Yeniden helüüü, nasılsınızz? Umarım çileklisinizdir...
Bu bölümü her şeyi içinde yaşayan biricik okurlarıma ithaf etmek istiyorum. O zaman iyi okunalar
***Taksiciye parasını uzatıp çantamdan çıkardığım dördüncü paket çilekli sütü keyifle içmeye başladım.
Sonunda yeni bir devrin başlangıcı için gerekli olan ilk adımı bu eve tekrar dönerek atmış olacaktım.
Evi dışarıdan seyrederken gördüklerimle gülümsedim. Rüzgar öfkeyle evde dolanıyordu. Ya bana olan sinirindendi bu hali, ya da bana verdiği aşırı tepkiden.
Artık umurumda değildi.
Sütümden bir yudum daha alıp bahçeye girdim. Korumalardan biri hemen Kenan beyi aramak üzere telefonu çıkarınca ona döndüm.
" aramana gerek yok amcacığım, ben zaten içeri giriyorum" dedim.
Adam kararsız bir şekilde bana bakarken gülümseyerek içini rahatlattım ve seri adımlarla evin kapısına doğru yürüdüm. içeriden gelen seslere aldırmadan zile bir kere bastım.
Ev birden sessizleşirken kapıya doğru Yaklaşan adım sesleriyle kapının açılması bir oldu. Karşımda bana endişe ile bakan rüya hanım vardı.
Kızarmış olan gözlerinden ağladığını anlasam da umursamadım. Onun beni umursamadığı gibi.
Ona gülümsedim ve arkamdan söylediklerini umursamadan salona geçtim .
" neredeydin kızım! Seni çok merak ettik. Bak biliyorum seni gerçekten kırdık ama-"
" bakın, ben sizin için yabancıyım, siz de benim için bu yüzden ortada kırılacak bir durum yok. Ayrıca o kız varken birkaç günlük olan beni savunmanızı beklemiyorum." Dedim.
Dediğim gibiydi. Kırılmış mıydım? Hemde çok. Fakat kendimi acındıracak değildim.
"Lütfen kızım öyle deme, sadece o an..." dedi ve devam etmedi. Diyeceği şeyi dile getirmedi. Getirmesine de gerek yoktu. İkimizde biliyorduk zaten.
Bakışlarında büyük bir mahcubiyet vardı. Bir anlığına düşündüm, benim de onlara kırıldığımı bakışlarımdan anlayabiliyorlar mıydı?
Rüya hanıma cevap vermeden bulduğum ilk yere oturdum.
Herkes bana bakarken ben onları umursamıyordum. Elime telefonumu aldım ve bir şeyle ilgileniyormuş gibi davrandım.
İşim varken hiç durmadan gelen bildirimler canım sıkıldığında ya da uğraşacak bir şeyler aradığımda sırra kadem basıyordu.
Bende instagrama girerdim. Dm kutuma illa ki mesaj gelmiştir.
Abuzeriye! Kıyamet geliyor sanırım instagram da tek bir bildirim bile yok.
Arin insanların tek derdi sen değilsin
Ama abuzeriye-
Konuşmaya devam edeceğim sırada telefona bir bildirim düştü. Tıkladığımda bu mesajında takıntılıdan geldiğini gördüm.
Artık aramız da bir engel yok frejyam ilk fırsatta seni yanıma alacağım ve kimse bizi ayrışmayacak. Sadece bekle. Çok az kaldı. Tik tak tik tak...
Elim ayağım titrerken bir anlığına nefes alamadığımı hissettim. Refleks olarak elim boğazıma giderken nefes almaya çalışıyordum.
Bir çilek, iki çilek, üç çilek...
"Arin! İyi misin?" Dedi birisi. Sanırım yazardı bu.
"N-nefes... a-alamıyorum..." dedim kendimi zorlayarak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Arin Yaz Sezen
ChickLitAlışılmışın dışında bir Gerçek aile kitabı.. Bence bir şansı hak ediyor..