~~~BENDEN BU KADAR
Tüm vücudum şiddetle titrerken dışarıdan nasıl bir duruşum vardı bilmiyorum ama tesisten içeriye girdiğimde ve asansöre kadar olan kısa mesafede beni görenlerin yüzlerinde şoklu bir ifade oluşmuştu.
Adansörün yukarı çıkması sanki sonsuz bir süreymiş gibi gelmişti. Alnımı asansörün camına yaslarken nefes almaya çalıştım. Çenemi öyle bir kuvvetle sıkıyordum ki çenemde büyük bir ağrı oluşmuştu. Gözlerin kıpkırmızıydı. İçindeki aldatılmışlık hissine karşı delicesine ağlayasım vardı ancak bunu yapmayacaktım. En azından her birinden hesap sormadan tek güçsüzlük belirtisi göstermeyecektim.
Asonsörün kapı açılma sasiyle kafamı kaldırıp hızla asansörden çıktım. Adımlarım hızla ana salona ilerkledi. İçerideydiler. Sesleri kulağıma kadar geliyordu.
"Ne zaman geleceği belli mi?"
"Rapor vermek için ana tesise gidecek önce. Buraya gelmesi yarını bulabilir."
Ne hakkında konuştuklarını anlamaya bile çalışmadım. Nasıl olsa güvenilmediğim için anlatmazlardı.
Kapıyı açıp içeriye hızlı şekilde girdiğimde çıkan sesten dolayı hepsinin gözü bana dönmüştü. Halimi gördüklerinde ayaklanmışlardı.
"Ne oldu sana?"
Yanıma gelmek için adım aran Ramona'yı hızla elimi kaldırıp durdurdum.
"Sakın! Sakın beni merak ediyormuş gibi davranmayın!"
Sesim ürkütücü çıkmıştı. Ramona'nın adımları durmuştu. Birbirlerine anlamaz bir bakış atmışlardı.
"Ameya iyi misin?"
Clayton, Ramona'ya olan tavrım yüzünden yaklaşmaktan korkarca bana bakmıştı.
"Nasıl mıyım?" Ağzımdan büyük bir kahkaha dökülmüştü. Gülmemi bastıramazken birkaç saniye boyunca ruhsuzca gülmüştüm.
"Ah nasıl olabilirim ki?" Ellerimi iki yana açarken hepsinin yüzüne tek tek baktım.
Gözlerim James'in çatılmış bakışlarına değdiğinde ona karşı gülümsedim.
"Sen söyle James nasılım ben?"
Kimse hiçbir şey anlamamışça endişeyle bana bakıyordu. Delirdiğimi düşünüyorlardı sanırım. Delirmiştim evet ama beni onlar delirtmişti.
"Ne yapıyorsun?"
James'e karşı küçük bir inancım kalsa gözlerindeki duygunun endişe olduğunu söyleyebilirdim. Ama hayır James yalancının tekiydi.
Elimi James'e karşı anlamsızca sallarken gözlerim Simon'a değmişti.
"Durun Simon söyleyebilir kesinlikle."
Yüzündeki korkutucu gülümsemeyle Simon'a döndüğümde bir adım gerilemişti.
"Ameya sakin olup bize ne olduğunu anlatır mısın?"
Damon bana ılımlı şekilde yaklaşmaya çalıştığında tekrar gülmüştüm. İlkinden daha sesli ve uzun sürdüğünde dönen başımla birlikle bayılacak gibi hissetmiştim bir saniye. Yanıma doğru bir adım sendelemiştim. Clayton ve James yaklaşmak için hareket ettiklerinde hızla birkaç adım daha geriye gittim.
"Sakin olmalıyın öyle mi? SAKİN OLMALIYIM!TAMAM HADİ HAPLARIMI GETİRİN DE SAKİNLEŞEYİM. NASILSA KOLAYCA UYUŞTURUYORLAR BENİ!"
Sonunda patladığımda yüzlerinden bir gölge geçmişti. Tabi ya öğrenemeyeceğimden çok emindiler. Ameya uyuşturulduğunun farkına varamayacak kadar aptaldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZEHİR VE TETİK
AcciónSize ikinci bir şans verildiğinde bunun için canınız pahasına savaşmalısınız. Hele ki üçüncü bir şansınızın asla olmayacağını bildiğinizde elinizde olan tek şansa sıkı sıkıya tutunmalısınız. Tehlikeli bir örgüt olan Dseth'te suikastçi olan Ameya'nı...