"Ölmesi neyi değiştirecek hapse girdiğinde daha mı iyi olur her şey. Bırak ve teslim ol." Kahkaha atan adam
"Sen sus. Hepiniz aynısınız. Her biriniz aynısınız tüm kadınlar." Serdar gülerek
"Lan benim karımın ne suçu var? Dur konuşalım bak yardımcı olacağım sana." Adam bir an duraksadı ama tekrar ateş etti. Bu sefer yönü sadece biz gibiydik. Daha doğrusu Serdar. Kenara çekilmemizle duvara gelmişti.
"Bari görüp at be adam." Karşıdan kadına silahı doğrulttuğunda kadın ağlamaya başlamıştı. Gözyaşları arasında bağırarak
"Sen nasıl bir insan oldun. Seni tanıyamıyorum. Sen böyle biri değildin. Ne zaman bu hale geldik? Ara vermek istiyorum Selim. Yapamıyorum boğuluyorum. Bitsin. Ayrılalım. " Selim denen adam yere çöktü ve
"Yapamam Ecem. Ben sensiz yapamam. Dön evine. Söz düzeleceğim kullanmayacağım bir daha o illeti." Kadın ağlayarak geri geri gitmeye başladığında tekrar silahı doğrulttu.
Onlar konuşurken Serdar küçük adımlarla adama yaklaşmıştı. Şu an tam arkasındaydı. Kadın ondan aldığı güç ile geri gidiyordu anlaşılan. Yüzüne baktığımda durdu. Adam ateş edeceği esnada hızlı bir manevra ile Serdar silahı yukarı doğrultmuştu. Silahı aynı hızla alıp ileriye attığında ayağımla kenara ittim. Elimizdeki silahları ikimizde ona doğrulturken kadının yanına gittim. Kadın elimdeki silaha bakarak geri kaçarken
"Korkmana gerek yok. Askerim ben. Şimdi sakin ol gel ve ne olduğunu birazdan polislere anlatmanı isteyeceğim. Otur ve toparlan." Kadın titreyerek yere düştüğünde ağlama krizindeydi. Arkadaşı olduğunu tahmin ettiğim bir kaç kişi geldiğinde kenara çekildim. Serdar adamı ters kelepçe ile kenara itmiş bağırıyordu.
"Ulan hıyar. Puşt. Kadın dediğin sevilir oğlum. Bi çiçek gibi nazikçe kibar kibar sevilir. Seviyorsun öyle mi? Lan it herif. Sevgi bu değil. Bunca senedir beraber olduğun kadına silah kaldırmaya utanmadın mı? Beyinsiz." Sırtı bana dönüktü. Farketmemişti. Farketseydi kullandığı çoğu kelime çıkmazdı ağzından.
"Oooo burası paket olmuş. Ana kız komutanım. Siz ilk günden aksiyona mı daldınız yine. Tam sizlik bir balayı. Aaa damat komutanım da burdaymış. Bak tam nerde diyecektim." Faruk içeri silahını sallaya sallaya girdi. Ben hiddetle
"Asker. Çeki düzen ver kendine. Toplayın burayı. Karagahta görüşeceğiz. Şimdi hemen toplayın." Arkadan gelen timimde sözlerimi duymuş etrafı toplamaya başlamıştı. Serdar poşetleri alırken bende yanındaydım. Kapıda Cahit abi vardı. Bana bakıyordu. Gözlerinde tuhaf bir bakış vardı. Hüzün gibi mutluluk gibi. Yanına gidip sarıldım. Sıkıca sarılmıştı. Sonra Serdar'a sarıldı.
"Nasılsınız taze evliler?" Serdar beni kolunun altına alıp saçlarımı öptü. Ben utanarak çekilirken
"İyiyiz abi bi problem yok. Gördüğün gibi yani bildiğin gibi." Kısa bir süre sohbet edip eve geçtik.
Ben aldıklarımızı dolaba yerleştirirken Serdar ortalarda görünmüyordu. Hayır tek ben yaptım sanki alışverişi. Tek ben yiyeceğim.
"İlk günden başladı odunluk yapmaya. Hayır bi hafta falan bekle be adam. Nerdesin ki? Serdaaaar! Ya ne yapıyorsun nerdesin?" Diye doldurduğum bulgur kavanozunun kapağını kapattım. Yerden kalkarak içeriyi gezindim. Ortada bile yoktu beyfendi. Balkona baktığımda bu gün aldığımız ledleri kuruyordu. Bana bakıp
"Nasıl olmuş? Çok uğraştım ama değdi gibi." Yanağına gidip uzun bir öpücük bıraktım. Gerçekten masallardan fırlamış gibiydi. İki balkonumuz olduğu için yatak odasından çıktığımız balkonun tavanını süslemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tan Vakti
Fanfic"Benim benden başka kimsem yok, senin senden başka kimsen yok. Gel biz olalım? " Hayallerine giden yolda hayallerinden olunur mu hiç? Hem de bu kadar yakınken. Değişir mi bir insan bu kadar? Başkalaşır mı intikam hırsıyla? Ben Tomris Deren Akay...