"Benim benden başka kimsem yok, senin senden başka kimsen yok. Gel biz olalım? "
Hayallerine giden yolda hayallerinden olunur mu hiç?
Hem de bu kadar yakınken.
Değişir mi bir insan bu kadar? Başkalaşır mı intikam hırsıyla?
Ben Tomris Deren Akay...
Yeni bir bölümle karşınızdayım dostlar. Yazarken kendimi kaybettiğim çok doğrudur.
Keyifli okumalar 😘
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bir hüznü en iyi anlatan şey sessizliktir. Öyle demişti bir keresinde lisede bir öğretmenim. Üstümde çok değişik bir sakinlik var kafamın içi deliriyor ama sakin duruyorum. Bu beni çok korkutuyor. Sakinlik ve sessizlik bazen insanın en büyük gücüydü. En azından böyle olmasını temenni ediyordum. Biraz önce yanımdan geçen eski görev yerimden bir binbaşı 'bana bugün, çok ürkütücü bir sakinliğin var' dedi. Konuşursam ağlarsam toparlayamazdım.
Aile evi olmadığı için evimize ve askeriyeye bayrak asılmıştı. Helallik alınmak için askeriyeye getirilmişti. Oğuz memleketine gönderilmişti. Mezarın başında mezarına yarım metre ilerisinde gözlerimi kırpmadan sadece ona veda eder gibi mezarına bakıyordum. Veda vakti gelmişti. Zeynep ve Faruk kollarıma girmiş şehitliğin çıkışına yürütüyorlardı. Nefesim hala bedenime yetmiyordu. Gelen Bir kaç kamera ve spikerin sesleri kulağıma geliyordu.
"Şehit kıdemli yüzbaşı Serdar Çağların naaşı defnedildi. Şehidimizi son yolculuğuna uğurlamak için binlerce vatandaşta akın etti buraya. Şehidimiz yetimhanede büyüdüğü için bir aile evi yok ama milyonlar şehidimize veda etti. Buraya geldiğimizde henüz daha 2 aylık evli olduğunu öğrendik. Eşi de kendi gibi Yüzbaşı şehidimizin ve hatta eğer bu gün hayatta olup dönseydi müjdeli bir haber alacakt..." Samet ona attığım bakışlarla müdahale etti ve uzaklaştırdı. Bana emanet olan canı reklam malzemesi haber konusu yaptıramazdım.
Askeriyeye geldiğimizde ilk boş bulduğum banka oturdum ve öylece bahçeye baktım. Her köşede gözümün önünde bir anı, hatıra, sima canlanıyordu. Cahit abi yeni yaktığım sigarayı elimden alıp attı ve ezdi. Sesimi çıkarmadan yenisini yaktım. Yüzüne bir saniye bakıp önüme döndüm.
"Tomris kendini düşünmüyorsan karnındakini düşün. İçme şunu." Tek kelime etmedim. Faruk
"Abi 3 gündür konuşmuyor. Zorla yemek yiyor ama sonra çıkarıyor zaten. Tek sorun sigara mı? Gözümüzün önünde eriyor" Cem önümde diz çöküp
"Komutanım. Saygısızlık etmek istemem ama. Biz size emanetiz." evet her iki timi de kendi isteğim ile sorumluluğuma almıştım. "Emanetiz evet ama unutmayın ki siz de bize emanetsiniz. Abimizdi Serdar komutanımız. Her birimizin abisiydi. Sen komutanımız olmasan bile yengemizsin karnındaki yeğenimiz ve bize emanetsin." gözlerimi kapadım ve bir damla gözyaşının düşmesine izin verdim.
"Tomris hatun. Kurban olayım atma içine susma. Bağır, çağır, ağla. Ağzımıza sıç neden korumadınız diye. Susma ne olur susma. Susup bizi de öldürme." derin bir nefes aldım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.