4. bölüm Gülperi dogdu

501 157 66
                                    

Gönül'ün sancıları çoğalınca hemen hastaneye götürdüler. Hastaneye geldiğinde doğum başlamıştı. Bunu duyan anneside hastaneye gelmişti.

Sabah saat 8 gibi Gönül doğum yaptı. Dünyalar tatlısı, mavi gözlü minicik bir bebek. Bebeğini gören Gönül'ün gözlerinden mutluluk gözyaşları aktı. Gönül Bebeğini öptü,  kokladı. Pembe yanaklarını güle benzettigi için gül , peri gibide güzel olduğundan ona peri dedi. Ve ismine gülperi koydu. Kulağına hosgeldin benim dünyalar güzeli kızım. Her ne olursa olsun seni koruyup hep arkanda olacağım.

Gönül konuştukça bebeği sakinliyordu. Onu emzirirken annesi geldi. O da bebeği biraz sevip kokladıktan sonra Gönül'e,
- Kızım istersen bebeğe ben bakarım. Hapiste zor olur. Hapiste bir sürü sorunlu insan var sana sıkıntı çıkarabilirler. Dedi

Gönül
-Yok anne onu bırakamam. Hem onun şu an  anne kokusuna, anne sütüne ihtiyacı var. Bunu ondan mahrum edemem. Ben hapistekileri idare ederim. Dedi.

Çünkü o bir anne evladını nasıl bırakabilir. 9 ay onu bekledi. Onun her ne kadar zor olsada annesiz büyümesini istemiyordu. O yüzden bebeğini annesine bırakmadı. Kendisi ile birlikte hapise götürmeye karar verdi.

1 gün sonra durumu iyi olunca, Gönül'ü hastaneden çıkardılar. Gönül bebegi ile birlikte polislerin eşliğinde hapise geri döndü.

Hapise gelince hemen Reyhan merakla yanına koştu. Gönül'ü yatağına yatırdı. Gönül biraz dinlenmesi için bebeği istedi. Tam kucağına almıştı ki bebek ağlamaya başladı. Reyhan susturamayınca Gönül Bebeğini geri aldı onu kucağına alınca hemen susmuştu.

Reyhan  haric diğer mahkumlar bu durumdan pek memnun değillerdi. Çünkü koğuşa minik bir bebek geldi ve bebek sürekli ağlıyor. Mahkumlar bebek sesinden uyuyamıyorlardı. Bu yüzden Gönül'e laf çarptırıp duruyorlardı. En çokta Gülizar.  surekli (Birdi iki oldular, sustur şu veledi. Ölseler de kurtulsak gibi laflar söyluyordu.) Gönül bu soylenilenleri duymamazlıktan geliyor. Sadece bebeğine odaklanıyordu.

Bir gün Gönül ne yaptı ettiysede bebeği susturamadı. Hiç kimse uyuyamıyordu. Gönül'ü gardiyana  şikayet ediyorlar ama gardiyan hiç bir şey yapamıyordu. Çünkü  Gönülü  ayrı bir koğuşa geciremezdi.  Mecbur sabredeceklerdi.

Reyhan,
- hasta mı acaba ya. Söyleyelim gardiyana, doktora götürsünler yada şurup isteyelim bari.  Bu çocuk iyi değil  dedi.

Gitti gardiyana söyledi. Gardiyan şu an hiç birsey yapamayız deyince, Gönül sinir oldu.

Gönül gardiyana,
- Nasıl ya bu çocuğu ölünce mi götüreceksiniz? Gece yarısı oldu çocuk hâlâ uyumuyor bir sıkıntısı var anlamıyor musunuz?  Dedi.

Fakat gardiyan umursamaz bir tavırla sabahı beklemelisiniz diyerek çekip gitti. Gönül parmakliklara yapışmış arkasından bağırıyordu ki onu arkadan birinin dürtmesi ile döndü. Bu Gülizardı.

Gülizar,
- boşuna bağırma geç yatağına. dedi kızgın bir yüz ifadesi ile.

Gönül,
-abla lütfen gerçekten şu an seninle uğraşacak durumda değilim. Dedi.

Gülizar,
-Gözlerimden uyku akıyor inan benimde seninle ugraşasım yok. Sana sadece geç yatağına otur dedim. Beni uğraştırma. Dedi.

Gönül gitti yatağına oturdu bebeğini emzirmeye çalıştı. Aslında bebeğinde çok uykusu vardı ama bir türlü uyuyamıyordu. Onu rahatsız eden bir şey vardı. Gönül'ün eli ayağı dolaşmıştı. Ne yapsa susturamadı.

GÜLPERİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin