[10] Parti her zaman devam eder.

125 25 17
                                    

Pastalar pişsin diye,

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Pastalar pişsin diye,

Kafaları yaktık odun niyetine.

10 Mart 2024

"Siktiğimin hayatı, kaçsam ayrı geriyor; kalsam kâbus oluyor."

Bedenimin her yanı kaskatı uyuşmuştu. Özellikle kadınlığımda bir uyuşma ve ağrı söz konusuydu. Vajinamdaki ufak bir yırtılmaydı ama dün akşamki kaçışta kendimi çok zorladığımdan, onu daha kötü bir hale getirmiştim. Bir süre dikkat etsem iyi olacaktı, en büyük endişem kanaması değil de enfeksiyon kapmasıydı. Şehirde hem saklanıp hem de doktora gidebileceğimi zannetmiyorum.

Gerçi, enfeksiyon kapıp da ölsem trajikomik olmaz mıydı? Doktora gitme şansım yok sonuçta, Karan'ın elinin Baykal'da uzanamayacağı bir yer var mı? Kaşlarım çatıldı, aslında var: Bu şehirde bunu benden daha iyi kimse bilemez.

Artık malikanede değildim.

Onunla tanıştığım ilk gün, ilk kez sevildim. O da ilk kez sevildi. Tüm ilklerimiz beraber, tüm favorilerini ezbere bilirim, eğer bugün ölseydi, onun yerine geçip bir otobiyografi hazırlayabilirdim. Ancak bu... Üç yıl önce değişti. Belki de dört yıl demeliyim, benim Karan'ım dört yıl önce kapıdan çıktı gitti, bir daha asla geri gelmedi.

Tanıştığımız gün doğum günümüzdü, böyle bellemiştik küçükken. Bunun öldüğü günü de öldüğüm gün yapacağını bilmiyordum.

Ve şimdi yapacaklarım... Kuru dudaklarımı yaladım, içimde tuhaf bir bilinmezlik ve heyecan vardı. Birden, kaçtığımı düşünmeye başladım tekrardan. Kaçmış mıydım sahiden? Aklımda, dün olanlar sürekli dolanıp duruyordu. Mangal, Karan, asansör ve küvet. Sonra, kırkayakla konuştum.

Hayır. Öyle olmadı. Kaçtım çünkü biri geldi. Bana elini uzattı. Küçükken hayalini kurduğum gizemli büyücülere benziyordu. Tıpkı bir itfaiyeci gibi ateşi kontrol ediyordu!

Ufakken, babamla yaşadığım zamanlar da hep mahallenin yukarısındaki ormanda dolaşırdım. Bir keresinde ormanda yangın çıkarmıştı sokak serserileri. Beni itfaiyeci bir kadının kurtardığını hatırlıyorum. Annem sanmıştım. Hoş, o zamanlar, salak gibi herkesi annem sanıyordum.

Dün de ateşi kontrol eden itfaiyeci, gökyüzünden çatıma konmuştu ve benim elimden tutmuştu. -gerçi benim hayalimdeki uzun koyu kahve saçları olan, kilolu ve sert mizaçlı bir kadındı ama... dün geceki kişi yanılmıyorsam bir erkekti ve kaderin s..ik oyunu yüzünden olsa gerek Karan'a benziyordu?

Gözlerimi açıp nerede olduğuma baktım. Eski püskü bir odada, küflü bir yatağın içindeydim. Yorgan neredeyse dudaklarıma geliyordu. Kollarım, yastığımın altında birbirlerine kavuşmuşlardı. Dünkü yorgunluğum sağ olsun, uykunun tatlı kollarına normalde kendimi günlerce bırakmadan durabilen ben mışıl mışıl uyumuştum görünen o ki.

KIRKAYAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin