Sadece iki aile arasında nikahımız kıyıldıktan sonra, Erol beni evimize götürdü. Ben gelinlik ile odada onu beklerken, Erol salonda biraz hararetli bir şekilde telefonla konuşuyordu.
Bende merak ettiğim için salonun kapısının önüne gelmiştim.
Erol'un
- paket hazır diyorum size anlamıyor musunuz? Ben düğünü ona göre ayarlanmıştım. 1 ay ben nasıl idare ederim Dediğini duydum.İşleri ile sıkıntı olduğunu zannetmiştim. O yüzden dediği şeyleri çok düşünmedim. Tekrardan içeriye gidip konuşmasının bitmesini bekledim.
Erol içeriye gelince biraz sert bir şekilde ,
- Gelindiğini çıkarsana ne bekliyorsun dedi ve paketten bir sigara çıkararak yaktı.Ben Erol'un biraz stresli olduğunu farkettim. Onu biraz rahatlatmak için hemde bana derdini anlatırsa sakinler diye düşündüğüm için onunla biraz konuşmaya karar verdim.
Ben,
-Ne oldu Erol. İstersen konuşalım. Telefonda konuşurken senin kızdığını duydum. Bana anlat, belki bende sana bir fikir veririm. Konu her neyse çözülür. Çok kafana takma. DedimErol sigarasının dumanını kuvvetlice bana doğru üfledi. Ve parmağıyla beni işaret ederek,
- konu ne biliyor musun? Konu sensin sen. Ne güzel bugün kurtulacaktım senden. Bir yıl boyunca sana katlandım. Tam bugün oyun bitiyordu. Seni götüreceklerdi. Ama malesef isleri çıkmış. O yüzden gelemediler. Neyse artık bir ay daha sana sabredecegim. Ama artık sana canımlı cicimli davranamam. dediBen çok şaşırdım. Ayrıca ne demek istediğini anlayamadım. Ben Erol'a
- Ne diyorsun sen Erol. Aklın başında mı? Biz evlendik. Annen, baban bu söylediklerini biliyor mu? Beni kim götürecek. Neden götürecek. Anlamıyorum. deyiceErol,
- Ne anne babası onlar bana yardim ediyordu. Yok benim annem babam falan. Bak Gönül akıllı ol. Aptallık etme. Şimdi sana, seni ilgilendiren şeyi anlatacağım. Sen Haydar babayı bilmiyorsun. Gerçi daha ben bile gerçek ismini bilmiyorum. Haydar ona takılan bir isim. Onu sadece sayılı kimseler görüyor. Her neyse Ben, onun bana verdiği görevleri yapıyorum. Ve bunun karşılığında yüklü miktarda para alıyorum. Genelde benden, senin gibi genç güzel kızlar bulmamı ister. Her sene senin gibi birini bulup onun ile evlendikten sonra bütün belgeleri ile birlikte kızı onlara teslim ederim. Sende eğer akıllı isen sorun çıkarmazsın. Şimdiye kadar hiç bir kız sorun çıkarmadı. Yada çıkaramadı diyelim. Şu anda dış ülkede kraliçe gibi yaşıyorlar. Eğer sende onların istediklerini yaparsan, heleki biraz onların gözüne girersen paraya para demezsin. dedi.Ben beynimden vurulmuşa döndüm. Sinirli bir şekilde
- Erol Ben doğru mu anladım. Sen beni ticaret malı gibi satıyor musun?Erol,
-Yani senin önünü açıyorum diyelim. Ne var sanki Haydar babanin malikanesinde adam eğlendireceksin . Çok zor olmasa gerek. dedi.Sinirden ellerim titriyordu.Bende,
-Ben ölürüm de adamlara kendimi pazarlamam. Hem sen ne zannediyorsun ya. Bu işler bu kadar kolay mı? Beni kimseye mal gibi veremezsin. Deyince Bir kahkaha attı.-Evettt kolay. En zor kısmı seninle evlenmekti. Onu atlattıktan sonra gerisi onların işi. Seni alıp gidiyorlar. İnan kimse onlara hesap sormuyor. (Gözlerini kocaman açarak) Polisler bile hesap soramıyorlar. Dedi
Sonra sözüne devam ederek.
-Tamam artık bu kadar yeter öğreneceğini öğrendin diyerek kolumdan tutup beni camı olmayan bir odaya kilitledi. Oda bomboştu. Sadece bir yatak ve yerde bir halı vardı.Ben odada uzun bir müddet ağladım. Sonra kapıyı açmaya çalıştım ama açamadım.
Aradan 1 ay kadar zaman geçti. Ben kafamda sürekli kaçma planları kuruyordum.
Erol bana gene yemem için yemek getirmişti. Genelde bir ekmek yaninda domates gibi seyler getirirdi. Bıçak, çatal, kaşık tarzı şeyleri asla getirmezdi. Ekmeği elimle böler, domateside bütün yerdim. Yemegi bırakıp gidiyordu ki
Erol'a seslenerek,
- Erol Ben hamile olabilirim. dedimErol beni dediğimi duyunca boğazıma yapışarak,
-Ne diyorsun sen. Nasıl hamile olursun seni 1 hafta sonra almaya gelecekler. Senin hamile oldugunu duyarlarsa, seni almazlar benide öldürürler. Bana senin için bir sürü para verdiler. Eğer hamileysen ne yapıp edip o çocuktan kurtulmalıyız. dediBende,
-asla bebeğe bisey yapmam . dedimBunun üzerine Erol dışarıya çıkıp eline ne geçerse fırlatıyordu. Bana hiç birsey yapamıyordu. Ilk zamanlar dovuyordu ama beni teslim etmeye yakın zamanlarda dövmeyi kesmişti. Çünkü ben onun elinde bir emanet gibiydim. o dışarıda sinirden kendini kaybetmişken açık unuttuğu kapıyı yavaşça açtım. Sehpanın üzerinde bir silah vardı. Hemen hızlıca onu kaptım. Erol bunu farkedince silahı almak için üzerime yürüdü. Bende geri geri gidince yatak odasına girdim. O da arkamdan geldi.
Ben önce kendimi vurmayı planlanmıştım. Ama sonra kendime ve karnımdaki bebeğe acıdım. Ve silahın ucunu Erol'a uzattım. Ve onu sizinde bildiğiniz üzere vurdum.
Ben eğer kendimi vursaydım Erol kurtulacaktı. Ben ve bebeğim boşuna ölecektik. Erol ise başka kızları kandırmaya devam edecekti. Daha fazla kimsenin canı yansın istemedim komserim.
Komser Gönül'ün anlattıklarını duyunca çok üzülmüştü. Çünkü aslında Gönül'ün hiç bir suçu yoktu. O sadece kendini korumaya çalışmıştı. Ama bu anlattıklarının doğru olduğuna dair elinde hiçbir delilide yoktu.
Komser Gönül'e,
- Peki bebek nasıl oldu. Diye soruncaGönül biraz utanarak,
-Şeyy.. Erol bir gece zorla..Komser
-Tamam kızım anladım. Simdi seni nezarethaneye götürecekler biraz seni orada bekletecegiz Dedi.Gönül,
- komserim anneme haber verebilir misiniz? DediKomserde,
-merak etme ona haber gitmiştir. dediKomser Gönül'ün ifadelerini alıp gitti. Ve Gönül'ü nezarethaneye götürdüler.
7-8 saat sonra Gönül'ün annesi göz yaşları içerisinde geldi. Annesinin ağladığını gören Gönül de göz yaşlarını tutamadı.
Gönül'ün annesi,
-ah benim güzel kızım. Ne oldu böyle. Duyduklarım doğrumu. dedi.Gönül ağlamaktan zor cevap veriyordu.
-Erol beni az daha bir eşya gibi satacakti. Diyerek her şeyi anlattı.Annesinin görüşme süresi dolmuştu. Tam annesi gidecekti ki , Annesine hamile olduğunu söyledi. Gönül'ün hamile oldugunu duyan annesinin hüznü dahada arttı. Gönüle cevap bile veremeden gitmek zorunda kaldı.
**🫶2. Bölümün sonuna geldik oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın🫶**
**Bölümü nasıl buldunuz?**

ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜLPERİ
Teen FictionAnne karnında başlayan acı dolu bir hayat. Gülperi'yi doğarken heyecanla kapıda bekleyen babası yerine, doğmasını istemeyen sinirli, asabi mahkumlar vardı. Çünkü Gülperi bir hapishane koğuşunda doğmuştu. Hiçbir şeyden haberi olmayan Gülperi'yi hay...