Bölüm-9

31 3 3
                                    


~~~

BENİ ÖLDÜRMEK İSTİYORSUN

İçinde bulunduğum durumun absürtlüğünü düşünmemeye çalışıyordum. Ruhen ve fiziken oldukça yorgundum. Şimdi görevin tam ortasındayken tüm yorgunlukları geri plana atmış, kendimden emin şekilde gözlerimin üzerlerinde olduğu hedeflerimi inceliyordum.

Ani çıkan görevle başka bir görevden yeni gelmemişiz gibi hızla iş üstüne koyulmuştuk. Konu Damon'ın söylediği gibi cidden acildi.

Bir düzine kadar kimyasal bombanın satılacağını öğrenmiştik. Alışveriş şu anlık gerçekleşmemişti. İstihbarata göre yarın sabah saatlerinde yapılacaktı.

Hedefimiz aracı olan adamı bulup alışverişin yapılacağı konumu ele geçirmekti. Slater askerleri operasyon için hazır bir şekilde bizden haber bekliyorlardı. Olabildiğince hızlı şekilde konumu öğrenmemiz gerekiyordu.

Sıcakladığım için elimde tuttuğum içecekten bir yudum alırken James'le bakışmıştık bir saniye. Benim aksime onun elleri boştu. Dikkat çekmemek için bir şeyler almıştım. Boşa gitmesinin bir anlamı yoktu bence.

Damon nereye gideceğimizi söylediğinde dalga geçtiğini düşünmüştüm ama hayır şu an resmen havaideydik. Baharın serin havasından bir anda yazın ortasına geçmiştik resmen. Felaket bir sıcak vardı.

Üzerimde kısa bir sort ve ince bir tişört vardı. Benim aksime James sıcağa rağmen pantolon giymeye karar vermişti ve onunda üzerinde ince bir tişört vardı. Tam olarak turistlere benziyorduk.

Damon bizi ekiplere ayırdığında tekrar James'le beni aynı ekibe koymasına sinirlerim bozulsada ses çıkaramamıştım.

Elimizde sınırlı bilgi vardı ve silahın yapımında ortak olan üç adamın bilgisine sahiptik. Tam olarak alışverişi hangisinin gerçekleştireceğini bilmediğimiz için ekiplere ayrılıp üç adamın da peşine düşmüştük.

Damon, Ramona, Jace  ve Loan, Clayton, Simon üçer kişilik ekiplere ayrılarak diğer iki adamın peşindeydiler. James ve bana iki kişi olduğumuz için aradığımız adamlardan daha az şüpheli olan adamı takip görevi vermişlerdi.

Her ekip şehrin farklı bir köşesinde hedef olan adamları izliyordu. Adamlar bir arada takılsaydı işimiz daha kolay olabilirdi ancak her biri farklı mekanlara dağılmıştı. İş için gelmişlerdi ancak tatil yaptıkları da açıktı. Görevimiz liderlerinin hangisi olduğunu bulmaktı.

Peşinde olduğumuz adam yanında bir kadın ve adamla birlikte etrafta boş şekilde dolanıyorlardı resmen. Etraftaki mağazalara bakıyor dikkatkerini çeken bir yer olursa içeri girip dakikalarca oyalanıyorlardı.

Tam tepemizde olan güneş yüzünden beyin kanaması geçirme ihtimalimi düşünürken giderek daha da sıkılıyordum. İzlediğimiz adamdan bir şey çıkmayacağını anlamıştım çünkü. Diğerleri bir bilgiye ulaşmadan peşini bırakamazdık ne yazık ki.

Tepemizdeki güneş işleri zorlaştırıyordu ancak kafamı terlettiği içinde elimdeki şapkayı da takmak istemiyordum.

İzlediğimiz adamlar tekrar bir mağazadan içeriye girdiğinde ofladım. Dikkat çekmemek için onlara çok yakın olmayan bir mağaza vitrinine yaklaşmış ve içeridekilerle ilgileniyor gibi yapmıştık.

"Tamamen zaman kaybı."

Kendi kendime huysuzca mırıldandım. James'in de halinden hiç memnun olmadığını görebiliyordum.

Kulaklarımızda kulaklık vardı ancak uzun zamandır kimsenin sesi duyulmamıştı. Hangi ekip bir bilgiye ulaşırsa haberdar edecekti ancak mutlak sessizlik diğerlerinin de pek bir şey bulamadığını anlatıyordu.

ZEHİR VE TETİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin