(Görseli boş durmasın diye koydum. Daha iyisini yükleyeceğim.)
"Şu malzemeleri de mi koysak. Ağırlık yapabilir!"
"Olabilir."
"Tut şunu. Hadi, hadi. İşte böyle. Umarım bu onu uzun süre tutar."
"Hangi cehennemden geldi bu. Hmm şey, yaratık..."
"Bence bilmek istemeyiz."
"Gördün mü?"
"41 numaralı odayı temizliyordum. Aşağıya inerken dışarda çıkardığı kargaşayı gördüm sadece?"
"Komutandan başka mesaj yok mu yani? En azından biraz aydınlatabilirlerdi. Bir felaket oluyor ve hiçbir şey bildiğimiz yok." Ağzını büzerek "'Bu bir acil çağrıdır. İkinci bir uyarıya kadar tüm personeller kendinizi bulabildiğiniz en güvenli odaya kapatın. Hastaneye doğru gelen, henüz tanımlayamadığımız bir yaratık var.' Bana biraz sığ geliyor. Bu şey ne? Ya da daha önemlisi özel birliğin bu şeyle derdi ne? Biz, yani sıradan güvenlik ekipleri bile tek kurşunla onu alt edemez mi? Eğer bu kadar tehlikeli bir şeyse zaten ilk buraya geleceği için öldük demektir."
"Beni dinle Lisa, çok konuşuyorsun ve yardımcı olmuyorsun. Şu an güvendeyiz, tek önemli olan şey de bu. En azından sadece içinden düşün. Sana söylediklerimi getirdin mi?"
"Evet ama serumlar yeterli değil."
Bir saniye sessizlik oluştu. "Bana öyle bakma. Bu durumda benden depoya inmemi isteyemezsin. Koridorun sonundaki, dün gelen yaşlı hastanın odasından ödünç aldım. 4 saatlik yetecek bir serum koymuşlar. Buna şükret yani."
"Tamam, o zaman. Peki, ben hastayla ilgileniyorum. Önemli bir sorun olursa buradayım."
İlerledi, sağa ve sola dönerek koridorun sonuna geldi.
"Bayan Morales ısrarcısınız."
Başı eğik kadından cevap gelmedi.
"Lütfen ayak bağı olmayın ve size söylediğimiz yere gidin. Bir güvenlik görevlisi olarak işime engel oluyorsunuz."
"Kusura bakmayın ama... ah bu o serum mu? Kızım onu aldığında daha rahat nefes alıyor. Yardım edeceğim bir şey var mı? Doktorlar neden gitti? Kızımın yalnız kalmasını istemiyorum. Korkuyorum, o şeyden değil kızımın durumundan."
Eops elini yere çökmüş Anna Morales'in omzuna koydu. "Bakın bayan, sizin durumunuzu anlıyorum. Fakat kızınız şimdilik güvende. Onu sığınağa alamam. Onca insanın arasında yaraları iltihap kapabilir. Henüz durumundan bile bir haberken buna izin veremeyiz. Ama bana güvenin, ben burada olduğum sürece ona hiç kimse yaklaşamaz."
"Söz veriyor musunuz?"
"Söz veriyorum."
Eops'un sağ göğsünde asılı duran telsiz titreşmeye başladı.
"Dostum derhal buraya gelmen lazım."
"Neler oluyor Samuel?"
"Gelip kendin görsen daha iyi olur."
Ayağa kalktı. Elini açarak Anna Morales'e uzattı. "Lütfen." Daha sonra ardını dönerek geldiği uzun koridorları sırayla tekrardan geçti.
Son döndüğü koridordaki ilk kapının içerisine dikkatle baktı. Burada durumu ağır çok hasta vardı. Neredeyse tüm odalar doluydu. Kargaşayla tüm hastane en güvenli olan bu bölgeye taşınmıştı. Doğruca ilerlemeye devam etti.
Önünde kalabalık arkadaşlarından oluşan gruba yöneldi. "Neler oluyor burada? Açılın hemen, neye bakıyorsunuz siz?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Döngü (Doğuş ve Sarah)
Science Fiction"Sonsuz insan aklı kesinlikle bu evrene ait değildir. Akıl bu evrende sınırlı bedenlerimiz içinde varlığını sürdüren ve ruhumuz tarafından hapsettiğimiz bir tanrıdır. Ben insanlığı bu tanrıya ulaştırmaya gidiyorum." -Matt Walker- Instagram hesabımda...