Düşen Kadeh

114 8 0
                                    

Merhaba.

Tazecik bir bölümle karşınızdayım.

Beğenmeleriniz için her birinize teşekkür ediyorum.

Adının Levent olduğunu iddia eden aslında benim isminin Haşim olduğunu bildiğim adam tekrar güldü saçma muhabbete. Bana bakarak

"Aloysia'cım sıkılmış görünüyorsun." Cım diyem ağzına yumruk çakmama minnacık kalmıştı. Çaktırmadan derin bir nefes aldım ve.

"Böyle ortamlar artık yormaya başladı." Diyip yapma bir kahkaha attım. Kulağıma yaklaşıp elini belime attı tekrar ve

"İstersen uzaklaşabiliriz." Yüzüne baktım ve gülümseyip önüme döndüm.

"Yeni insanlar. Yeni işler demek Levent. Biraz daha dişimi sıkabilirim. Teklifimi kabul edersen daha sonra görüşebiliriz. Baş başa." Dediğimde son cümlemi biraz yaklaşıp söylemiştim. O kahkaha atarken ben bi tık uzaklaştım ve etrafa bakınmaya başladım.

Hilmi sunucunun koruması olarak sahnenin önündeydi. Cahit, Samet, Faruk, Oğuz, Kerim ve Cem salonun güvenliğinden sorumlu kılığındaydı. Burak, Arda, Taner, Bilal ve Hasan ise garson olarak ortamdalardı. Her biri tetikte görünüyordu.

Yanımdaki canım kocam hala ellerini sıkmakla meşguldü. Gözümle ona baktığımda mesafeli bir şekilde onun kulağına yaklaştım ve

"Eve gidince yardımına ihtiyacım olacak." Bana anlamazca baktı ve devam ettim.
"Bu kirli elleri bedenimden duşta tek başıma kazıyamam." Elleri gevşemiş gibiydi.

"Bunu zevkle yapacağım." Ciddi bir şekilde söylediği sözler ile önüme döndüm.

Yanımdaki adam gecenin bitmesine yakın derin bir nefes aldı. Nefesi benden taraftan almıştı yüzümü buruşturma isteğine zor karşı koyuyordum.

"Dosyalar sahnenin arkasında istersen geçelim." Güldüm ve

"Hayhay. Tabii." Ben ve Levent kılıklı Haşim ilerlerken sahnenin yanında durdu ve

"Adamın da mı gelecek. Olmaz." Serdar bir adım attığında elimle dur işareti yaptım.

"Benim için bir sakıncası yok. Kimse için yok her an benimle. Senin için bir problem mi var?" Yüzüme güldü ve

"Maalesef o burda kalmalı." Kafamla ona işaret ettiğimde ilerlemeye başladık. Serdar kuduruyordu sinirden. Kulaklıktan gelen ses

"Serdar komutanım yanındaki kolonu bi tarafına koyacak kalan sen olcan Haşimcim." Cem'in sözlerine hak verdim. Ama Serdar değil her an ben yapabilirdim. Bacağımdaki silaha güvenerek gittim peşinden. İlerleyip bilgisayar çantasını eline aldı ve

"Şevo sen gibi birini mankenlik ajansından mı buldu Aloysia. Söylesene?" Bana yaklaşıp çantayı uzatırken ona güldüm ve

"Çok hoşsun. Teşekkür ederim Levent." Gülerek öksürdüm ve çantayı elime aldım. Bana uzun uzun baktı. O esnada dudaklarıma kaydı bakışı. Haberi yoktu ki az sonra hayatını becereceğim işareti vermiştim. Bana yaklaşırken gözlerini kapattı salak. Onun bu halinden fırsat bulup el çabukluğu ile tek hamlede silahımı çıkardım ve o neye uğradığını anlamadan emniyetini açıp dudaklarına dayadım silahı. Şaşkınca gözlerini açtığında neye uğradığını anlamadan arkasına geçip silahı ensesine dayadım.

"Haşimcim nasılsın? Tsk'nın selamı var." Silahı bastırdığımda titrediğini hissettim. Konuşacağı esnada içeriden gelen silah sesleri ile titremesi arttı.

"Sen kimsin. Aloysia değil misin? Nasıl olur?" Tetiği çektiğimde yutkundu.

"İğrenç sesini duymak istemiyorum. Şimdi uslu dur ve beyinciğini dağıtmama fırsat verme. Anladın mı beni." Kafa sallarken ilerlemeye başladık. Kapının önüne gelince kulaklıtan

Tan VaktiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin