Hayal kırıklığının nasıl bir şey olduğunu bilir misiniz?
Nefes alırken Nefessiz kalmak , yaşarken ise ölmek gibi..
Rabia nın da yaşadığı şuan buydu elinde tuttuğu resimlere gözleri ne kadar müsaade ediyorsa o kadar bakabiliyordu, tutmaya çalışmıyordu artık göz yaşlarını, istedikleri kadar akabilirdi.
Elinde tuttuğu resimlerde Yusuf ile monikanın çıplak resimleri vardı, öyle müstehcen resimlerdi ki midesi bulanmıştı rabia nın Yusuf bu kadar mı nefsine hakim olamamıştı.
Olduğu yerden bir hışımla kalktı rabia bunların hesabını soracaktı ona.
"Benim peşimde koşup affet derken de aklında o mu vardı Yusuf, ben yüz vermeyince ne yaptın o kızın koynuna mı gittin" diye kendine kendine söylenerek evinin merdivenlerini indi ve hızlı hızlı adımlarla yusufun evinin yolunu tuttu.
Normalde yürüme gittiğin de yarım saatte evde oluyordu rabia ama şimdi o kadar öfkeliydi ki 10 dakika için de sidralarda olmuştu.
Evin kapısının önüne geldiğin de kapıyı kırarcasına vurmaya başladı kapıya eli acıyordu aslında ama yüreği el acısını çokta unutturmuştu.
Bir kaç dakika bekledikten sonra kapıyı sidra açtı, şaşkın şaşkın bakıyordu rabiaya ya ne olduğunu sorguluyordu kendince.
"nerede o" diye hışımla girdi içeri rabia sağa sola bakıyordu, sonra aklına odasına bakmak geldi ve solana geçmeden direkt odasına gitti ve kapıyı çalmadan hışımla açtı, odası boştu yinede sağa sola bakmadan çıkmak istemedi odadan.
Sonunda oda da olmadığına kanaat getirdiğin de odadan çıktı ve yine sidra ile karşılaştı.
"nerede o sidra,nerede daha gelmedi mi" diye sinirle bağırdı
Sidra şaşkın şaşkın
"kim rabia kim nerede, anlamıyorum ki noldu" diye sordu tedirgin gözlerle
"yusuf" diye bağırdı var gücüyle.
Evdeydi Yusuf rabia nın yanına gitmeden önce bir şeyler yemek istediği için mutfaktaydı, sesleri duyunca hızla solana geldi doruk ise yorgun olduğu için uyuyordu odasında o da sese kalkmıştı, ve uyku sersemine merdivenlerden aşağa iniyordu.
Rabia ise salonun ortasında durmuş yusufu bekliyordu,tekrar sabrı aşarak 'Yusuf' diye bağırdı çok geçmeden Yusuf cevap vermişti rabiaya ya
"rabia, senin ne işin var burada ne oldu" diye telaşla sordu hızlı hızlı yanına gelirken
Sinirle güldü rabia
"ne mi oldu, al göstereyim ne oldu"
Diye bağırdı ve yanına yaklaşıp elinde ki resimleri yusufun yüzüne fırlattı.
Yusuf yüzüne çarpan resimlerle irkilse de düşen resimlerden ancak birini tutabilmişti, ona da baktığın da gördüğü resimle ağzı açık kaldı.
Doruk ve sidra ne olduğunu anlamak için biraz daha yaklaştı yusufun yanına, görmek için eğildiklerin de onlarda aynı tepkiyi vermişti.
Rabia ise öfkeyle bakıyordu Yusufa
"nasıl Yusuf nasıl, buna bana nasıl yaparsın, sana inanamıyorum bu kadar mı nefsine hakim olamıyorsun, bu kadar baştan çıkardı bu kadın seni, ya nasıl miden kaldırdı bana beni sevdiğini söylerken o kadınla yatmayı, iğrençsin iğreniyorum senden" dedi ve çok geçmeden yusufun yüzüne bir tokat attı.
Yusuf gözleri dolu dolu bakıyordu rabiaya ya
Sözleri canını acıtmıştı ama en çok canını yakan ise rabia nın bu resimlere inanıyor oluşuydu, ondan böyle bir şeyi yapmayı bekliyor oluşu yusufu yıkmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARAF 🪐
RandomYoldan çıkmış haytamın, ucu bucağı gelemeyen ihanetlerin ve en dibe batmışlığım...Benim için artık umut yok, dediğim zamanda gördüm onu,ARAF ta kalışımın bilmem kaçıncı yılıydı, gözleri ışık oldu yoluma, gülüşleri nefes oldu bana, ama tek bir sıkı...