Bölüm-10

26 3 1
                                    


~~~

İLK YÜZLEŞME

Kıyıya ayak bastığımızda ilk kez nefes alıyor gibi havayı içime çektim. Bacaklarım hala titriyordu.

Kendimi kumlara atmıştım. Elimdeki silahdan damlayan suları silahı sallayarak gidermeye çalıştım. Bunca zaman elimden bırakmadığım için kendimi tebrik ettim.

"Kulaklıklar suda kaybolmuş."

James aceleyle ceplerini karıştırırken elim kulağıma gitmişti. Kulağımda olması gereken kulaklık yoktu. Dediği gibi suda çıkmış olmalıydı. Deli gibi suyun içinde çırpınmak zorunda kaldığım göz önünde bulundurulunca şaşırmamak gerekti. Kulaklıklar su geçirmez tasarlanmıştı. Kaybetmeseydik yardım çağırabilirdik.

Yerden kalkarken James'in cebinden çıkarttığı şeye baktım.

"Buda bozulmuş."

Telefonunu sinirle fırlatmıştı. Beklentiyle bana döndüğünde omuzlarımı kaldırıp indirdim.

"Benim telefonum yok."

Olsa bile onunda çalışacağını sanmıyordum.

Islak kıyafetler üzerimde gereksiz bir ağırlık yaratmıştı. Silahımı belime yerleştirdim. Üzerimdeki ince beyaz tişört suyun etkisiyle üzerime yapışmıştı. İçimin neredeyse tamamen göz önünde olduğunu fark ettiğimde rahatsızca tişörtü çekiştirdim.

James rahatsızlığımı fark etmiş gibi gözlerini bana fazla döndürmüyordu. Onun üzerinde de benzer bir tişört vardı. Gövdesi oldukça net görünüyordu.

Beni sapık olarak algılamaması için bende çektim gözlerimi ondan. Tesiste yaptığı antrenmanlarda fazlaca görmek zorunda kalıyordum zaten.

"Ekibe haber vermemiz gerekiyor. Bizim varlığımızdan haberleri varsa diğerleri de tehlikede olabilir."

Televizyonlara çıkan haber yüzünden ifşa olmuş olabilirdik. Başlarına bizim gibi bir felaket gelirse bunun sorumluluğunu alamazdım.

"Telefon bulmak için şehre geri mi döneceğiz?"

"Peşimize düşeceklerdir. Şehire dönersek sivilleri ve kendimizi tehlikeye atarız."

Kafasını bir yöne çevirdiğinde bir şeyler düşünüyor gibiydi. Bunu en son yaptığında atlamak zorunda kalmıştık. Tekrar bizi öldürecek bir plan yapmaması için korkuyla baktığı yöne dikkatimi çevirdim.

Bizden epey uzakta görünen bir kulube vardı.

"İletişim kurabileceğimiz bir şey bulmalıyız. Bulamazsak bile bir süre dışarıda görünmememiz daha iyi olur. Haber alamadıklarında bizi bulacaklardır."

Yürümeye başladığında soru sormadan peşinden ilerledim. Elimizde çok bir seçenek yoktu.

Dışarıdan harabeyi andıran oldukça eski kulübenin yanına vardığımızda içeride birinin olabileceğini düşünüp kapıyı tıklattık. İçeriden herhangi bir ses gelmemişti. James kapıyı açmak için omzunu kullandı. Ayakta zor duran kapı baskının etkisiyle kolayca açılmıştı.

James önden dikkatlice içeriye girmişti. Peşinden içeri girdikten sonra arkamdan kapıyı kapatmaya çalıştım. Kırılan kilit mekanizması yüzünden kapının kapanmayacağını anladığımda kapının hemen yanındaki kutuyu ittirerek kapının önüne koydum. En azından kendi halinde açılmasını engellerdi.

İki adımlık kolidor çakması yerden görünen tek odaya James'in arkasından girdim. Gözlerim hızla etrafı tararken buranın bir balıkçı kulubesi olduğunu anlamıştım. Duvarlarda asılan birçok balıkçılıkla ilgili eski fotoğraflar vardı. Duvarın dibine bırakılmış çizmeler ve tulumlar vardı. Odanın içindeki masanın üzerinde oltalar ve daha bir çok balık yakalamak için alet vardı.

ZEHİR VE TETİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin