4

202 15 6
                                    

İzuku'dan

"Ah, Uraraka-san. Notlar için teşekkür ederim."

UA'ye gelişimizin üzerinden bir hafta kadar geçmişti, sınıfa alışmıştım. Zaten herkes, sanki yıllardır tanışıyormuş gibi yakındı.

Kacchan hariç tabi ki.

O her zaman ki gibi bağırıp çağırıyordu. Hatta şuan bile.

"Hağhh?! Ne?! Ben mi bağırıyormuşum?! Hadi lan oradan!" Özgünlüğüyle kendi sırasını patlattıktan sonra, ona gülmeden edemedim. "Hey, Deku! Neye gülüyorsun, lan?!"

Gülümsedim. "Sana gülmüyordum, Kacchan." Yalandı tabi ki.

Dikkatle bana baktı ve hemen sonra önüne dönüp, yanında ki sırayı da kendi önüne çekti. Sırası alındığı için bağıran Mina'yı da görmezden gelmişti.

O sırada içeriye her zaman ki ihtişamıyla, Aizawa sensei girdi. Gözlerinden anlaşılıyordu ki, uykusu vardı.

Gerçi onun her zaman uykusu olurdu.

"Evet, 1-A sınıfı. Bugün kurtarma operasyonu yapacağız." Kimseden ses çıkmayınca, umutsuz vakaymışız gibi bize baktı. "Kahraman kostümlerinizi giyin."

***

Thirteen ve Aizawa sensei ile kurtarma operasyonunun yapılacağı yere gelmiştik, All Might gelememişti.

Neden gelmediğini tahmin edebiliyordum, vücudu yorgun düşüyordu.

Thirteen alanı tanıtırken, bir yandan da uyuklayan Aizawa sensei'ye göz deviriyor, onu dürtüyordu.

Orta alana doğru yürümeye başladığımız sırada, birden önümüz de morumsu bir şey belirdi ve içinden, bir kaç kişi çıktı.

Biz daha ne olduğunu anlayamadan, Aizawa sensei önümüzde belirmişti. "Thirteen, çocukları geri götür!"

"Tamam!"

Thirteen bizi kapıya doğru yönlendirirken, önümüzü başka biri kesmişti.

Evet bunlar kötülerdi.

Ve bize zarar vermek için gelmişlerdi.

Gözüm, Kacchan'a kaydı. Saldırmak için hazır da duruyordu. Her zaman kendine güvenirdi zaten.

Ona güvendiğim için, bende hazırola geçtim.
Kendimi korumam gereken bir durum olabilirdi ne de olsa.

Ama o an, önümüzü kesen kötü benim bulunduğum yere doğru atıldı ve ben daha hiç bir şey yapamadan, saldırısını yaptı.

Yanımda bulunan, Tsu ve Mineta da benimle beraber geriye doğru savruldu. Düştüğüm yerde ki taşlar, avuç içime batarken, Kacchan'ın sesini duydum. "Deku!"

Dönüp Kacchan'a baktım.

Özgünlüğü ile kendisini korurken, "Aptal. Kendini koruyamıyor musun?" diye bağırdı.

Onun sorusu üzerine, hemen ayağa kaltım ve Mineta ile Tsu'nun da kalkmasına yardım ettim. Onlar da kendini korumaya çalıştıkları sırada, Thirteen, İida'ya yardım çağırması gerektiğini söyledi.

Tabi kötü buna izin verecek gibi durmuyordu.

"Kacchan!" Onun yanına koştum ve kötüyü nasıl engellemesi gerektiğini anlattım.

Tabi o, "Sen bana emir mi veriyorsun, hağ?!" diye karşılık verdi ama dediğimi de yapmaya koyuldu hemen.

Arkasına geçtim. Destek vermek için ise onun saldırmasını bekledim.

Kolumu feda edecektim bunun için ama mecburdum, yardım çağırılması gerekiyordu.

Kötü, tekrar İida'ya ulaşacağı sırada Kacchan, yukarıya sıçradı ve üstten ona patlaması ile vurdu.

Kötünün karşılık vermesine fırsat vermeden, bende arkasından, One for All'u kullanarak, sırtına yumruk attım. Tabi kolum, artık kullanılamaz haldeydi.

Attığım yumruk ile bize saldıran kötü metrelerce uçtu ve o sırada, İida kapıyı açıp çıktı.

Kacchan'ı kontrol etmek için, etrafıma baktım. O an, çok büyük bir hata yapmıştım. Dikkati elden bırakmıştım.

***

Ben bunları nasıl yakınlastırıcam lan

Freckled || BakuDekuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin