ON BİRİNCİ BÖLÜM

7.4K 411 104
                                    




Herkese yeniden merhaba! ✌🏼

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum! 🥺 Bunlar benim için çok değerli. ❤️ Önümüzdeki üç gün boyunca yeni bölümler gelecek!

Keyifli okumalar dilerim! 🙏🏼

Bölüm sonu görüşürüz. 🥳


Arven Dalya Günseli...

Yerimde sıçrayarak uyandım.

Gözlerim hızla açılırken evimin salonunu izledim. Bilincim yerine gelene kadar birkaç saniye boş bir şekilde şömineye baktım.

Sıçrayarak uyanmak kötü hissettirmişti. Üstelik herhangi bir rüya veya kabus da görmemiştim.

Günlerdir uyumadığım için bedenim oldukça gergin ve yorgundu ama şu anda o kadar dinç hissediyordum ki gerinme ihtiyacı duyarak döneceğim sırada başımın yastık yerine sert bir yerde olduğunu fark ettim.

Kaşlarım çatılırken başımı çevirdim ve Reha'nın bakışlarıyla karşılaştım.

Kalp atışlarım hızlanırken dün geceyi anımsadım. Onu yanımda istemiştim ve o da bu isteğimi reddetmemişti. Birbirimizi biraz daha yakından tanımak için güzelce sohbet etmiştik ve ben uyuya kalmıştım.

Geldiğinde benim için, prensesimize rahat bir uyku çektirelim, demişti. Gerçekten de varlığıyla bile rahatlamış ve kafamı dağıtabilmiştim.

Hiçbir şey demeden gözlerine bakmaya devam ettim.

Gözlerinin beyaz kısımlarına kan oturmuştu ve yorgunluktan kısılmış gibi görünüyorlardı.

Konuşmak istesem de konuşamıyordum çünkü onu seyretmek, yüzlerce kelime sarfetmekten çok daha değerliydi gözümde.

Duruşumu biraz daha değiştirip sırt üstü yatmaya devam ettim. Başım hâlâ dizindeydi. Gözlerimse gözlerinde.

Hafifçe gülümsedim.

"Günaydın," dedim.

"Günaydın."

Sesi fısıltı şeklinde çıksa da kulağa hırıltılı geliyordu. Doğru düzgün tanımadığım bir adamla, kendi evimde bu kadar yakın olmak beni şaşırtıyordu.

Sadece adını bilerek birliktelik yaşadığımız geceyi düşününce bu kulağa komik gelebilirdi ama o ikimiz için de anlık gelişen ve orada kalacağını düşündüğümüz bir şeydi.

Şimdiyse her günüm onunla geçecek ve sürekli onu görmek bacaklarımdan yukarı doğru yayılan sıcaklığı gittikçe arttıracaktı.

Kuruyan dudaklarımı dilimle ıslattıktan sonra, "Hiç uyumadın mı?" dedim.

Benim sesim de en az onunki kadar kısık çıkmıştı.

"Uyumadım."

"Neden?" diye sordum.

Derin bir nefes doldurdu ciğerlerine. Ardından yavaşça nefesini bırakırken başını yana doğru eğdi.

"Seni uykunda bile korumam gerekti Dalya," dedi.

Ne demeye çalıştığını sorgulamayacaktım çünkü şu an sözlerinin hissettirdiği şeylerin böyle kalmasını istiyordum.

Adeta her yerde olacağını üstüne basa basa belirtmek istiyor ve bana bunu kanıtlamaya çalışıyordu.

"Teşekkür ederim Beyaz Gölge," diye fısıldadım ve tekrar gülümsedim. "İyi ki geldin."

Birkaç dakika boyunca öylece birbirimizi seyretmeye devam ettik. Onun dizinden kalkmak istemesem de günlerdir kendimi eve hapsetmiştim ve artık bu bunalımdan çıkmalıydım.

BEYAZ GÖLGE (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin