15

64 10 16
                                    


Jimin ile tartışmaları üzerinden günler geçmişti. Yoongi yine birkaç gün eve gelmemişti. Bu kez Jimin de onu aramamıştı. Birbirlerinden ayrı duruyorlardı resmen. Jimin o yokken Mingi'ye sarılıp çokça ağlamış ve her seferinde de kalbinin sıkıştığını hissetmişti. Kalbi üzüntüyü kaldıramıyordu artık. "Hoşgeldin Yoongi."

"Hoşbuldum. Mingi, güzel oğlum." Yoongi ona doğru gelen bebeğini kucağına almış ve öpücüklere boğmuştu. Jimin de yanlarına gelmiş ve Yoongi'ye sırnaşmıştı. Ondan ayrı kaldıkça kalbi kötüleşiyordu. "Beni özlemedin mi yoksa?" Jimin onun kolunun altına girip gülümsemişti. "Özlemez olur muyum hiç?" Mingi'yi kucağından indirmeden Jimin'in dudaklarına bir öpücük bırakmıştı.

"Mingi, bebeğim, sen burada biraz oyna tamam mı?" Jimin, Mingi'yi oyuncaklarının arasına bırakmış ve bir öpücük kondurmuştu saçlarına. Yoongi ile yatak odalarına vardıklarında hızlı bir öpüşme ve sevişme gerçekleştirmişlerdi. Şimdi ikisi de küvette dinleniyordu.

Yoongi sırtını yaslamış dururken Jimin de tam önünde arkası dönük oturuyordu. Köpüklerde ellerini gezdiriyordu. "Güzelim." Jimin'i geriye çekip kendine yaslamıştı. "Bir daha tartışmayalım." O saçlarını okşarken Jimin sessiz kalıyordu. "Yoongi, bir daha gitme. Tartıştıktan sonra beni yalnız bırakma." Sesi ağlamaklı çıkmıştı.

"Bizi, beni, Mingi'yi terk etme öyle. Kızsan da bana, ne olur gitme!" Jimin, Yoongi'ye dönüp sıkıca sarılmıştı. Hıçkıra hıçkıra ağlarken Yoongi de onu sıkıca sarıyordu. "Ben hatalıydım, biliyorum, özür dilerim Yoongi!" Yoongi onun ağlamasına dayanamıyordu. "Şşş, güzel papatyam, ağlama ama. Ben de özür dilerim seni üzdüğüm için. Gitmiyorum hiçbir yere merak etme. Sizi nasıl terk ederim güzelim? Sizden başka neyim var, kimim var sanki?"

"Yoongi, yarın Mingi'nin doktor kontrolü var. Beraber gidebilir miyiz?" Jimin hep yalnız götürdüğü için kendini çok kötü hissediyordu. "Çünkü, şey, ben hep yalnız götürüyorum ve bu biraz üzücü oluyor." Yoongi başını sallayıp omzuna yatırmıştı onu. "Pekala, o halde yarın ki ilk işimiz bu olacak!"

*

"Pekala! Her şey gayet iyi görünüyor!" Seokjin kocaman bir gülümsemeyle Yoongi ve Jimin'e bakıyordu. Yoongi'yi nadiren görebilse de o an orada olmasına sevinmişti. "Mingi gayet sağlıklı Jimin, endişelenmene gerek yok. Her muayenede çok tedirgin oluyorsun, bu sana da zararlı, kalbine de." Kalp üzerinden yaptığı vurguyu Jimin fark etse de Yoongi fark etmemişti.

"Bu benim yüzümden oluyor olmalı, onu hep yalnız bırakıyorum." Yoongi suçlu hissederek başını öne eğmişti. "Ama çok işin oluyor sevgilim, vaktin yok ki hiç." Yoongi başını sallamıştı. "Bundan sonra böyle olmayacak. Tüm doktor kontrollerine beraber geleceğiz. Size bunun dışında da bir sürü vakit ayıracağım tamam mı? Söz veriyorum."

Seokjin, Jimin'in gözlerinin parladığını görmüştü. İkisi için de iyi olacaktı bu durum, biliyordu. Bu sırada içeri giren kocasına da gülümsemişti. "Jinnie! Aa Jimin! Hoşgeldin! Ve sen de Yoongi olmalısın."

"Evet, memnun oldum ya siz?" Namjoon elini uzatıp tokalaşmıştı. "Ben de Kim Namjoon. Bu gördüğünüz eşsiz güzellikteki doktor beyin kocasıyım." Seokjin yanakları kızaracak şekilde gülümsemişti. "Ya! Joonie!" Namjoon, onun yanına gelip saçlarına birkaç öpücük bırakmıştı ve boş sandalyelerden birine oturmuştu. "Jimin sağlığına dikkat ediyorsun değil mi?" Yoongi kaşlarını çatmıştı. "Neden?" Jimin'e dönmüştü hemen. "Bir sorun mu var bebeğim?"

Namjoon pot kırdığını fark ederek hemen müdahale etmişti. "Bir sorun yok Yoongi. Sadece, bebekle ilgilenirken bazen ebeveynler kendilerini ihmal edebiliyor, bu yüzden sordum." Jimin, kendisini kurtaran Namjoon'a minnettar olmuştu. "Anlıyorum." Yoongi başını sallamıştı. "Eğer istersen sağlık taramasına girebiliriz güzelim. Sana en ufak bir şey olsun istemiyorum." Jimin endişeyle ona bakan kocasına gülümsemişti. "Sorun yok Yoongi'm. Ben iyiyim, her şey yolunda." Seokjin onun saklamasından rahatsızdı fakat kararına şimdilik saygı duyuyor ve sesini çıkarmıyordu.

black rose | yoonmin ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin