve diğer herkesi, bekleme odasına doğru yönlendirmeye başladı.
Kacchan da ağırdan ağırdan yürümeye başladığı sırada, Todoroki'nin yanıma geldiğini gördüm.
"Midoriya, konuşabilir miyiz?"
***
Katsuki'yi böyle görmek isterdim......