yoonginin mektubundan devam 👇🏻
#######
"Söyleyecek çok şeyim var sana. Biliyorum ki yaşayacağımız da çok şey vardı. Ama bizim kaderimizde de bu varmış bebeğim. Evet, ellerini tutup tüm ömrümü öyle geçirmek isterdim ama şimdi kalbinde yaşayarak geçireceğim. Ah benim güzeller güzelim, seni öyle çok seviyorum ki.Bunlar sana karşı olacak son sözlerim, satırlarım ama benimle konuşmak istersen yanıma gel, mezarıma gel, kalbine koy elini ve konuş. Ben seni duyacağım güzelim, sen uyurken saçlarını okşayacağım, Mingi ile yemek yerken sizi izleyeceğim. Merak etme ben her anınızda yanınızda olacağım. Sadece siz beni görmeyeceksiniz ama bilin ki ben hep sizin yanınızdayım."
Jimin ağlamaktan devam edemiyordu. "Yoongi'm, sarıl bana lütfen, buna ihtiyacım var lütfen." Elleriyle yüzünü kapatmış hıçkıra hıçkıra ağlamasını sürdürüyordu. "Yaşayamam böyle, yapamam." Seokjin yanına oturup sırtını sıvazlamaya başlamıştı. "Jimin, Yoongi'yi de üzüyorsun böyle. O burada bizim yanımızda, hissetmiyor musun kalbinde?"
Jimin elini kalbine koyup atışlarını hissetmişti. "Bak, atıyor, Yoongi'nin kalbi atıyor. O gitmedi Jimin, o hep bizimle, seninle ve Mingi ile olacak." Seokjin onun sakinleştirmeye çalışırken Jimin devam etmişti.
"Şimdi senden birkaç şey isteyeceğim güzelim. Lütfen dikkatle oku ve yerine getir hepsini. Unutma ki bunlar benim son isteklerim.
Öncelikle beni affetmeni istiyorum. Ben sana güzelce veda edemedim. Beni bunun için affet ama biliyor musun? Zaten vedaları sevmem. Ben bir tek seni severim." Jimin gülümsemişti bir an için.
"İyileşip sağlığın normale döndüğünde artık sen Min Holding patronu Min Park Jimin olacaksın. Her şey hazır merak etme güzelim, canını sıkan hiçbir şey olmayacak söz veriyorum. Ama ben bunlarla uğraşmak istemiyorum dersen de tüm hisseleri satabilirsin ya da ne yapmak istersen. Çünkü her şey sana ait. O binanın tuğlaları da dahil olmak üzere hepsi Min Park Jimin'e ait. Tabii sana ait olan şeylere ben de dahilim.
Kendini zaman zaman kötü hissedeceksin biliyorum, beni özleyeceğini, ağlayacağını biliyorum ama senden tek istediğim bu duygularını tek başına yaşamaman. Tekrar aynı hataları yapmayalım. Biz aynı evdeydik, her gece aynı yatağa girip uyuduk ama birbirimize iyiymişiz gibi yalanlar söyledik. İçimizde yaşadık kendi kendimize. Neden peki? Neden yaptık bunu? Yapmamalıydık bebeğim ve artık bunu yapma olur mu? Anlat, konuş, dertleş. Dostlarımıza anlat, oğlumuza anlat. İçinde tutma yeter ki. Çok istersen benimle de konuşabilirsin, ben seni hep dinleyeceğim.
Bunları okurken Mingi de yanında olacaktır. Lütfen oğlumun beni unutmasına izin verme. Ona her gün beni anlat olur mu? Belki ben onun büyüdüğünü göremeyeceğim ama yine de beni unutmasını istemiyorum. Belki ona iyi bir baba olamadım ama yine de onu ne çok sevdiğimi bilmeli diye düşünüyorum." Jimin dönüp Mingi'ye bakmıştı uzun uzun. Oğlu ona gülümsemiş ve ellerini uzatmıştı. Jimin de ona gülümsemiş ve ellerini tutup öpmüştü.
"Mingi'yi ne çok sevdiğini biliyorum. Daha ilk buluşmamızda söylemiştin hatırlıyorum. 'Ailesi olmayan bir bebeğe aile olmak istiyorum.' diye. Öyle de olacak bebeğim, oğlumuzdan hiç ayrılma. Biz çok güzel bir aile olacağız. Ben olmasam da siz çok güzel olacaksınız. İkinizi hep uzun uzun izledim. Doyamadım bakmalara. Öyle güzelsiniz ki son nefesime kadar izlemek isterdim.
Mezarıma sık gel olur mu? Özletme kendini. Ben hemen özlerim seni. Ama gelirken bana siyah bir gül getir olur mu? Güller sana aldığım ilk çiçekleri temsil ederken siyahı da bu ayrı oluşumuzu temsil etsin. Hatırlıyorum, sana kıpkırmızı güller almıştım. Sarı saçlarına çok yakışmışlardı. Ama şimdi siyahlarını getir bana. Sensiz olan dünyamın karanlığını temsil etsin o çiçekler.
Jimin'im, güzel meleğim, kendine çok iyi bak olur mu? Sen çok güçlü birisin, ben biliyorum bunu. Her şeye rağmen dimdik ayakta durabilirsin. Sana güveniyorum, yapacağını biliyorum. Seni, Mingi'yi çok seviyorum. Çok özleyeceğim, gökyüzünden size bakarken size özlem duyacağım. Ama sabırla bekleyeceğim bebeğim. Tekrar kavuşacağımız güne kadar kendine çok iyi bak, seni gökteki yıldızlar kadar çok seviyorum benim güzel papatyam. Seni her daim çok seven eşin Yoongi Min."
Jimin elleri titrerken kağıdı sehpaya bırakmıştı. Nefes alamıyor gibiydi. Başını geriye yaslamıştı. Gözyaşları akarken tir tir titriyordu sanki. "Yoongi, Yoongi..." Onun adını sayıklarken ağlıyordu. Geri dönsün istiyordu, Tanrı'ya yalvarıyordu. "Ne yapacağım ben? Nasıl yaşayacağım onsuz?" Yanında oturan Seokjin ona sıkıca sarılmıştı.
"Korkma Jimin, belki Yoongi kadar iyi gelemeyiz sana ama biz burada olacağız. Ailen olarak yanında duracağız." Hoseok da onun diğer yanına oturmuştu. "Evet, aile olmak için kan bağına ihtiyacımız yok Jimin. Biz senin de Mingi'nin de yanında olacağız. Size çok iyi bakacağız." Bu kez Hoseok ona sarılmıştı. Jimin sadece ağlayabiliyordu o an.
"Aynen öyle, Yoongi'ye söz verdim Jimin, seni yaşatacağıma söz verdim. Ameliyatınızı yapmak çok zordu ama bana güç veren yine onun kararlılığı oldu. O kadar emindi ki kararından asla vazgeçmedi. Öyle ki gülümseyerek bakıyordu sana. Son anına kadar da öyle durdu, seni yaşattı ve ben eğer bizi görüyorsa çok mutlu olduğuna eminim." Namjoon da ona sıkıca sarılmıştı.
"Jimjim, Yoongi hyung tereddüt etmedi bunları yaparken, Namjoon hyungun dediği gibi asla düşünmedi ikinci kez. Seni kurtarmaktı tek istediği, mutluydu gerçekten mutluydu. Bizimle vedalaşırken, Mingi'ye son kez sarılırken bile mutluydu. Çünkü en sevdiği olan seni kurtaracaktı. Bundan ötesi yoktu onun için." Jungkook da ağlarken ona sarılmıştı.
"Jiminie biliyorsun, biz de seninle beraber aynı duyguları yaşıyoruz. Yoongi hepimiz için çok kıymetli. Bu yüzden onun da yazdığı ve istediği üzere, birbirimize tutunalım. Beraber olursak güçlü olabiliriz, beraber olursak her şeyi aşabiliriz. Birbirimize sarılalım, beraber ağlayalım. Üzülsek de beraber yapalım ki birbirimize destek olalım. Bu yüzden söz vermelisin, artık bir şey saklamak yok." Taehyung ona dikkatle bakıyordu. Jimin ona karşı başını sallamıştı. "Bir şey saklamak yok."
*
Günler geçiyordu hızla. Jimin bir nebze olsun daha iyiydi. Ama yine de sürekli ağlıyor ve videoyu açıp açıp izliyordu sürekli. Ekranın önünde saatlerce oturmaktan sıkılmıyordu asla.
Bu sırada Yoongi'nin ölümü iş dünyasını ve magazini çalkalıyordu. Hoseok şirketteki karışıklıkları kontrol altına almaya çalışırken Taehyung da ona yardımcı oluyordu. Seokjin ve Jungkook Mingi ile ilgileniyor, Namjoon da sık sık Jimin'i muayene ediyordu.
Jimin'in kalbi sağlıklı olduğu için bedenine de yansıyordu. Gücü yerine gelmişti, artık daha rahat yaşıyordu.
Yoongi gittiğinden beri Jimin, yatak odasına dahi girmemişti. Yoongi ile orada bir gece son kez beraber uyumuşlardı ama ikisi de bilmemişti. Bu onun için oldukça acıklıydı. Fakat şu an yatak odasının kapısının önünde dikiliyordu. İçeri girip onun kokusunu çekip ağlayacaktı.
Yavaşça kapıyı açıp içeri bakmıştı. Girip kapıyı kapattıktan sonra yatağa yönelmiş ve Yoongi'nin hep yattığı kısma oturmuştu. Elini çarşafın üzerinde gezdirirken gözleri dolmuştu bile. "Ne olurdu sanki sen de burada olsaydın?" Yoongi'nin yastığını alıp uzanmıştı onun yerine. Yastığı burnuna bastırıyor ve gözyaşı döküyordu. "Kokun giderse ne yapacağım Yoongi'm? Bu güzel kokuyu içime çekemeyecek miyim? Seni çok özledim aşkım, geri dönemez misin?"
Burnu yastığa gömülüyken elinde bir fotoğraf çerçevesi tutuyordu. Yoongi ile birbirlerine gülümserken ki bir fotoğraftı bu. "Yine gülemez misin bana böyle? Bakamaz mısın aşkla? Bir bakışına muhtaçken şimdi kaldım yalnız başıma. Söyle bana, ben ne yapacağım sensiz? Nefes aldığım alan kollarındı, şimdi kalbini taşımama rağmen nefes alamıyorum sevdiğim."
Jimin fotoğrafı koynuna gömüp ağlamaya devam etmişti. Onsuz nasıl geçecekti hiç bilmiyordu. Bu duruma alışmak istemiyordu. Mingi olmasaydı çoktan intiharı düşünürdü ama bebeği ve arkadaşları onu durduruyordu. "Yoongi'm beni izliyor musun bilmiyorum ama seni ne çok özlediğimi bil lütfen. Sensiz olmuyor hiçbir şey, ben sensiz tamamlanamıyorum."
#######
ağlamak istiyorum ağlamak
![](https://img.wattpad.com/cover/366397657-288-k230150.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
black rose | yoonmin ✔️
Fanfic𝘉𝘭𝘢𝘤𝘬 𝘙𝘰𝘴𝘦 𝘣𝘺 𝘛𝘢𝘦𝘮𝘪𝘯 시들어 져 𝘳𝘰𝘴𝘦 𝘶𝘯𝘥𝘦𝘳 𝘵𝘩𝘦 𝘭𝘪𝘨𝘩𝘵 쏟아진 가시가 날 가슴 깊이 찔러 베어와 두 번 다시 볼 수 없을까? ####### Bir evde neden herkes güler ama hiç kimse mutlu olmaz? Neden herkes kendinde yaşar acıyı? Neden herkes rol yaparak sak...