Bölüm-17

16 3 0
                                    


~~~

BEN ZATEN BİTTİM

Bir kitap içerisinde olsaydım, yazarın hayatımı anlattığı kitabın konusunu bulmasının zor olacağına emindin. Komedi ile dram arasıda kalırdı sanırım.

Kafamda doğruluğunu tamamen reddettiğim, düşünmeyi kendime yasakladığım şeyler yüzünden hep olduğu gibi aynı yere gelmiştim.

Önümdeki kum torbasına yeni bir yüz daha eklenmişti. Savurduğum her yumrukta omzundaki yara sızlıyordu. Yelena'nın attığı dikişin açılmaması için durmam gerekti ancak duramıyordum. Ben bu kum torbasının karşısına geçtiğim her seferinde kontrolümü tamamen kaybediyordum.

Yeni planları neydi bilmiyorum. Amaçları neydi ve beni neden kandırmak istiyorlardı? Hiç biri umrumda değil. Yalanlarına artık kanmayacaktım.

Aaron her kimdi bilmiyorum ancak bildiğim bir şey varsa oda onun kardeşi olmadığımdı.

Kaçtığım odada oksijen tükenmişcesine nefes alamadığımı hissettiğimde spor salonuna atmıştım kendimi. Tesisin içinde kalmak istemiyordum ancak son kez hırsla tesisi terk ettiğimde işler kötü sonuçlanmıştı. Dseth hâlâ peşimdeydi ve dikkatli olmam gerekiyordu. Düşüncesizce davrandığımda başıma nelerin geldiğini görmüştüm. Yelena gibi birine rastlamasam belki de Dseth beni yakalamıştı.

Birilerine görünmeyi bile umursamadan sadece buraya gelmiştim. Gerilen tüm sinirimi önümdeki kum torbasından atmaya çalışıyordum.

Omzuma saplanan acının yanında çoktan yaralar oluşmuş ellerimde sızlıyordu. Ellerime sargı sarmak için uğraşmamıştım. Ne kadar sadistçe olduğunu bilsemde acı çekmek sinirimin yatışmasına yardım ediyordu.

Kum torbasına bulaşan her bir damla kan sanki içimi biraz daha rahatlatıyordu.

"Kes şunu."

Bir süredir izlendiğimin farkındaydım. Spor salonunun kapısı birkaç dakika önce açılmış ve içeriye giren iki adım sesini duymuştum. Geçen sürede kimse sesini çıkartmadığında beni benimle yalnız bıraktıklarını düşünmüştüm ama yanılmıştım.

Ramona'ya bir cevap vermezken daha sert indirdim yumrukları. Tüm bu yaşanan saçmalıklar yumruklarımla kaybolacak gibi savurdum yumruklarımı.

Omzumdan sertçe tutulup kum torbasından geri çekildiğimde acıyla bir tıslama kaçmıştı ağzımdan.

James ateşe değmiş gibi elini hızla omzundan çektiğinde eline bulaşan kan lekelerine gözüm değdi. Yan gözle omzuma baktığımda üzerimdeki tişörtün omuz kısmının kan olduğunu gördüm. Dikişler bu kadar dayanmıştı işte.

"Kendini yaralamak hoşuna mı gidiyor?"

James'in gözleri elim ve omzum arasında dolanıp gözlerimi bulmuştu. İkimizin soğuk bakışlarının arasına Ramona'nın bedeni girmişti hızla.

Ramona bana yaklaşırken kanamaya devam eden omzuma bakmak için ellerini kaldırdı. Bana dokunmasına izin vermeyip geriye bir adım attım. Elleri boşta kalırken kafasını kaldırmış ve bana sıkılmış bir ifadeyle bakmıştı.

"İzin ver yarana bakayım. Marcus omzundan yaralandığını söyledi. Simon'a haber verelim de düzgün bir dikiş atılsın."

Birkaç saniye tepkisizce sadece suratına baktım.

"Gerek yok." Ruhsuzca konuştuğumda gözlerinden onaylamaz bir ifade geçti.

Nasıl, hangi yüzle hâlâ yanıma gelip benimle konuşuyorlardı aklım almıyordu. Daha yüzlerine ne kadar hakaret etmem gerekti beni rahat bırakmaları için?

ZEHİR VE TETİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin