"Benim benden başka kimsem yok, senin senden başka kimsen yok. Gel biz olalım? "
Hayallerine giden yolda hayallerinden olunur mu hiç?
Hem de bu kadar yakınken.
Değişir mi bir insan bu kadar? Başkalaşır mı intikam hırsıyla?
Ben Tomris Deren Akay...
Biliyorum bu bölüm için çok ama çok geciktim ama affınıza sığınıyorum. Umarım bekleyenler mutlu edeceğim bir bölüm olur.
Yokluğumun sebebi evlenmiş olmam. Anca yeni bir düzene alışıp bölümü atabildim. Bu işler baya zormuş. Ev işleri, iş hayatı, yeni bir düzen derken biraz geciktim. Her birinizden ayrı ayrı özür dilerim.
Şimdi hazırsak bölüme geçiyoruz.
Keyifli okumalar dilerimm.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Askeriyeden çıkarken bedenim üşüyordu. Omuzlarıma bırakılan hırka ile hızla arabaya yürütüldüm. Hırkayı bırakan ve ardım sıra takip eden Cahit abiydi. Tıpkı binbaşı gibi bir adım gerimden geliyordu. Kapının önündeki basın ekiplerini görmezden gelerek arabaya bindim. Binbaşı hızını arttırarak kapıdan çıkarken diğer taraftan sıkıntılı olduğu bariz belli olan bir nefes verip.
"Görevden bir süre uzaklaşman gerekiyor. En azından bu dava sonuçlanana kadar. Bu süreçte Biraz toparlanabilirsin hem. " İşte en zoru buydu. Hayattaki yaşama tutunduğum şeylerden birini kaybetmek.
Tek yapabildiğim kafamı sallamaktı. Ağır ağır üç kere aşağı yukarı sallamak. Yanımdaki camı açan binbaşı bir sıkıntılı bir nefes daha verip.
"Merak etme. Ben sana inanıyorum ve yanında olacağım." Yüzüne baktım ve önüme döndüm. Ben tektim bu hayatta benim dışımda yanımda kimse olamazdı. Ailem bildiğim insanlar bile bambaşka insanlarken kime nasıl güvenip yanımda olsun isterdim ki. Kulaklarımda çınlayan o sözler beni her defasında nefessiz bırakıyordu.
"Sen çürük yumurtasın."
"Aramızdan çıkmış o çirkin ördek yavrusu."
"Sen çok salaksın. Seninle derdimiz bu."
Boğazımda bir el vardı sanki ve her kelimesi birer diken gibi batıyordu.
"Safsın kızım. Manyak gibi canını koydun ortaya."
Vatanım için şimdiki aklım olsa yine koyardım ortaya ki koymaya devam etmek için elimden geleni yapacaktım.
"Fatih, Cüneyt, Sami hımm düşüneyim bi heh bak Erol. Bunlar hepsi askerin ve arkadaşındı dimi."
Her biri canice şehit edilmişti. Fatih ve Sami bomba imhası sırasında roket ile vurulmuştu. Cüneyt profesyonel bir askerdi yüzbaşı terfisi alacağı hafta aracı kurşun yağmuruna tutulmuştu. Erol. Erol çatışma esnasında önüme atlamış ve hayatımı kurtarmıştı. Tam kalbine isabet eden tek kurşun onu bizden ayırmıştı.
"Son olarak sevgili eniştem. Son anına kadar Tomris dedi biliyor musun? Senin çok üzüleceğinden bahsetti."
Serdar. Benim en derin yaram olmuştu. Kalbimdeki büyük yara ailemken ona şifa olan ailem diye kalbime sardığım adam yine kalbimde o yarayı açmıştı. Yokluğuyla kalbimi de neredeyse söküp almıştı. Son anlarında söylediklerini bilmek artık daha da canımı acıtıyordu.