Yapacağım en ufak harekette ayağımın altındaki zeminin parçalanışı gerçekleşebilirdi. Korkunun patlak verdiği bir bedenin içerisindeydim ve her zerrem titriyordu. Bakışlarımın sabit kaldığı kılıç unutmaya zorladığım kabusun yansımasıydı. Hayatımın değişmesine neden olan kabusun kalıntısını gerçek hayatta görmeyi asla beklemiyordum. Kılıcın desenlerinin hançerle aynı olduğuna adım kadar emindim. Ay ışığının altından bile parlayan hançer kalbimi paramparça etmişti. Kabzasının metalle birleştiği yerde kazınmış yuvarlak desen, Leon'un ellerinin arasındaki kılıçtaydı. Yuvarlak desen, görkemli şekle sahip yıldız sembolündeydi. Kılıcın rengi, rüyamdaki altın işlemeli hançere göre oldukça soluk duruyordu. Ayrıca kılıcın metal kısmında hangi dilde olduğunu bilmediğim yazılar mevcuttu. Yazılar, metalde boydan boya yazılmıştı ve oldukça güçlü olduğunu buradan bile hissedebiliyordum. Karşısında ne yapacağını bilmeyecek kadar, güçlü duruyordu.
Leon kılıcını doğrulttuğu kişi ellerini iki yana açtı ve korku dolu ifadesiyle baktı. Ellerimin titremeye başladığını fark ettiğimde yumruk yaptım. Arkamdan yaklaşmaya çalışan kişiye baktığımda, yüzündeki kirli sakalları ve üzerinde köylü olduğunu belli eden kıyafeti olan birisiydi. Ellerinde herhangi nesne yoktu ve her an dizlerinin üstüne çöküp af dileyecek gibi duruyordu.
''Ne yapıyorsun!'' dedi adam korkuyla. Kılıcın kendisini hedef aldığını biliyordu ama yüzündeki korkunun dışında öfkenin olmasına anlam veremedim. Etrafımızda fener uçuşan insanlar bir anda etrafımızdan uzaklaşmış ve yuvarlak olmuş izliyorlardı. Kimisinin yüzünde korku ifadesi kimisinin yüzünde merak vardı. Kendi aralarında fısıldaşıyorlardı. Bu sahnenin benzeri Aidan ile yaşamıştım.
''Hırsızlığın sonucu nedir biliyor musun?'' dedi Leon kılıcını adamın boğazına doğrultmaya devam ederek. Kılıcı birini ortadan ikiye kolaylıkla bölebilecek kadar keskin duruyordu. Metalinin bile benim ağırlığımda olduğunu buradan görebiliyordum fakat elinde ufak bir dal parçası varmış gibi hareket ettirmeden havada tutabiliyordu.
''Ben bir şey çalmadım!'' dedi adam telaşla. Kelimeler bile ağzından zar zor çıkıyordu. Bir yandan sağa sola baktı ve kalabalıktan yardım almaya çalıştı fakat kimse ona adım bile atmadı. Leon kılıç kadar keskin bakışlarını adamın üzerinde tutmaya devam etti. Elindeki kılıç ile değil bakışları ile de öldürecek gibi duruyordu. Adamın arkamdan yaklaşıp hırsızlık yapmaya çalıştığını kendisi arkasını dönmeden hissetmişti. Ben o anın dalgınlığına kurban gitmişken herhangi birinin yaklaştığını fark etmemiştim. Aramızdaki mesafeye bakıldığında adamın tam arkamda duruyor olması, düşün dürüyordu.
''Üstelik sen kim olduğunu sanıyorsun?'' diye devam etti adam. Kalabalığın konuşmalarının arasından kimisinin adama hak verdiğini duydum. Kavga çıkması isteyeceğim en son şeydi ve şu an oldukça tehditkar duran Leon vardı. Ay ışığının altında duran bedeni kılıç kadar parlıyordu. Şu an oldukça yakışıklı olduğunu düşünebilirdim ama kılıcının verdiği korku gözlerimin önüne perde çekiyordu. Tuttuğu kılıcın gördüğüm kabus ile bağlantılı olmalıydı. Araştırma yapacaklarımın listesi giderek uzamaya başladı ve içimden bir ses Leon'dan uzak durmam gerektiğini fısıldıyordu. Bu fısıltı oldukça ironik olurdu çünkü enerjimin taşmaması için şu anlık ona ihtiyacım vardı. Her şeyin birbirine girmeye başlıyordu.
''Ona dokunmaya cüret ettiğin için seçeceksin. Sağ mı sol mu?'' dedi Leon adamın bağırışlarına karşılık olarak. Sakinliğinin ürkütücü olmadığı gerçeğini silmiyordu. Tam olarak neyi sorduğu konusunda tahminim vardı ve adam da anlamış olacak ki ayakları geri geri gitmeye başladı.
''Ben bir şey çalmadım, isterseniz üstümü arayın! Yargısız infaz yapamazsın! Yardım edin!''
Adamın haykırışlarına karşılık etrafta konuşmalar çoğalmaya başladı. Bazıları adamın haline acırken bazıları Leon'un kim olduğu konusunda konuşuyorlardı. Konuşanlardan kimse çemberden çıkmıyor, durdurmaya cesaret etmiyordu. Birinin hırsız olduğunu söylemek kolaydı.
![](https://img.wattpad.com/cover/244124678-288-k892164.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAŞAM
FantasyEve kendisinin farklı olduğunu biliyordu. Sessiz sakin bir hayatına karşılık gördüğü kabusun her şeyi değiştireceğinden habersizdi. Büyüdüğü yerden gitmek zorunda kaldığında ormanda bulduğu yaralı adamı ölümün pençesinden kurtarması tesadüf olamayac...