Bölüm 19 🦋

44 3 0
                                    

Boşuna dememişlerdi, büyük lokma ye ama büyük konuşma diye, bir gün olmasa bile elbet o büyük konuştuğun gelir seni bulurdu.

Doruğun da aynısı olmuştu.

Affetmem, eskisi gibi olmam, bundan sonra her şey çok daha farklı olcak diye kendine kendine büyük konuşarak söz vermişti doruk, ama şimdi ne verdiği söz ne de büyük konuşması kaldı ortada, hepsi sidranın duvarlarını yıkması ile son buldu.

Açıkcası bu durumdan memnundu doruk, sidra onunla evlenmeyi hatta uzatmadan hemencecik evlenmeyi kabul etmişti, bu doruğun istediği ve hayalini kurduğu şeylerdi, ve bir bir gerçekleşiyordu.

Gerçi hala içine sinmeyen bir süre şey vardı.

Mesela evliliği kaldıra bilecekler miydi, sidra hem okuyup hem evliliği idare edebilecek miydi, ya anlaşamazlarsa o zaman ne olacaktı, mesela çocukları olsa nasıl olcaktı, evi geçindirebilecek miydi, bunlar doruğun kafasın da ki cevapsız sorulardı, ama cevabını anca yaşayarak öğrenebilirdi.

Barışmanın ve yeni kararlar almanın verdiği heyacanla sidra ve doruk uyumak için odalarına geçtiler.

İkisi de bir kaç saat önce yaşadıkları şeyleri düşünerek uykuya daldılar, yarın onlar için büyük bir gündü, hem sidra ailesine söyleyip bir nevi onay alacaktı hemde artık doruk için ailesi ile yüzleşmenin vakti gelmişti.

Sağa sola dönerek anca uykuya dalan ikili sabah namazlarına Bile zor kalkmışlardı, birlikte cemaatle kılıp dualar etmişlerdi.

Namaz da ikisi de uyku sersemi olduğu için kimse doğru düzgün bir şey anlamamıştı, bir şeylerin cevapları için sabah olup kahvaltı zamanını bekliyorlardı.

Ve nihayet Sabah olmuş kahvaltı vakti gelmişti.

Yusuf önce doruğu uyandırmaya gelmişti, sidra ile araları hala bozuktu, ilk defa kardeşine bu denli ağır laflar etmişti. Aslında söyledikten hemen sonra pişman olmuştu ama yapacak bir şey yoktu olan olmuştu.

Uzun uğraşlar sonuncunda doruğu kahvaltı için kaldırmayı başarmıştı Yusuf, çok keyfi olmadığı için doruğun uyandığından emin olduktan sonra fazla oyalanmadan sidranın kapısına gitti.

Kapıyı açıp içeri girmek yerine şiddetli bir şekilde kapıya vurup
"kahvaltı hazır" demişti.

Sidra elbette duymuştu, uykusu doruk kadar derin değildi, ister istemez abisinin bu tavrına canı sıkılmıştı, ama yapacak bir şey yokru olan çoktan olmuştu.

Sidra çok oyalanmadan üstünü giyindi ve aşağa inmek için odadan çıktı, kapıyı kapattığın da doruğun kapısının açık olduğunu farkına vardı, merak gidip açık olan kapıyı açarak kafasını uzattı.

Doruk yatakta yüz üstü yatmış uykunun tadını çıkarıyordu.

Sidra gülerek girdi içeri ve doruğun yüzünü severek bir kaç öpücük kondurdu,
"Hadi sevgilim uyan" dedi dudakları hala doruğun yüzün de gezinirken.

"ımmm" diye kendince sesler çıkarıyordu doruk hala uyku sersemliği üstündeydi.

Sidra ise onu sürekli öperek rahatsız ediyor ki uyansın diye.

"sevgilim ama hadi uyan artık" diye hafif sesle sitem etti sidra ve bir kez daha kocaman öptü doruğu.

Bu sefer açmıştı gözlerini ve tebessüm ederek bakıyordu sidraya.

"Allahım ne kadar güzel bir gün bu ne kadar güzel bir kaldırış sonsuza kadar bu şeklide uyanmak istiyorum " dedi gözlerini açmaya çalışarak, sidra ise onu bu hallerine gülmekle yetindi sadece.

ARAF 🪐Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin