Bu zamana kadar başına ne gelirse gelsin bir şekilde toparlanmayı bilmişti sidra, bunun da üstesinden geleceğini biliyordu, göz yaşlarını sildi kendini toparladı ve konuşmaya başladı.
"evet doruk evet o gün çok ağladım, ama sadece boynumu gördüğün için değil, sana olan hislerimi anlarsın da benimle dalga geçersin diye korkmuştum, üstelik sana dokunmak ve bunu bilmeden yapmak canımı acıtmıştı, çünkü ben sana bile isteye gözlerine bakarak dokunmak istiyordum,yavaş yavaş tadını çıkara çıkara. Ama o gün bu şansımı kendi elimle kaybetmiş gibi hissettim o yüzden çok ağladım. Üstelik bu gün sabah seninle o kadar yakınlaşmışken şuan şu durumda olmak çok ta pişman olacağım bir durum olmamalı"
Dedi gözünden yaş akarken.
Doruk derin bir nefes alarak kendine gelmeye çalıştı;
" ne olursa olsun sidra lütfen içeri gir ve üzerine bir şeyler al, ha illa almıcam diyorsan ben kendi odama geçiyorum ve uyuyorum sende içeri geç ve uyu "
Dedi hala soğuk tavrını korurken.
Sidra "hayır böyle duracağım ve sende bana dön ve konuşalım" dedi inatla
Doruk kafasını sallayarak
"Sen gerçekten akıllanmazsın, sana diyecek bir şeyim yok, hadi hayırlı geceler".. Dedi sinirle
Ve sidra nın ne dediğini dinlemeden odasına doğru ilerledi ve balkonun kapısını sertçe örttü.
Kapıyı örtüp kendini geri çekti ve Derince soluklar almaya başladı, sidranın o görünüşü hala aklından gitmiyordu, gözlerini kapatıp kafasını iki yana sallasa da hala o hali gözünün önündeydi.
Elini camdan çekip gözlerini açtı bir kez daha dışarıya baktı ve saçları ıslak öylece ona bakan sidrayı bir kez daha gördü karşısında, kendine hakim olmak zor geliyordu şuan doruğa ama yinede kendini zor zapt edip yine kafasını sağa sola salladı.
"sakin ol oğlum sakin, bir şey yok ne bu heyacan kendine gel" diye sessizce kendini telkin etmeye başladı, bir kez daha toparlanmak adına derin derin nefesler alıp camın kenarında çekilip odanın ortasına doğru ilerledi.
Aslında amacı duşa girip kendine gelmekti ama, kapının sertçe açılmasıyla bakışları o yöne kaydı ve karşında gördüğü kişiyle şaşkınlıkla baka kalması bir oldu.
Sidra yine aynı haliyle bu sefer odasına gelmişti, doruk ilk şaşkınlığını attıktan sonra kafasını çevirdi ve
"sidra kafayı mı yedin ben sana ne dedim sen ne yapıyorsun ya" dedi sinirle
Sidra doruğa biraz daha yaklaşıp
"evet yedim kafayı yedim oldu mu. Uydu mu sana yüzüme bak ve öyle konuş doruk bana bak ve öyle konuş" diye sessizce bağırdı anne ve babasının duymasını istemiyordu.
Kızgınlıkla döndü yüzünü doruk zaten fazla sabrı kalmamıştı, çünkü doya doya bakmak istiyordu sidranın bu haline, çatık kaşları sidrayı görünce düzeldi, ve artık sinirle değil de özlemle bakmaya başladı, baştan aşağı süzdükten sonra en son gözlerine bakarak.
"konuşulacak hiçbir şey yok sidra, her şey oldu yaşandı ve bitti, sende daha fazla bu şekilde bu oda da durma abin falan gelirse yanlış anlar"
Dedi normal konuşmaya çalışarak, sidra biraz daha yaklaştı doruğa korkmadan utanmadan biraz daha sokuldu yanına.
"olsun ne olacaksa olsun umurumda değil, hem biz zaten evlenmeyecek miydik bence sorun yok" dedi cilveli bir şekilde
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARAF 🪐
RandomYoldan çıkmış haytamın, ucu bucağı gelemeyen ihanetlerin ve en dibe batmışlığım...Benim için artık umut yok, dediğim zamanda gördüm onu,ARAF ta kalışımın bilmem kaçıncı yılıydı, gözleri ışık oldu yoluma, gülüşleri nefes oldu bana, ama tek bir sıkı...