İzuku'dan
Spor festivali biteli baya olmuştu fakat o günden beri, Kacchan bana nedensizce daha da sinirliydi.
"Deku!"
Evet, kahraman ismimi Deku olarak seçmem de bir etkendi sanırım.
"Efendim, Kacchan..?"
Kollarını göğsünde birleştirdi ve, "Annenin telefonlarına cevap ver, sonra beni arıyor," dedi.
Annemin tanıdığı tek kişi, Kacchan'dı.
Bu yüzden, telefonlarına yanıt veremediğimde onu arıyor olmalıydı.
"Tamam, tamam. Ararım sonra."
Kacchan, cevabımdan memnun kalmasa da arkasını döndü ve yürümeye başladı. Tam sınıftan çıkıyordu ki telefonu çalmaya başladı.
Arayanın ismine bakmadan telefonu yanıtladı.
"Evet..?" Bir süre sonra, Kacchan yine bağırmaya başladı. "Hağhh?! Deku öldü mü?!"
İşaret parmağımla kendimi gösterdim.
Ölmüş müyüm?
"Hayır! Ölmek falan yok!" Bana döndü ve baştan aşağı süzdü. "Evet, hemen karşımda."
Annemdi büyük ihtimalle.
"Kendi telefonu yok mu?! Neden benim telefonumdan konuşuyorsunuz?!"
Gülümsedim onun bu bağıran hallerine. Ve yanına yaklaşıp, elimi uzattım. İlk önce elime, sonra yüzüme baktı. Ve tekrar elime baktı.
Ne yapmasını istediğimi, anlamamış olacak ki, birden sağ elini uzattı ve elimi tuttu.
Sıcak eli, benim elimle buluştuğun da, spor festivalinde ki gibi, kalp atışlarım yine zirveye doğru çıkıyordu. Bu normal bir şey miydi ki? Bilmiyordum, daha önce hiç kimse elimi böyle tutmamıştı.
Yutkundum. Bana aptal diyordu ama kendisi daha aptaldı, neden elimi tutuyordu ki? Sadece telefonu istemiştim.
Avuçiçlerimiz, birbirine değerken ve gözlerimiz kesişirken, sanki orada bizden başka kimse yoktu.
Her geçen saniye de, birbirimizin yüzünü incelemeye devam ediyor, bunu neden yaptığımızı da bilmiyorduk.
Kalbim daha da hızlı atmaya başlayınca, bunun nedenini az çok anlamaya başlamıştım.
Vücudum nedenini bilmediğim bir nedenden dolayı titremeye başlayınca, Kacchan transtan çıkmış gibi irkildi ve anında, hâlâ bir olan ellerimize baktı.
Yüzüme baktı, gözleri yüzümde biraz oyalandı ve sonra kaşları çatıldı.
Daha ne olduğunu anlayamadan, beni dışarıya sürüklemişti. "Aptal, Deku. Annen senin için endişeleniyorken, sen kendine hiç iyi bakmıyorsun. Şu haline bak."
Burnundan nefes verdi ve söylenmeye devam etti. "Yemek bile yemeden antrenman mı yapıyorsun, aptal?! Hah. O özgünlüğünün de bir boka yaradığı yok zaten. Sana zarar verip duruyor."
Bu sefer çok konuşan oydu ve onu susturan bendim.
Elini sıktığım da, ellerimizin hâlâ birleşik olduğunu yeni fark etmiş olacak ki, elini saniyesinde çekti ve bana döndü. "Ne var..?"
"Kacchan.."
Söylememem gerekiyordu ama nedense, içimden bir his söylemem gerektiğini fısıldıyordu.
"Konuşacak mısın artık, Deku?! Daha revire gideceğiz!" Kollarını göğsünde birleştirdi. "Uğraştığım şeylere bak! Annen dedi diye yapıyorum, sakın başka şeyler düşünme!"
En iyisi hemen konuya giriş yapmaktı. "Ben özgünlüğümü başka birinden aldım."
Duraksadı.
Kim olsa duraksardı.
***
Katsukimde katsukimm