Gülmeyeceğim, gülmeyeceğim, gülme- kendimi daha fazla tutamayıp gür bir kahkaha attım, benimle beraber oradakilere gülünce kenan bey kaşlarını çalarak bize baktı.
Sanırım fazla sesli gülmüştüm ve bu onu öfkelendirmişti.
Gülmeyi bırakarak diğerlerinin gülüşünü izlerken kenan bey yanıma geldi. Sanırım gerçekten kızmıştı çünkü hala kaşları çatıktı.
" Neden gülmüyorsun kızım, sen bu dingillere bakma onlara kızsam bile sana kızamam, bana sen ve annen istediğiniz kadar gülebilirsiniz" dedi kenan bey bana merhametle bakarken.
"Oo baba bakıyorum da ilk dakikadan sizi etkisi altında aldı. sırada ne var?"son cümlesini gözlerimin içine bakarak kurmuştu.
Ben mi insanları etki altına alıyordum, sanırım ona benimle konuşurken sınırlarını bilmesi gerektiğini belli etmemiştim.
Arin sakin ol.
Ben zaten sakinim abuzeriye.
"Baksana baba cevap bile vermiyor, aklınca kendini masum gösterecek, sizin bize karşı cephe almanızı sağlayacak."
Alaylı bir gülüşle karşısına geçtim.
"Cephe almalarını sağlayacak olan ben miyim yoksa senin davranışların mı?"dedim.Bana büyük bir nefretle bakıyordu, nefret çok büyük bir duyguydu bana kalsa. Birinden nefret ettiğinizde onu hayatınızın merkezine almış olurdunuz. Ve ben kimseden kolay kolay nefret etmezdim. Nefret ettiğimde ise benim için biterdi o kişi.
Fakat Asil'in nefreti korkularından geliyordu, ön yargısından geliyordu.
Benden istediği kadar nefret edebilirdi. Sınırlarını bildiği sürece.
Ve o sınırlarımı görmezden gelebilecek kadar önemli olduğunu düşünüyordu.
"Asil yeter" dedi kenan bey sakin bir o kadarda uyarı dolu bir ses tonuyla.
"Sizi şimdiden kendi tarafına çekti baba farkında değilmisiniz, ilgi için her şey yapar bu aptal, Merve'den hiçbir farkı yok."dedi Asil.
Aynı surat ifademle karşılık verdim.
"Kaç yıl oldu?"diye sordum."Ne?"dedi Asil neyden bahsettiğimi anlamamıştı.
"Beni tanımandan bahsediyorum beni ne zamandan beri tanıyorsun da benim hakkımda fikirler ortaya atıyorsun ya da benim önem verdiğim birisi mi olduğunu sanıyorsun da benim hakkımda konuşmaya kalkıyorsun? Şimdi hangisini cevaplamak daha kolaysa onu cevapla sindiremeyebilirsin çünkü" dedim.
Beni zaaflarımdan vurmaya çalışıyordu evet belki sevgi dolu bir ailede büyümemiş olabilirdim fakat bu benim başkalarına olan tutumunu etkilemezdi.
Herkes bir bana bir Asile bakıyordu.
Rüya hanım ise kırgın bir şekilde oğluna bakıyordu.
Ben ise gözlerimi Asil'in gözlerine dikmiştim. Bana gerçekten büyük bir nefretle bakıyordu.
"Tamam çocuklar yeter bu kadar hadi geçin salona konuşmamız gereken bir konu var" dedi Rüya hanım,hüzünlü bir sesle.
Bende Asil'in gözlerini gözlerimden çekmesini bekledim. O da beni çekmemi bekliyor gibiydi.
İkimizde gözümüzü bile kırpmadan diğerinin bakışlarını çekmesini bekliyorduk, mutfaktakilerde oyunu bölmeden kimin gözlerini çekeceğini merakla bekliyordu.
"Yalnız abim bu oyunda çok iyidir Arin abla"dedi yankı bana abla derken saygıdan dolayı böyle seslendiği biliyordum.
Ayrıca buradakilerin hiçbiri beni ve inadım tanımıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Arin Yaz Sezen
ChickLitAlışılmışın dışında bir Gerçek aile kitabı.. Bence bir şansı hak ediyor..