Çoğumuzun çocukluğu bitti ama,
Hayal kırıklıkları, birbirimize uzanmamıza hep engel kaldı.
Çünkü...
Soğuktan yanan,
Artık sıcaktan da korkardı.
Nefret onu yakınca, şefkatin ısısını da yangın sandı.
"... Bu şehre bazı şeyleri hatırlatmak istiyorum."
Geri döndüğümüzde hava çoktan kararmıştı. Arın buna rağmen, pubdan bir sokak öteye park etti arabayı. Arabanın tuşlarına bastığı sırada araba koltuğuna yasladığım sırtımı doğrulttum, Arın'a dönüp "Sandıktakileri nasıl taşıyacağız?" diye sordum. Açıkçası hepsini kendim taşırım birkaç turda, ama yanımda kalacaksa bir işe yarasın değil mi?
Beni tatmin edecek bir cevap vermediği gibi sinirlerimi bozacak bir cevap verdi. "Bodruma mı getireceksin?" diye sordu, sanki bir hata yapıyormuşum gibi.
... Doğru da söyledi. Güvenli bir yere saklamalıydım paralarımı.
Ben bir şey diyemeden, "Yarın karar veririz nereye saklayacağımıza." Dedi ve düşünceli bir tavırda, uzaklara kayan bakışlarımı kendine çevirmiş oldu böylece.
Gıcık. Ona gıcık olmaya başladım. Patronluk taslıyor gibi hissediyorum.
Kaşlarımı çatıp bozuk bir bakış attım ve arabadan aşağıya indim.
Sokağa adımı atar atmaz, havanın ne kadar soğuk olduğunu iliklerime kadar hissettim. Keşke atar yapıp, Arın'ın ceketini arabanın içine bırakmasaydım.
Arabanın içi sımsıcak olduğundan, dışarıya çıkar çıkmaz soğuğun bedenime işlemesi birden buz devrine düşmüşüm gibi hissettirdi. Dişlerimin birbirine çarpmasına engel olmak içi dudaklarımı birbirine bastırdım. Dudaklarımın büzülmesinden nefret ettiğimden dolayı, dudaklarımı ince bir çizgi halinde iki yana uzattım. Mimikler konusunda bazen özürlü olabiliyorum. Fakat sorun değil, şu an kimse yüzümü görmüyor.
Arın iki adım arkamdan geliyordu, ona güvenmediğimden değil ama -ki kesinlikle güvenmiyorum, bu ayrı bir mesele- bir başkasına işimi emanet etme fikrine alışamadığımdan, başımı arkaya çevirip etrafta birileri var mı diye kontrol ettim. Ki, vardı da. Merdivenlerin sonuna, ara sokaklara, kafelerin önüne yığılmış geneli erkek insanlar. Kimi zengin, kimi fakir, kimi suçlu, kimi korkak. Hepsinin ortak yönü ise, Baykal'ın bu karanlık sokaklarına gece gece çıktıklarında, içlerinden geçen; heyecan verici, kalplerini hızlandır bir fikirdi: Bu gece suç işlesem, nasıl olur?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRKAYAK
Mystery / ThrillerEren İpek Şahin, çocukluk aşkı olan üvey abisi Karan Sezer Şahin'in kendini istismar etmesiyle zihinsel olarak çökmeye başlar. On altı yaşındayken dünyası kararan, mafya hiyerarşinin dibine doğan bu genç kızın kontrol arzusu; üvey abisi tarafından i...