Katsuki'den
Sol eliyle, sağ kolunu sıkıca tutan Deku'ya bakarken kaşlarım istemsizce çatılıyordu.
Ona zarar veren bir özgünlüğü kim isterdi ki?
Her kullandığın da böyle hasar mı alacaktı gerçekten?
Özgünlüğü de onun gibi işe yaramazdı işte. Kötünün bana doğru atıldığını düşündüğüm için, hemen harekete geçmiştim fakat o benim yanımdan hızla geçip Deku'nun yanına doğru ilerlemişti.
Deku ise, aptal aptal hâlâ etrafına bakıyordu.
Gerçekten..
Deku'ya doğru yaklaşan kötüye, bende büyük bir hızla yaklaşarak yetişmiştim fakat ben hamle yapamadan, kötü Deku'nun kırık kolunu hedef alarak saldırısını gerçekleştirdi.
Deku'dan acı dolu bir çığlık bekliyordum, en azından bir inleme. Hiç biri duyulmadı. O sadece bana bakıyordu.
Benim önümde acı çektiğini, bana göstermek istemiyordu.
Yerde geriye doğru savruldu ve en sonun da bir duvara çarparak, durdu.
Hemen ardından, zorlansa bile tekrar ayağa kalktı.
Güçlü olduğunu göstermeye çalışıyordu ama böyle daha çok aptal durumuna düştüğünün de farkında değildi.
Acı çekiyorsan, bunu göstermeliydin öyle değil mi?
Sinirle, ona vuran kötünün üstüne atıldım ve göğsüne doğru patlamam ile yumruklar atmaya başladım.
Arkadan, Todoroki'nin sesini duydum. "Bakugo, dur! Öldüreceksin!"
"Bu şerefsiz ölmeyi hak ediyor zaten!" Yumruk attım tekrar. "Geber!"
Birden kendimi bir buz kütlesinin içinde bulunca, sinirle Todoroki'ye döndüm.
İfadesini korumaya devam ederken, "Sakin olmalısın, yardım birazdan gelecek zaten," dedi.
"Hağ?! Sakin mi olmalıyım?! O bize saldırırken, durup sakin mi olmalıyım gerçekten?!"
Deku'ya saldırmıştı, üstelik kırık olan koluna.
"Anlıyorum ama hâlâ öğrenciyiz-"
Todoroki'nin cümlesini, içinde bulunduğum buzu patlatarak ve tekrardan kötüye saldırmaya başlayarak, yarı da kesmiştim.
Zaten ondan sonra, All might ve diğer kahramanlar gelmişti.
Bedeninin her tarafında eller bulunan adam ile arkadaşları da kaçmıştı.
***
O saldırının üzerinden henüz bir gün geçmişti ve biz sınıfta, o gün hakkında konuşurken, içeriye kolu sargılı Deku girmişti.
Sıranın üzerinde ki ayaklarımı daha da yayarken, onun yanına koşan Uraraka'yı izliyordum.
Deku'nun koluna elledi ve hemen sonra alnına elleyip, çığlık attı. "Sen yanıyorsun, Deku-kun. Neden geldin ki?"
"Geri kalmak istemedim, hahaha.."
Uraraka başını iki yana salladı. "Olmaz öyle şey. Benimle geliyorsun."
Kaşlarım çatıldı. Sıranın üzerinde ki ayaklarımı indirdim ve hemen sonra, kapının dibinde konuşan ikilinin yanına doğru yürümeye başladım.
Deku benim geldiğimi fark edince hemem gülümsedi.
Bu aptal beni görünce neden sürekli gülümsüyordu ki? Yeterince sinir bozucu.
"Hey, Deku. Çok ses yapıyorsunuz." Uraraka'nın, Deku'nun alnına değen elini sertçe ittim ve hemen sonra, kendi elimi koydum. Yanıyordu. "Abartılacak birşey yok. Ortalığı ayağa kaldırmayın!"
"Kacchan öyle diyorsa.." tekrar gülümsedi.
Başımı salladım. "Evet! Öyle diyorum. Ufacık ateşten bir şey olmaz." Gözlerimi devirdim.
"Tabi buna dayanamam diyorsan, revire-"Başını iki yana salladı hemen. "Hayır, dayanırım. Senin sandığının aksine gerçekten güçlüyüm."
Alayla gülerek, sınıftan çıktım.
Ve daha sonra, başımı eğip onun alnına değen elime baktım.
Vücudu o kadar sıcaktı ki, elimi çeksem bile sıcaklığını hâlâ hissedebiliyordum. Gerçekten iyi olacak mıydı?
***
Katsuki'nin, Deku'yu düşünmesi agagga😭
Cok fena oluyorum ben bu çocuğa.
Animeyi her zaman Deku'dan izlediğimiz için hic bir zamam Katsuki'nin asıl, gerçek duygularını öğrenemedik
Bende yorumlayabildigim kadarıyla yazmaya çalışıyorum ve ekliyorum
Aslında bu fici yazmamın bir nedeni de bu, kendimi tatmin etmeye çalışıyorum, anime de görmek istediklerimi buraya yazıyorum jsnvjsmv