Bölüm-12

21 2 0
                                    


~~~

İHANET

- 7 yıl önce

Yere fırlatıldığımda suratım yere sertçe vurmuştu. Acıdan bağırıp inlememek için dişlerimi sertçe dudaklarıma geçirmiştim. Ağzıma gelen kan tadına katlanmak zorundaydım ama daha büyük sorunlarım vardı şuan.

Her tarafım sızlarken hangi noktamın daha fazla acıdığını bile çözemiyordum. İçten bir kez daha yalvardım. Bu defa hızlı bitsindi. Daha ne kadar dayanacak gücüm vardı bilmiyordum. Her defasında daha da acı verici oluyordu.

Her ne kadar ses çıkarmamayı başarsamda gözlerimin içinde tutamadığım yaşlar hızla akıyordu.

Yerden kalkmak için küçük bir girişim yaptığımda yere tekrar düşmüştüm. Kılımı kıpırdatacak gücüm kalmamıştı.

"AYAĞA KALK!"

Elleri saçlarımı sertçe kavramış ve yüzümü kendisine çevirmişti. Gözlerindeki tiksintiyi saklamıyordu ancak son derece eğlendiğini de biliyordum.

"Bu kadar güçsüzken nasıl hizmet etmeyi düşünüyorsun!" Yüzüme karşı tükürürce konuşmuştu.

Saçımı öyle kuvvetle çekiyordu ki saç diplerim zonkluyordu. Biraz sonra tüm saçlarım elinde kalacaktı. Tek bir tepki verecek halim kalmadığı için yarı baygın gözlerle sadece bakmıştım yüzüme yaklaştırdığı suratına.

Benden tepki alamayacağını anladığında kafamı sertçe ittirip ayağa kalkmıştı. Kafam tekrar yere düşmüştü. Yüzümün farklı noktalarından gelen kan lekeleri yerde iz bırakmıştı.

Ayağa kalktıktan sonra bir şeyler daha söylemişti. Uğuldamaya başlayan kulaklarım yüzünden kelimeler net değildi.

Odanın içinde bir hareketlenme olduğunu anlayabilmiştim. Bizim dışımızda birkaç asker daha vardı odada. Üzerimde uyguladığı eğitim adı verdiği işkenceyi uygularken hareketsizce izliyorlardı.

İki kişinin kollarımdan tuttuğunu hissettim. Zorla ayağa kalkmamı sağlamışlardı. Ayağa kalkmamı bekleyen bedenin önüne beni bırakıp ellerini üzerimden çekmişlerdi. Desteğin çekilmesiyle düşecek gibi olmuştum ancak son anda kalan tüm gücümle ayakta kalmıştım. Ayağa kalkmamı istemişti. İtaat etmezsem bu işkence daha da uzayacaktı.

"Tetiği neden çekmedin?"

Aynı soruyu bir saat içinde kaç kere duymuştum bilmiyorum. Cevabım değişmiyordu ve istedikleri cevabı veremiyordum.

Dudaklarımı zar zor açtım. Dudağımdaki yaralar haraketiyle sızlarken çatallı sesimi bulmaya çalıştım.

"Bilmiyo-"

Sözüm boğazıma sarılan elle yarıda kesilmişti. Beni geriye doğru ittirdiğinde odadaki masaya sertçe çarpmıştım. Üzerimdeki baskısını azaltmadığı için sırtım masaya dayanmıştı.

Masanın üzerine yatar posizyonda kalırken üzerime eğilmişti. Boğazımı setçe sıkıyordu.

Nefessiz kalan vücudum refleksle kurtulmak için umutsuz bir çırpınma girişimi başlatmıştı. İki elimide boğazımı sıkan tek ele sarmıştım. Kafamın içinde nefessizlikten baskı büyümüş ve patlayacak gibi hissetmiştim.

ZEHİR VE TETİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin