1.6

714 60 19
                                    

Helüüüü, napıyorsunuz? Bu arada internet sorununu hala çözemedim maalesef. Büyük ihtimalle yedek hesap açacağım. Bölümleri buradan yazıp yayınlarım ama kitapları oradan okurum. Hesap açınca omunda adını sizinle paylaşırımm.

O zaman iyi okumalarr...
***

Asille beraber doldurduğumuz kağıda son kez göz attım. Hepsini doldurmuştuk.

"Herkes bitirdi mi?" Diye soran Hazar'a cevap vermedim. Asil verirdi ona cevap.

Ne mi yapıyorduk? Akşam yemeğini yedikten sonra rüya hanımın ısrarlarıyla hep beraber salonda iki kişilik gruplar halinde isim şehir oynuyorduk.

Ve beni Asille takım yapmışlardı. Bu dünyadaki hatta evrendeki en büyük uyumsuzluk olabilirdi. Ama hakkını yememek lazım çok iyi bir takım olmuştuk.

Birbirimize durmadan laf soksakta oldukça iyi gidiyorduk.

Herkesin Hazar'ı onaylamasıyla Hazar bize döndü. Ben asilin cevap vermesini beklerken o ise etrafa nefret dolu bakışlar atıyordu. Anladık en nefret eden sensin ama yani insan bir cevap verir değil mi?

Arin Hazar hala sana bakıyor.

Benden bekliyor değil mi cevabı...

Sanırım...

Off, göz devirdim ve cevap verdim. " bitirdik biz de"

Hazar'a trip atıyordum, takımları o seçmişti çünkü ne kadar asille anlaşamadığını bilse de bizi  eşleştirmişti. Yine de halime şükrediyordum, beni Doğu ya da barlasla eşleştirebilirdi. Zaten o iki  Arizona kertenkelesini de bir takım yapmıştı.

"O zaman başlıyorum" dedi Hazar.
"İsim, Remziye" > hazar ve rüzgar
" Rüştü" > yankı ve Kenan bey
"Raşide" > ardıç ve rüya hanım
"Remzi" > Doğu ve barlas
Sıra asil ve bendeydi.
"Refîka" dedik aynı anda. Bu yaratıcı ismi tabii ki ben bulmuştum. Kimse aynı ismi yazmamıştı. Oyuna devam ettik.

Biz devam edecekken çalan kapıyla rüya hanım kapıya ilerledi. Bir kaç gülüşme sesinden sonra içeriye yirmili yaşların başında saçlarını civciv sarısına boyatmış badana suratlı bir kız girdi salona. Badana derken şaka yapmıyordum kız gerçekten yüzüne boya badana yapmış öyle gelmişti.

Fakat güzel bir kızdı. Gözleri salonda hemen yanımdaki koltukta oturan rüzgarı buldu. Ve sağır edici bir çığırmayla rüzgarın üstüne atladı.

Sanırım bugün yankıyla dalga geçtiğim Malazgirt savaşı yaşanıyordu ve rüzgara fazla yakın temasta bulunan bu kız büyük bir kaosun habercisiydi. Çünkü ben bu kızdan hiç iyi enerji alamamıştım.

Rüzgarın gülümseyerek kıza sarılmasıyla yüzümü buruşturdum. Kız bildiğin abimin kucağına atlamıştı.

Arin? Sen biraz önce rüzgara içinden abimi dedin yoksa ben mi yanlış anladım.

Bir saniye abuzeriye şuna ne dediğim umurumda değil kız bana çok ters bakıyor.

"Ah arin seni Tuğçe'yle tanıştırmak istiyordum zaten, bu benim biricik sevgilim Tuğçe." Dedi. Tuğçe denen kozun yaa biriciğin miyim gerçekten demesiyle göz devirdim. Ve mırıldandım.

"Kaç tanesi olmayı bekliyorsun ki?" Yanımdan değişik bir ses gelince başımı asile çevirdim. Kendini gülmemek için zor tutuyordu. Sanırım benim dediğimi duymuştu. Ona, bana her zaman attığı bakışlardan birini attım ve rüzgarın yanında ki Tuğçe cadısına elimi uzattım.

Arin Yaz SezenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin