8. Bölüm

245 22 26
                                    

Erika Takato'dan:

Reika ile birlikte bay momoyama 'nın ofisinin önünden ayrılarak Reika'nın arayıp çağırdığı arabaya doğru ilerledik.

Reika: Hastaneye gidelim mi Erika?

Diye soran Reika'ya baktım, ayağımın alçıya alınma ihtiyacı olabilirdi. Ki ayağımda ki ağrıya bakılırsa büyük ihtimalle alçıya alınacaktı. Benim yüzümden arkadaşlarımın hayalleri yıkılsın istemiyordum. Kafamı iki yana salladım ve;

Erika: Teşekkür ederim Reika, ama ayağımda ki ağrı geçmeye başladı. Hastaneye gitmeye gerek yok yani:)

Yalandı, ayağım çok kötü ağrıyordu...

Reika: Emin misin Erika? Daha sonra çok daha kötü olabilir.

Erika: Evet eminim hem ağrırsa anneme söylerim, o beni götürür.

Reika: Peki, bir yerde kahve içmeye ne dersin?

Eğer kabul etmezsem ayağımın ağrısından dolayı olduğunu anlar, beni zorla hastaneye götürürdü..

Erika: Neden olmasın:)

Sadece gülümse Erika, unutma en iyi yarabandı gülümsemektir... Çoğu zaman acı çekiyordum, babam yoktu annemde bizi geçindirmek için sürekli olarak çalışıyordu. Bazen günde iki işe gittiği bile oluyordu, belki evimiz kira olmasa çok rahatlıkla geçinebilirdik... Bu yüzden canım çok sıkılıyor olsa bile annem üzülmesin diye hep gülümserdim...

Ayağıma baktım, morarma ya başlamıştı, cidden maçlardan önce olacak iş miydi bu? Yine de yüzümü asmadım, ayakkabımın bağcıklarını bağlar gibi yapıp çorabımı yukarı çektim. Böylece bileğim gözükmüyordu....

Reika: Burayı yeni keşfettim Erika, o gün babamla geldik gerçekten mükemmel bir yer.

Diyerek arabadan indi, bende hemen arkasından onunla beraber indim. Ne güzel diye geçirdim içimden, hâlâ babası ile vakit geçirebiliyordu... Babası hayatta olan herkesi her gördüğümde imreniyordum... Keşke bende babamla daha fazla vakit geçirebilseydim...

Tökezlemeden yürümeye çalışmak çok zordu, çünkü ayağımda ki ağrı git gide artıyordu. Yine de belli etmeden yürüdüm, reika bir kaç adım önümdeydi. Kapıdan girmeden önce bana döndü ve gülümsedi, gülümsemesine karşılık olarak bende gülümsedim. İyi ki o gün o okula gitmiş Reika ile tanışmıştım, çünkü o öyle mükemmel bir arkadaştı ki, asla hakkını ödeyemezdim...

Reika' nın bizim için seçtiği masaya ilerledim. Tamamen camdan olan bir duvardı, deniz manzaralı, kenarları ağaçlarla çevriliydi... Çok huzurluydu, reika bize kahve almak için gitmişti... Önüme gelen saçlarımı arkaya attım, açık bırakmıştım bugün. Şimdiye kadar asla makas değmemişti, neredeyse dizlerimin altındaydı. Hiç kesmeyi de düşünmüyordum, çünkü saçlarım benim herşeyimdi, hemde babam okşamıştı saçımın her bir telini, nasıl kıyabilirim ki?

****
Elinde iki kahve ile gelen Reika'ya baktım, birini benim önüme indirdi. Ardından karşımda ki sandalyeye oturdu. Bir yudum aldım kahveden çok güzeldi, Reika'nın dediği kadar vardı.

Reika: Beğendin mi?

Erika: Evet dediğin kadar var:)

Reika: Beğenmene sevindim, ee nasılsın? Uzun zamandır hiç konuşmadık.

Erika: İyiyim, hem eski takımımız yeniden kurulmuşken kötü olma şansım var mı?

Reika: Haklısın, cidden hâla inanamıyorum.

Erika: Bugüne kadar bende...

Reika: Bugün demişken, Ryuuji seni nasıl kucağına aldı ama??

Yüzünde büyük bir sırıtma ile bana bakan reika' ya baktım...

En Baştan (Victory Kickoff)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin