Sarah, yanında bulunan küçük cama başını yaslarken bir yandan da bugün başından geçenleri kısaca aklından geçiriyordu. Evden çıkmadan önce annesiyle olan konuşmalarını, abisinin bir anda yaptığı bir sürprizle ona verdiği hediyesini, en sonda Amara Vesquez'in Veloctrax istasyonunun ortasında yaptığı o ilginç konuşmayı...
Gözlerini sağındaki camdan dışarıya çevirdi ve yerin altındaki tünelde sıralanan ışıkları Veloctrax'ın büyük bir hızla geçişini izledi.
Koşarken nefes nefese kalmıştı. Ayrıca dün akşam öğrencilerinin sınav sonuçlandırma işlerini halletmeye çalıştığı için de çok geç saatlere kadar odasında loş bir ışığın yanı başında sınav kâğıtlarıyla uğraşmak zorunda kalmıştı. Kendisini ayakta tutan kahvenin acı tadını hala damağında hissedebiliyordu.
Açıkçası asıl sebep bunlar da değildi. Bahsetmeye dili varmıyordu ancak Sarah son aylarda belli bir uyku düzenine asla sahip olamamıştı. Geceleri uyumak istemiyordu, korkuyordu. İlgili tedavileri almayı da aksatmadan halen sürdürüyordu. Şimdiyse oldukça yorulmuş hissediyordu.
Koltuğuna kurulduğu anda ağırlaşan bedeninde hissettiği rahatlama onun zihnini dinginleştirmeye yetmişti. Kollarını önünde bağlayarak birleştirdi ve sonra da istemsizce gelen güçlü esneme hissini durduramayıp elini ağzına götürdü. Tüm düşüncelerini şimdilik bir kenara bıraktı. Şu an sadece gerçek bir dinlenme istiyordu. Oturduğu yere daha iyi yerleşti ve gözlerini yarıya kadar kapadı.
Ve dışarıdan cama, oradan da tenine değen tatlı soğuğu hissederken Veloctrax'ın derinliklerinden gelen, belli belirsiz uğultu sesi gibi olan, motor sesini dinlemeye koyuldu.
Kahvaltısını henüz yapmamıştı, saat 10'u geçmişti. Belki Nexus'ta öğlen yemeğine yiyecek bir şeyler bulabilirdi. Ama şimdi çoktan açlığını düşünmeyi bile bırakmıştı.
Kontrol edemediği göz kapakları artık tamamen kapanmıştı. Geriye kalan algıları da birer birer sessizliğe gömülüyordu. Gittikçe ağırlaşan yorgun bedeni; sanki kendini oturduğu kemerli koltuktan alıp yavaşça yumuşacık, beyaz pamuktan bir yatağa bırakıyordu.
Çok geçmeden içi geçen Sarah, kısa bir süre sonra da art arda ilerleyen bazı rüyalar görmeye başladı. Tanıdık rüyalar... Uzun zaman önce görmeyi unuttuğu türden tanıdık rüyalar.
...
Başta anıların, oldukça fantastik dünyaların doldurduğu bu rüyalar ilerledikçe kendisini daha gerçekçi ve somut bir atmosfere bırakıyordu. Yine aynı şekilde... Rüyalar, birbiri ardınca sıralanırken her bir rüyanın son anları yine hep aynı olayla bitiyordu. Zamanını dolduran rüya teker teker gökyüzünden gelen bir karanlığa gömülüyorken bilinç kendini bir sonraki rüyaya bırakıyordu. Sarah, bütün rüyaların bu son perdesinde tanımadığı bir adamın hep aynı karanlık içindeki soluk, yorgun yüzünü görüyordu. Beyazlıklar içerisindeki bir adamın karanlıktaki yüzünü...
İlerleyen rüyalarında, sonlara yaklaşırken Sarah; kendini 15 yaşlarında genç bir kız olarak, üzeri oturulmaktan gayet pürüzsüz bir hal almış, sert bir kayanın üzerinde ayaklarını uzatıyor halde, dünya da tanımadığı bir bölgede, günbatımının yakın olduğu bir zamanlarda, çalışmakta olan çiftçi bir ailenin birbirleriyle yardımlaşarak yürüttükleri işlerini izliyor haldeyken görüyordu.
İnsanların birbiriyle olan uyumu ve olağandışı gayretleri Sarah'a hayret verici geliyordu. Doğal yaşamın getirdiği farklı koşulların zorlukları, bununla gelen fiziksel uyum kavrulmuş tenlerinden bile açıkça belli oluyordu.
Gerçek dünyaya yakışmayacak kadar eski ve tatlı bir rüyaydı.
Sarah bu haline rağmen terliyordu. Onlar ise yakıcı güneşin altında durmadan bir karınca sürüsü edasıyla çalışıyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Döngü (Doğuş ve Sarah)
Science Fiction"Sonsuz insan aklı kesinlikle bu evrene ait değildir. Akıl bu evrende sınırlı bedenlerimiz içinde varlığını sürdüren ve ruhumuz tarafından hapsettiğimiz bir tanrıdır. Ben insanlığı bu tanrıya ulaştırmaya gidiyorum." -Matt Walker- Instagram hesabımda...