SİDRA 'DAN ?
"seni seviyorum, seni çok seviyorum" dedi tam gözlerimin içine bakarak, gülerek önüme döndüm.
Çünkü yüzüne biraz daha bakarsam sanki nefes alamayacak ve ölecekmiş gibi hissediyordum, ela gözleri ona kitlenip kalmama sebeb oluyordu, oda sırıtıp önüne döndü ama benden bir şeyler beklediği apaçık ortada idi.
Ben ise bu anın büyüsüne kapılmış derin düşüncelere dalmıştım. Doruk ta ki değilim gözle görülür bir şekilde devam ediyordu, kaza yaptıktan sonra gördüğü rüya onu fazlaca etkilemişti, açıkcası sadece onu değil bizi bile etkilemişti, hele rüyasına da benimle ilgili gördüğü kısımlar ister istemez beni mutlu etmişti, sonuçta bu dünya da Allah ın rızası ve cenneti kazanmak için yaşıyorduk, efendimizin olduğu bir rüyada doruk ile cennete olmak hep dualarım olan bir şeydi ve bunu duyar duymaz ister istemez mutluluktan ağlamıştım.
Geçen gece ise samsundan İstanbula geldiğimiz gün doruk abim ile konuşmuş ve onu doğru yola iletmesi için yardım istemişti. Gerçi abim başta yanlış anlasa da hem kendi hemde benim için böyle bir şey istemesi ve çabalaması abimin hoşuma gitmişti, hemde öyle bir hoşuna girmişti ki beni sabah namazına erken kaldırıp olan biten her şeyi bana anlatmıştı. Utanmış olsam bile yıllardır sevdiğim bir adamın şuan benim sevgimi kazanmak için değişmek istemesi ağlamama sebeb olmuştu.,hatta ağlamıştım hemde mutluluktan.
Bunları abimden duyduktan sonra doruğa olan duygularımı abime demiştim ve artık ona abi demek istemediğimi eğer izin verirse adı ile seslenmek istediğimi dile getirmiştim ve abimde kabul etmişti.
Aklımdan geçen her şeyi abime söylemiştim, ona artık soğuk ve uzak değil de Biraz daha sevgimi belli eder şeklinde davranmak istediğimi her sabah namazına onu benim kaldırmak istediğimi ve abdest alırken havlusunu tutmak istediğimi söylemiştim, abim başta tereddüt etse de yine de beni kırmayıp kabul etmişti.
Şuan ise sevdiğim adam ile birlikte kahvaltı hazırlıyorduk, resmen hayallerimden bir kareyi yaşıyor gibiydim ve kalbim deli gibi atıyordu.
Yarası acıdığı için ara ara elini oraya bastırsa da, yinede dağınık ve buğulu ela gözleriyle bana bakıp yinede yanımda kalıyordu.
Seni seviyorum deyişine karşılık vermediğim için, ara ara bana bakıyor bir şey dememi bekliyordu.
Sonunda elinde ki dometes doğrama işi bittikten ve tabağa koyduktan sonra tamamen bana dönüp;
"ee sen bir şey demiyecek misin"
Diye sordu tedirgin gözlerle bakıyordu Bana sanırım aksi bir şey söylememden korkuyordu.
Bende gülerek ona döndüm, gözleri ile yüzümü inceliyordu, arada bakışları dudaklarıma kaysa bile hemen bakışları gözüme çeviriyordu.
Aklıma sabah yaşadıklarımız gelmişti onu öpüştüm, ve saçlarımı sevmiştim normalde asla böyle bir şeye cesaret edemezdim ama o an onu yapmak istemiştim ve yapmıştım, şuan da da hala gözlerine bakıyor gülüyordum, daha fazla beklemeyerek;
"sence de... Cevabı çok belli etmiyor muyum?"
Diye sordum, gülümsedi,ışıl saçan aklımı başımdan alan o güzel gülüşüyle güldü sonra, bir elimi tezgaha koyup yaslanarak;
"belki sesli bir şekilde duymak istiyorumdur,olamaz mı?" diye sordu.
Yüzümde ki gülüşü bir türlü silemiyordum, içimden sürekli gülmek geliyordu.
Bir kaç dakika cesaretimi toplamak için farklı yerlere baktım, sonunda cesaretimi topladığım da tekrar gözlerine bakıp biraz yaklaşarak;
" bende seni seviyorum doruk, hemde çok" dedim yanaklarım al al olarak sonra başımı eğdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARAF 🪐
RandomYoldan çıkmış haytamın, ucu bucağı gelemeyen ihanetlerin ve en dibe batmışlığım...Benim için artık umut yok, dediğim zamanda gördüm onu,ARAF ta kalışımın bilmem kaçıncı yılıydı, gözleri ışık oldu yoluma, gülüşleri nefes oldu bana, ama tek bir sıkı...