Bölüm 14 🦋

54 5 0
                                    

YAZARDAN ?

Sidra ve doruk artık ilişkilerini bir üst seviyeye taşıdıkları için çok mutlulardı.

İlerleyen zamanlar da ne olur onları neler bekliyorlardı bilmiyordhu ikisi de, ama şuan dünyanın en mutlu iki insanı idiler.

Birbirlerine sarılmaya bıraktıktan sonra tekrar masalarına oturup havadan sudan sohbet muhabbet etmeye devam ettiler, çok mutlu oldukları bir geceyi daha mutlu olmak için çokça vakit geçirdiler.

Yemekten sonra hemen eve gitmek yerine sahilde biraz turladılar, sohbet ettiler gülüştüler hatta bol bol kahkaha atarak bütün insanların dikkatlerini çekmişlerdi.

Ama aynı durum rabia ve Yusuf için geçerli değildi.

Sidra ve doruk evden çıktıktan bir yarım saat sonra onlarda çıkmışlardı, rabia nın eşyalarını toplayıp eve yerleştirmek için, başta her şey güzeldi sohbet ederek güzel bir yolculuk geçirmişlerdi hatta yusufun yurda girmesine kimse bir şey dememiş, yusuf ta rabia ile odasına çıkmıştı.

Hep bir elden eşyaları toplamışlar ve kendilerine baya vakit kalmıştı.

Önce eşyaları taksi ile eve bırakıp ondan sonra biraz gezmek için tekrar dışarı çıkmaya karar vermişlerdi.

Planlarına sadık kalıp önce eve ondan sonra sahile inmek üzere evden çıkıp yürümeye başladılar, ellerini bir kez olsun bırakmıyorlardı.

Arada sessiz kalıp öylece birbirlerine bakıyorlardı, onca senenin bir şekilde hıncını çıkarmaya çalışıyorlardı,

Ne ara vardıklarını hatırlamadığı sahile geldiklerin de bir bank bulup biraz oturmaya karar verdiler, yusuf rabia nın yanın da kendini istemsizce aşıyordu.

Daha önce bir kadının gözlerinin içine bakarak konuşmamış olan Yusuf,şimdi ise rabia dan bir an bile gözünü kaçırmıyordu.

Doruğa evli olmadığın bir kadınla yakınlaşman haram diye üstüne basa basa söylemişti Yusuf, ama şimdi rabia nın elini tutuyor yanağını okşuyor öpüyor ve sıkı sıkı sarılıyordu, ve bunları yaparken dünyayı unutmuş gibiydi, sanki kendinden geçmiş gibi.

Rabia bazen rahatsız olsada, yusufun bir sınırı olacağını bilir ve ona göre davranır diye düşünüyordu ve çoğunlukla yusufun bu hallerine tepki vermiyordu.

Şimdi ise Yusuf oturdukları bankta tek kolunu rabia nın omuzuna atmış, diğer eliylele de rabia nın elini tutuyordu, rabia ise yusufun omuzuna doğru kafasını koymuş öylece denize bakıyor ve bu durumun ne kadar doğru olup olmadığını sorguluyordu, ama kendini de geri çekerse Yusuf yanlış anlar diye de çekeniyordu.

Yoksa yusufun ne düşüneceği , Allah rızanın önüne mi geçiyordu!

Rabia içini sızlatan bu düşünce ile aniden doğruldu, yusufun omuzundan ve yüzünde ki şaşkın ifade ile aklından geçeni kalbiyle mukayese etmeye başladı.

"ey ALLAH'IM senin sevgin ve rızanı hiçbir şeyin önüne geçmesine izin verme" diye geçirdi için den rabia, ve hala içinde ki vicdan azabı duyguyla denize bakmaya devam etti.

"rabia bir şey mi oldu güzelim, birden öyle kalktın" diye endişe ile sorsu Yusuf

Oda şaşırmıştı, ama daha çok bir anda ne oldu diye merak etmişti,

Hiç aklına gelmemişti bu yaptığının yanlış olduğu, günah olduğu çünkü peygamber efendimizin zamanın da böyle bir şey yaşanmış olsaydı, zina sayılır ve cezası ne ise verilirdi.

Şuan da da Allahın emir ve yasalarına uymuyorlardı, rabia bu durumdan rahatsız ama söylemiyordu, yusuf ise rabia ya ya her seferin de biraz daha fazla dokunmak istiyordu, aklına hiç gelmiyordu ama rabia nın ona haram olduğu.

ARAF 🪐Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin