~~~GÖZE ALINAN BEDELLER
Yara yüzünden üzerimi değiştirmem biraz uzun sürmüştü. Geç kalmamdan dolayı Vincent'in sözlerine kendimi hazırlarken toplantı odasına adımımı attım. Hareketli bir tartışmanın içinde olduklarını gördüm. Geldiğimin farkına kimse varmazken Damon ve Vincent'in konuşmasına şahit oldum.
"Sana kendim kefilim diyorum!"
"Artık bir önemi yok."
Damon sertçe konuşurken yüz hatları oldukça gergindi. Aksine Vincent masanın en başındaki sandalyede gayet rahat oturuyordu. Gözlerimi içerde bulunanlarda gezdirdim. Damon ortada volta atıyordu. Loan oturduğu sandalyede elindeki kalemi döndürüyordu. Clayton, Simon ve Jace oturdukları yerde Damon ve Vincent'i izlerken Ramona ayakta dikiliyor ve stresle ayağını yere vuruyordu. Gözlerim son olarak oturduğu sandalyede kollarını birbirine bağlamış ifadesiz bir şekilde yeri izleyen James'e değdi.
"Ameya."
Ramona'nın sesiyle tüm bakışlar üzerime döndü. Kafasını kaldıran James'le gözlerimi hızla başka tarafa çevirdim.
"Selam." Bakışlardan rahatsızca yerimden hareketlenip mırıldandım.
Sandalyelerden birine oturdum. Gözlerim tam karşımda oturan James'le tekrar karşılaşırken bu kez çekmedim bakışlarımı. Boş bakışlarına bende düz suratımla baktım. Yapmıştım bir hata ama bunu kullanmasına da izin vermeyecektim. Sorun yokmuş gibi davranmak üzerime gelmesine engel olurdu belki.
"İyi misin?"
Yanıma oturan Ramona elimi tuttuğunda bakışlarımı James'den çekmek zorunda kaldım.
"İyiyim."
Dediğimi doğrulamak için kendimi gülmeye zorladım. Ramona içten bir gülümseme sundu bana.
"Ameya da geldiğine göre konuşmayı uzatmaya gerek yok."
Vincent'in konuşmasıyla gözlerim onu bulurken suratımdaki tüm ifadeler kayboldu.
"Ne oluyor?"
Gözlerim anlık Damon ve Loan'a değerken Vincent'ten çekmedim gözlerimi. Ne Damon'un ne de Loan'ın surat ifadeleri hiç hoşuma gitmemişti. İyi bir şeyin gelmedi açık.
"Bizde senin açıklamanı dinlemeyi bekliyoruz." Vincent bana hitaben doğrudan konuştu.
"Daha açık konuşur musun?"
Her geçen saniye daha da gerilirken sesimi kontrol etmekte zorlanma başladım.
"Pekala."
Arkasına yaslandığı yerden masaya yaklaşıp kollarını masaya dayadı. İfadesiz yüzü ciddileşti.
"Katıldığın son beş görevden üçü başarısız oldu."
Dediği şeyle kaşlarım çatıldı. Soru cümlesi olmasa bile altından yatan soruyu, soruları az çok anlamıştım. Stresten terlemeye başlayan ellerimi kucağıma indirirken avucumu bacağıma sildim. Gelecek şeyi biliyordum ve ne kadar inkar etsende de korkuyordum.
"Ne demek istiyorsun?"
Sesim sert çıkarken gardımı indirmemeye çalıştım.
"Benim dediğim bir şey yok."
Oturduğu yerden kalkarken önünde olduğunu yeni fark ettiğim dosyaları masanın ortasına sürükledi.
"Önemli olan hükümetim ne dediği."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZEHİR VE TETİK
ActionSize ikinci bir şans verildiğinde bunun için canınız pahasına savaşmalısınız. Hele ki üçüncü bir şansınızın asla olmayacağını bildiğinizde elinizde olan tek şansa sıkı sıkıya tutunmalısınız. Tehlikeli bir örgüt olan Dseth'te suikastçi olan Ameya'nı...