25. bölüm

176 6 5
                                    

Gülperi eve gider gitmez bir ağrı kesici içmişti. Başı olayları düşünürken çatlayacak derecede ağrıyordu. En iyi uyumak diye düşünerek yatağa uzanıp battaniyeyi üzerine çekti. İlacın etkisi ile kısa sürede uykuya dalmıştı.

Yağız Gülperi'nin istifa ettiğini öğrenmişti. Bu yüzden moreli çok bozulmuştu. Babasından dolayı olduğuna adı gibi emindi. Gidip babası ile bir güzel kavga etmek istiyordu ama hiç bir ise yaramayacağını biliyordu. O yüzden babası ile konuşmadan önce Gülperi'yi görmek istiyordu.

Ömer'in yanına giderek
-Ömer Gülperi istifa etmiş duydun mu?

Ömer,
- evet sana da mı Seda söyledi? Sanki mujdeli bir habermis gibi her yere dağıtıyor. Dedi

Yağız,
- Evet . Gidip resepsiyona baktım yok. Ben Gülperi'nin yanına gideceğim. Seda'yı da alıp birlikte gidelim mi? Dedi.

Ömer,
Olur tabi gidelim. Dedi.

Resepsiyona inip Seda'yı da çağırarak arabaya bindiler.

Seda,
- Yağız bey Gülperi için mi bize geliyorsunuz? dedi

Yağız,
- Evet onunla konuşmak istiyorum. İstifa etmesi beni gerçekten üzdü. Keşke gelip bana söyleseydi. Dedi.

Seda,
- Siz neden istifa ettiğini biliyor musunuz? Deyince.

Yağız,
- Muhtemelen babam yüzünden. Ona verdiği paralardan bir demet eksik çıkmış. Galiba Gülperi'yi suçladı. Yani ben böyle tahmin ediyorum. Dedi

Seda,
- Ne ama Gülperi böyle bir şey asla yapmaz. O paralar için çok telaslaniyordu. Ama bu nasil olur nereye gider. Dedi düşünceli bir şekilde.

Seda, Gülperi'nin şu an ne kadar üzgün ve kırgın olduğunu anlayabiliyordu.

Eve geldiklerinde Yağız arabayı durdurmuştu. Arabadan inip kapıya gelince, Seda hiç kapıyı tiklatmadan anahtari ile kapıyı açmıştı. Hemen içeriye gidince Gulperi'nin yatakta uyuduğunu gördü.

Seda,
-Siz burada bekleyin isterseniz ben onu uyandırıp geleyim. Dedi ve Gülperi'nin yanına gitti.

Seda sanki her şeyi kendisi yaşamış gibi hissediyordu. Gülperi'nin yanına yavaşça otururken, gözleri dolmuştu. Boğazına yumru oturmuştu. Yutkunarak kendini toparlamaya çalıştı. Ve Gülperi'ye seslenerek.

- Gülperi...Gülperi... diye yavaşça dokundu.

Gülperi bir anda yatağına oturarak derin bir nefes aldı.

Seda,
- Korkuttuysam özür dilerim. Dedikten sonra zorla tuttuğu göz yaşları yeni yağmaya başlayan yağmur taneleri gibi gözlerinden süzülmeye başlamıştı.

Seda'nın aslında ağlama sebebi kendi yaşadıklarıydı. Aklına sürekli kendine hırsız diyerek hakaret ettikleri günler geliyordu. Aklından hiç çıkmayan bir olay vardı. Okulda en sevdiği arkadaşının çok değer verdiği bilekliği kaybolmuştu. Arkadaşı hemen gidip öğretmene söylediğinde öğretmen gelip önce Seda'ya sormuştu. Seda ben çalmadım desede inandiramamıştı. hatta öğretmen inanmayıp her tarafını aramıştı. Seda küçük bir çocuk değildi ki anlamayacak. Lise öğrencisiydi. Gururu cok inciniyor, kalbi kırılıyordu Ama ona asıl koyan öğretmeninin bu yaptığından daha çok arkadaşının ona karşı olan tavrı olmuştu.

Hani bir hikaye vardır. Pir sultanin hikayesi. Pir sultan asılmak icin dar ağacına giderken,
paşa " Herkes onu taşlasın. taşlamayanın kellesini alırım" diye emir verir. Bu sebepten dolayı herkes pir sultana taş atar. En sevdiği dostu da ona taş atmak istemez ama kelle korkusu ile bir gül atar. İşte bu Pir sultanı yürekten yakar. Ve Pir sultanın dudaklarından şu kelimeler dökülür.

GÜLPERİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin