13. bölüm Kurtuluyoruz

201 64 7
                                    

** Bu gün 2 bölüm yazdım **
** önceki bölümü okumayı unutmayın. Umarım beğenirsiniz **

Bir hafta geçtikten sonra annesinin köyüne gitmişlerdi.  Hemen köydeki evini ve tarlaları köyün muhtarına satacaklardı. Köyün muhtarı bir evi ve 4 tarlayı 250 milyara almayı kabul etmişti. Satış işlemleri için köye geldiklerinde Gönül küçüklüğünün geçtiği evi görünce çok duygulanmıştı.  Eşyaların çoğu duruyordu. Ufak tefek eşyalardan götürebileceklerini gotureceklerdi.  Sultan nine hatıra olsun diye bir kaç eşya aldı.  Duvarda ki fotoğrafları ve kapının arkasında eşinin asılı kalmış olan ceketini aldı.  Gönül ise dolaşırken,  dolabın  çekmecesinde eskiden yazdığı günlüğü buldu. Hemen çantasına attı.  Gülperi ise köydeki evde hiç bir anısı olmamasına rağmen çok hüzünlenmisti.

Satış işlemlerini bitirdikten sonra muhtardan parayı alıp geri İstanbul'a dönmüşlerdi. Kendi aralarında paranın geri kalanını nasıl tamamlayacaklarını düşünmeye başladılar.

Gönül,
50 milyar kaldı.  50 milyarı nereden bulacağız. Ben yarın iş bakacağım . Ama ne işinde çalışırsam çalışayım o parayı 5 ay içinde bulmam imkansız.  Tek aklıma gelen, İş için girdiğim yerden avans talep etmek . Tabi onlarda verir mi vermez mi ya da ne kadar verirler hiç bilmiyorum. Babamdan kalan maaş ile de ihtiyaçlarımızı alırız.

Gulperi,
- Benimde okul çıkışı  çalıştığım bir kafe var oradan da biraz kazanıyorum. Çok olmasa bile biraz katkı olur .

Gönül,
- Senin parana mecbur kalmazsam dokunmam benim peri kızım. 

Gülperi,
- Şu parayı bi an önce ödeyip kurtulalım anne . Benim param, senin paran diye bir şey yok . Hepsi bizim paramız.  Diyerek gülümsedi.

Diğer gün Gönül Sabah erkenden kalkmıştı. Hemen dışarıya çıkıp bir kaç yer dolaştı.  En sonunda bir lokantada eleman aranıyor yazısını görünce,  Hemen içeriye girerek iş ilanı için geldiğini söyledi. "Bulaşık yıkayacak biri lazımdı eğer sana uygunsa hemen işe başlayabilirsin. " diyerek Gönül'ü bulaşıkhaneye götürdü.

Gönül Sabah 8 de başlayıp öğleyin 2 te işini başkasına devrederek, 3 milyar karşılığında çalışmaya başlamıştı.
2 den sonra da evlere temizlik yaparak aylık gelirini 5 milyara çıkarıyordu.

Gönül bir ay çalıştıktan sonra lokantanın sahibinden avans istemeye karar vermişti. Lokantanın sahibi her gün mutlaka lokantaya gelir çalışanları kontrol edip giderdi. Gönül patronun gelmesini dört gözle bekliyordu. Saat 10 gibi lokantaya gelmişti.  Patronu gören Gönül hemen koşarak yanına gitti.

Gönül
- Gunaydın. Hosgeldiniz . Dedi

Patron Gönül'e dönerek,
-Günaydın,  hoşbulduk Gönül.  Dedi

Gönül,
- Şey efendim sizden bir ricam olacak.

Patron,
- Evet söyle bakalım.  Dedi

Gönül mahcup bir şekilde,
- Ben sizden avans isteyecektim. Gercekten cok zor bir durumdayım.  Borcum var. Yani mümkünse bana ön ödeme yapabilir misiniz? Ver diginiz paranın değerinden daha fazla çalışırım. 

Patron kaşlarını çatarak,
- Hım borcun ne kadar ? Diye sordu.

Gönül çekinerek,
- 50 milyar. Dedi

Patron şaşkın bir şekilde gözlerini açtı.
- 50 milyar mi? Kusura bakma ben o kadar avans en kıdemli çalışanıma bile vermiyorum. Doğru konuşmak gerekirse , senin hapisten çıktığını duyunca işten çıkarmayı düşünmüstüm. Ama yardımcım senin iyi çalıştığını söyleyince sana şans vermeye karar verdim. Yani daha seninle çalışalı bir ay oldu ve senin geçmişin yüzünden de sana çok güvenemiyorum.  O kadar parayı alıp gitmeyeceğini nerden bileyim? Hem 50 milyar senin bir buçuk yıllık maaşın oluyor. O zamana kadar bizimle çalışıp çalışmayacağını nasıl bilebilirim. En fazla 3 maaşını verebilirim. Dedi

GÜLPERİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin