4 gün sonra:"Anne! Kulaklığımı bulamıyorum, sen gördün mü? "Diye bağırdım valizimin fermuarını çekebilmek için üstünde tepinirken.
"Ben nereden bilebilirim Arin, ayrıca bir hanım efendi gibi davran, hanım efendiler öküz gibi çığırmazlar" dedi annem otoriter bir ses tonuyla.
Dedikleriyle göz devirdim. Uyuz oluyordum bu kadına bazen.
Hanımefendiymiş(!) hanımefendiler yesin seni.
Birde öküz gibi çığırıyormuşum, paşama bak sen kendi bir şey söylüyorsa yedi ceddinine küfür etse bile ağzını açamazsın ben ses çıkarınca sorun oluyor.
Bazen babamı anlayamıyorum annemin neresini sevmiş..
Arin sakin ol, anneni bilmem ama sen onun yedi ceddinine küfür etsen bu kadar olmazdı.
Abuzeriye git başımdan, sinirimi senden çıkarmak istemiyorum.
Arin, gerçekten iyi değilsin seni böyleyken bırakmam.
Biliyor musun abuzeriye bazen düşünüyorum da sen olmasan bu hayat benim için çekilmez olurdu, iyi ki varsın..
Bana bilmediğim bir şey söyle lütfen Arin, senin benim cazibeme ve güzelliğime karşı durabilmen imkansız . Ayrıca bu dünya bensiz eksik olurdu zaten.
Bilmediğin çok şeyin var aslında abuzeriye ama sen ve egon benim güzelliğimi görmezden gelmeye çalışıyorsunuz. Altını çiziyorum çalışıyorsunuz benim gibi bir varlığın iç sesi tabi ki cazibeli olacak ama sınırıyla.
Bir de bana egolu diyorlar, hem ben ve egom neyi göz ardı ediyormuşuz?
Boş yapıyorsunuz. Bi dakika! aklıma bir şey geldi abuzeriye senin de iç sesim var mı?
...
...
Lütfen şuan sana side eyes attığımı farzet ve kulaklığını utkumdan al.
Bence gayet mantıklı bir soruy- dur bir dakika Ne! kulaklığım utkuda mı?
Yaktım çıranı utku..
"UTKUUU!" diye çığırarak odamdan çıktım ve hemen merdivenlerden aşağı inerek utkunun kapısının önüne geldim.
O an ki öfkemle kapıya hızla açıp yerde yuvarlanarak odaya havalı bir giriş yaptım.
Utku neye uğradığını şaşırmış şekilde bir bana bir de kapıya bakıyordu.
Ben ise onun aksine tüm öfkemle kulağında bana göz kırpan kulaklığıma bakıyordum.
"Abla.. Bu sen misin? " diye soran utkunun sorusunu görmezden gelerek, hiç olmadığım kadar sakin bir tınıyla utkuya,
"Utkucuğum, sende bana ait bir şey var mı? " diye sordum.
Yüz ifademle, ses tonum büyük bir zıtlık içinde olduğu için utku yutkundu ve,
"H-hayır abla bende neyin olabilir ki? " dedi titreyen bir sesle.
Parkelerin üzerine dizlerimi dayamış duruyorken utkunun cevabıyla yavaşça ayağa kalktım.
Boynumu iki yanıma doğru eğerek kütlettim ve elimi utkuya doğru uzatıp dört parmağımı kendime doğru sallayarak vermesini bekledim.
"Abla bak şurada eşyaların" diyerek tavanı gösterdi. Sonra nereyi gösterdiğini fark ederek elini çalışma masasına doğru çevirdi.
Ona mal mısın bakışları atarken utku tüm hızıyla yanımdan geçip merdivenlere koştu ve aşağı inmeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Arin Yaz Sezen
ChickLitAlışılmışın dışında bir Gerçek aile kitabı.. Bence bir şansı hak ediyor..